Bush, skandalı geçiştiriyor

BARZANİ’nin ABD Başkanı Bush’un yanında ne aradığını merak mı ediyorsunuz? Bizim Dışişleri yetkililerimizin dediği gibi ‘ABD Başkanı Bush, Irak’taki eyalet başkanlarını teker teker kabul edecek mi?’ sorusu mu aklınızı kurcalıyor?

Şimdi anlatacaklarım belki merakınızı giderir.

Başkan Bush ve çevresi bu günlerde çok ciddi bir skandalı etkisiz kılmak için gündemi değiştirmekle meşguller.

Irak Kürdistan eyaletinin Başkanı Mesud Barzani’nin Beyaz Saray’da arz-ı endamı bu senaryonun bir parçası.

Irak’ta ölen Amerikan askerlerinin 2000’e ulaştığının açıklandığı bu günlerde Beyaz Saray’dan Amerikan halkına seslenen Barzani’nin sözleri de bunu gösteriyor. ‘Siz bir halkı diktatör rejimden kurtardınız. Eğer bu noktadan geri çekilirsek, kararlı olmazsak emin olun teröristler kapınıza gelecekler’ diyor Barzani.

Irak’ta Amerika’ya karşı çıkanların aslında azınlık olduğunu, genelde tüm Irak’ın ama özelde bütün Kürtlerin ABD’nin Irak’taki varlığını desteklediği de Barzani’nin konuşmasında yer alan bir başka unsur.

Beyaz Saray’ın savaşa desteğin yüzde 30’lara düştüğü bu günlerde kendi kamuoyuna vermek istediği mesaj bu. ‘Irak savaşı, halkı Saddam’ın eli kanlı diktatörlüğünden kurtarmak için yapılmıştır. Amerikan askeri kurtuluş savaşçısı olarak topraklarından binlerce kilometre uzakta özverili biçimde savaşmaktadır ve de başarılı olmuştur. Irak’ta anayasa kabul edilmiş ve Aralık’ta seçimlere gitmek üzere hazırlıklar başlamıştır. Saddam da yargılanmaktadır.’

Bundan daha başarılı bir sonuç olabilir mi?

Bush Yönetimi neden bu mesajı öne çıkartarak savaşın Saddam’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesiyle başlatıldığını karartmak zorunda?

Çünkü uzun zamandır süren bir soruşturma, savaşı haklı kılmak için yönetimin halkı yanılttığını ortaya koymak üzere.

SKANDALIN ÖYKÜSÜ

İKİ yıldan beri Washington’da süren soruşturma sonuna geldi. Bu satırları yazarken henüz sonuç açıklanmamıştı ama ne olursa olsun ortada yasa ve ahlak dışı bir durum olduğu gözler önüne serildi.

Saddam’ın nükleer silah programı geliştirmek için Nijer’den uranyum aldığı haberlerini inceleyen Büyükelçi Wilson’un raporunu teslim etmesinden sonra gelişen olaylar, bugün Bush Yönetimi’nin başını fena halde ağrıtıyor.

Büyükelçi Wilson, Nijer’deki incelemelerinden sonra iddiaların asılsız olduğunu belirttiği raporunu Yönetim’e veriyor. Ama Başkan Bush, bir yıl sonra, Irak savaşı öncesinde aynı iddiayı, rapordaki görüşleri hiçe sayarak tekrar edince Büyükelçi Wilson, New York Times’a yazdığı makalede gerçekleri kamuoyuna açıklıyor. Bundan on gün sonra, Büyükelçi’nin eşi Valerie Plame’in CIA ajanı olduğu haberi yayınlanıyor bir köşe yazısında.

Plame, CIA’nın adını çok az kişinin bildiği, üzerinde yoğun gizlilik örtüsü olan ajanlarından. Adının açıklanması, hayati tehlikeye neden olacağı için Amerikan yasalarına göre yasak. İki yıl önce olay patlak verdiğinde soruşturma başlıyor. Köşe yazarı Robert Novak ile Time Dergisi muhabiri Matt Cooper, Valerie Plame’in ajan olduğunu Başkan Bush’un siyasi danışmanı Karl Rove’dan öğrendiklerini açıklıyorlar. Kaynağını açıklamak istemeyen New York Times Gazetesi muhabiri Judith Miller cezaevine gidiyor.

Soruşturma sırasında Miller’in Plame’in adını I. Lewis Libby’den öğrendiği ortaya çıkıyor. Libby, Dick Cheney’in yardımcısı.

Bu hafta ortaya çıkan bir başka gerçek ise, Plame’in adını danışmanına söyleyen kişinin Dick Cheney olduğu.

YENİ GÜNDEMLER YARATACAKLAR

Bush
ve Cheney’in danışmanları bugün Washington’da Irak politikalarının önde olmayan ama en etkili isimlerinden. Rove, Wolfowitz’in öğrencisi.

Bu skandal, Irak savaşını haklı kılmak için gerçeklerin çarpıtıldığını, yönetimin tersini söyleyenleri tehdit ve şantajla susturmaya çalıştığını kanıtlayan önemli bir örnek. Bir skandal.

Soruşturmanın sonunda suçlu bulunurlarsa Bush Yönetimi iki danışmanı feda edip hiçbir şey olmamışçasına yola devam emeye hazırlanıyor.

Ama bu yol nasıl olacak? Eskilerini unutturmak için ne gibi yeni gündemler yaratılacak? İşte bu soruların yanıtı henüz yok.
Yazarın Tüm Yazıları