Geç kaldın hocam!

Hele, Rüştü Reçber'in adını bile ağzıma almayacağım. Ama golden sonra geçen dakikaların ve boşa harcanan zaman diliminin faturasını da sevgili Mustafa Denizli'ye keseceğim.

İlk 45 dakikada Kocaeli kalesine tek şut atamayan... Tek pozisyon yaratamayan... Oyunu rakip yarı alana taşıyamayan... Ağırlığını hiç hissettiremeyen... Ve iki pası bir araya getiremeyen bir takımı 45 dakika başı boş bırakmanın hesabını da yine Mustafa Hoca'dan sorarım.
Beşiktaş'ın yediği erken golden sonra Taner Gülleri'nin sakatlanıp, oyunu terk etmesi Kocaelispor'un hücum gücüne inen ağır bir darbeydi.
Böyle bir fırsatı değerlendirmenin en mantıklı yolu da, hücumda şaşkın ve etkisiz adımlarla dolaşan Bobo'nun yanına ikinci bir santrfor göndererek sambacıyı yalnızlıktan kurtarmaktı.

Holosko ile hücum gücüne yeni ve sağlıklı bir nefes katmak Beşiktaş'ın çehresini değiştirebilirdi.

Acaba şok gol Mustafa Hoca'nın da kanını mı dondurdu!

* * *

MUSTAFA Denizli beklenen hamleyi ikinci yarıda gerçekleştirdi. Oyuna Holosko ve Uğur İnceman'ı ile başladı. Ve bazı riskleri de hiç çekinmeden aldı. Hücuma daha çok adamla çıktı. Oyuna geriden katılanların ve skora koşanların sayısı çoğaldı. Bu dakikalarda Yusuf Şimşek ve Rodrigo Tello'nun farklı ve etkili bir kimliğe bürünmeleri gerekiyordu.

Rodrigo Tello, sahanın her noktasında gözüktü. Ancak ne bir pasını, ne de bir şutunu gördüm. Göstermelik oynadı. Denizli de oyundan aldı.
Yusuf Şimşek, ilk yarıdaki durgun temposundan oyunun final bölümünde kurtuldu. En gerçekçi yönü, taşıdığı kazanma hırsı ve duygularıydı.
Holosko'nun varlığı Beşiktaş'a farklı değerler kazandırıyor. Dün geceki performansı bunun net bir kanıtıydı.
Oyuna geç de girse dert etmiyor. Darılmıyor, kırılmıyor. Hemen oyuna uyum sağlıyor ve Beşiktaş'ın hücum gücünü ikiye katlıyor.

* * *

BEŞİKTAŞ ikinci yarıdaki oyunu ile giden bir maçı kazanma becerisini gösterdi. Bu nasıl gerçekleşti... Mustafa Denizli'nin ikinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri farklı ve beklenmedik skoru da beraberinde getirdi.

Mustafa Denizli'nin ilk yarıdaki donukluğunu, oyunu kulübenin bir köşesinde hiç de görmediğim bir sessizlikte izlemesini hala anlamış değilim.

Beşiktaş, şampiyonluk yolunda zor bir engeli zorlu bir savaş sonrası aşmayı becerdi. Bunu nasıl yaptı diyenlere en kısa yoldan şu yanıtı verebilirim.

Mustafa Denizli'nin ikinci yarıdaki performansı ile!

Yine de bilemiyorum, Kocaelispor yerine Beşiktaş'ın karşısında daha güçlü bir rakip olsaydı sonuç böyle mi olurdu?