Ercan Kumcu: Sorumsuz yetkililer

Ercan KUMCU
Haberin Devamı

LONDRA Üniversitesi, Birleşik Devletler Etütleri Enstitüsü, tam kafama göre bir konferans metni daha yollamış bana. Aydınlarca, doğru ve dokunulmaz nitelikte diye nitelenen ‘‘genel kabul görmüş yanlışları’’ irdeleyen ve didikleyen bu yayınlardan herhalde Türkiye'de çok kişiye geliyordur.

* * *

Konuşmacı Simon Jenkins, İngiliz ‘‘The Times’’ Gazetesi'ne haftada iki makale yazan 57 yaşında bir gazeteci-yazar. Metni elimde olan konferansının başlığı, ‘‘Sivil Toplum Örgütlerinin Gücü’’. İçeriği ise kendilerine ‘‘STK’’ (Sivil Toplum Örgütleri) denen bu derneklerin nasıl azmanlaştığı ve özellikle gariban ülkelerin yönetiminde, her köfteye maydanoz olarak işleri ne biçim karıştırdıkları. Solcular tarafından kullanıldığı şekliyle, ‘‘Sivil Toplum Kuruluşları ve Örgütleri’’ şeklinde ismi dilimize yerleşen bu kuruluşların asıl adı ‘‘Gayri Resmi Örgütler’’. İngilizce'de bunlara kısaca NGO (Non Governmental Organisations) deniyor.

* * *

Son 15-20 yıl içinde NGO'lar inanılmaz bir gelişme göstermiş. Birleşmiş Milletler'in 1995 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, uluslararası alanda faaliyet gösteren 29.000 NGO var. Toplamda bu örgütler Dünya Bankası'ndan daha fazla para dağıtmaktalar. Af Örgütü, NGO'ların en büyüklerinden biri. Bir milyondan fazla üyesi mevcut. Bu örgütler nam ve hesabına yılda 5 milyar dolar yardım toplanıyor. Bu örgütler, devasa işletmeler haline gelmiş. Bazı ülkelerin yönetimini de ele geçirdikleri oluyor. 2-3 yıl Somali'yi idare etmişler, şimdi de Bosna ve Kosova'yı idare etmekteler.

Jenkins, NGO'ların (yani STK), zamanla yeni türlerinin ortaya çıktığını söylüyor. Gücünü dinden alan ve Amerika'da çok rastlananlara RINGO (Religious NGO), hükümetle ilişkileri kuvvetli olanlara ve özellike Fransa'da yeşerenlere GRINGO (Grovernment Related NGO), iş álemi ile yakın ilişkide olup ihale lobiciliği yapan İngiltere'de ve hemen her ülkede bulunanlara BINGO (Business Front NGO) adlarını uygun görmüş.

Jenkins'in katılmadığı ana tema şu: Batı'da giderek taraftar bulan bir inanışa göre ‘‘kendi vatandaşlarına medeni bir şekilde muamele etmeyen hükümetler muhtariyet haklarını kaybeder’’. Bu durumda kötü hükümetler yerine uluslararası irtibatları olan yerel NGO'lar veya doğrudan yabancı NGO'lar devreye girer. İnanışa göre bu müdahale meşrudur. Nitekim son zamanların en ilginç ve en etkin NGO'su olan ve gelirinin yarısından fazlasının Fransız ve diğer bazı hükümetler tarafından karşılanan ‘‘Sınır Tanımayan Doktorlar’’ (Medecins sans Frontieres), herhangi bir ülkede karışmaları gereken bir durum varsa buna karışacaklarını beyan etmekte. Çünkü, kendilerinin ‘‘müdahale ödevleri’’ bulunduğunu, örgütlerinin yönetim ilkesi olarak benimsemişler. Kısaca ‘‘biz durumdan vazife çıkarırız’’ diyorlar.

* * *

Jenkins, medyayı arkalarına alarak NGO'ların elde ettikleri bu gücü antidemokratik buluyor. Özellikle, gelişmiş ülke NGO'ların az gelişmiş ülkelerin işlerine karışmasını, yeni emperyalizm ve hesap vermeyen bir yetkilenme olarak görüyor ve bundan hoşlanmıyor.

Son Söz: Demokrasiye, fakir ülkelerin de ihtiyacı vardır.

Yazarın Tüm Yazıları