CHP ve dış politika

PİYASAYA arz edilen bir meta/fikir/hizmet “yeni” adı altında takdim ediliyorsa, onun hem “eski”sinden, hem de “rakipler”inden farkı anlaşılır ve fark edilir olmalıdır.

CHP’nin yeni bir lideri ve yeni bir MYK’sı var. Öte yanda da liderin söz geçiremediği Kurultay’dan sonra en güçlü aygıt olarak bir Parti Meclisi mevcut.
Partiye şu an itibariyle bir kakofoni hâkim ve herkesin elzem gördüğü Seçimli Kurultay için bile bir türlü karar alınamıyor.
Öte yanda CHP’li olmayan taban bile Kemal Kılıçdaroğlu’nu sevdi. Kılıçdaroğlu, oy deposu varoşların Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra kendilerinden saydıkları ilk lider oldu.
Ancak herkes kendi ihtiyaç ve meşrebine göre soruyor:
Yeni CHP bana ne verecek?
* * *
Varoşlar diyor ki:
“AKP demokrasiyi zedeliyormuş, yargıyı kendine bağlıyormuş, Erdoğan tek adam oluyormuş, dış politikada şaşkın ördeği oynuyormuş, bana ne! Bana bedava kömür, okul kitabı-defteri verdi, gecekondulardan çıkıp aynı maliyetle TOKİ’nin merkez ısıtmalı, sıcak sulu, uydu antenli modern apartman dairelerinde oturmaya başladım, bedava sağlık hizmetleri ile zenginlerin faydalandığı kalitede sağlık hizmetlerinden faydalanıyorum, duble yollarda seyahat ediyorum, gerektiğinde ucuz uçaklara biniyorum.
Yeni CHP bunların üstüne bana ne verecek?”
* * *
Ben de meşrebim gereği sordum:
“CHP’nin yeni MYK’sına da bir sorum var: NATO’nun gelecek 10 yılına yön verecek olan Stratejik Konsept 19-20 Kasım’da Lizbon’da karara bağlanacak. ABD’nin bastırması ile NATO şemsiyesi altında Türkiye’ye İran’a karşı füze kalkanı yerleştirilmesi ihtimali çok ama çok kritik bir karar... Maşallah, bugüne dek bu kadar kritik bir konuda ana muhalefetten tık çıkmadı. Yeni MYK, lütfen Türkiye’ye füze kalkanı yerleştirilmesi konusunda tavrınızı/görüşünüzü belirleyiniz ve kamuoyuna açıklayınız.” (Hürriyet, 7 Kasım 2010)
20 Ekim’den beri “Lizbon Zirvesi” üzerine yazılar yazıyorum. Zira, Lizbon’da şekillenen 10 yıllık “Stratejik Konsept” Türkiye’nin geleceği üzerinde çok büyük rol oynayacak.
Erdoğan Hükümeti Lizbon’da verdiği kararı ne kadar sulandırırsa sulandırsın, Lübnan köylerinde İsrail’e istediği kadar taş atsın, altına imza attığı karar hem AKP’yi, hem ülkeyi derinden etkileyecek. Esas deprem Haziran 2011 sonrası gelecek.
* * *
Lizbon CHP için tarihi bir fırsattı. AKP iki arada bir derede kalmıştı.
İktidarın “gözüm oynaşta, gönlüm cennette” şiarı üzerine kurulu dış politikası yol ayrımına gelmişti. Durum o kadar kritik ki Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Eric Edelman’ın AKP’yi aşağılayan sözlerine dayılanan Ömer Çelik bu hafta sonu Washington’da ABD’li yöneticilere meram anlatacaklar, nasıl yanlış anlaşıldıklarını izah edecekler.
“No hard feelings man!” (Küsmek yok, değil mi?”) diyerek havayı yumuşatacaklar.
* * *
AKP’nin Batı ile açık ve seçik güven bunalımı yaşadığı bir dönemde CHP atağa kalkabilir, Batı’ya “Güvenin garantisi benim” mesajı verebilirdi. Hem de, zaten konu ile ilgilenmeyen varoşları rahatsız edecek sözler kullanmadan!
CHP ne yaptı? Boynunu büktü ve sustu.
Sadece AKP’yi TBMM’de ifade vermeye çağırdı. Haklı olarak da avcunu yaladı.
* * *
Yeni CHP, sen kimsin?
Herkes meşrebine göre bu soruyu önümüzdeki 6 ay boyunca soracak, kendi açısından alacağı/alamayacağı cevaba göre sandıkta kararını verecek.
Kimse, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaşı gözü için oy kullanmayacak!
Yazarın Tüm Yazıları