Bayram heyecanı

BAYRAM... Kavuşmak, neşe, sevinç,

Bembeyaz mendil içinde şeker,
Kırmızı rugan ayakkabılar...
Bayram...
Hüzün, yalnızlık,
Bu dünyadan teker teker göçenler,
Birer birer terk edenlerin özlemi.
Saçımızı okşayan rahmetli babaanne,
Erkenden giden dayı, amca...
Kimi zaman çok uzakta kalan çocukluk anıları,
Kimi zaman geri dönmeyecek gençlik hatıraları...
Bayramda neşeyle hüzün elele,
Hele bir de sonbaharsa mevsim,
Bir de Ankara’daysanız eğer,
Bambaşkadır bayram...
Bu bayram neşeyle karışık bir hüzün var bende. Nedendir bilinmez, eski bayramlara olan özlem her bayram daha da artıyor içimde. Çocukluğumu hatırlıyorum. Bayram demek evde şenlik demekti. Günler öncesinden kıyafetler alınır, ütülenir, asılırdı dolaplara. Heyecanla beklerdik bayram sabahını. Büyüklerin eli öpülür, mendil içinde şeker, herkes yaşına göre bayram harçlığı alırdı. Bayramın ilk günü babaannem mutfağa girer, Diyarbakır’ın meşhur ‘Meftune’sini yapardı kendi elleriyle. Mutfaktan eve yayılan patlıcanla, sumağın kokusu hala burnumda tütüyor... Bayram bana o kadar çok şey hatırlatıyor ki... Ankara’ya sonbahar erken geldi diye mi bilmiyorum, bu bayram pek bir duygusalım!
Sahi bayramlar mı eski güzelliğini yitirdi yoksa biz mi içimizdeki bayram neşesini kaybettik? Son yıllarda ne küçüklerde böyle bir bayram heyecanı kaldı ne de büyüklerde bir beklenti. Şimdi bakıyorum da, ne bende ne de Ali ve Oğul’da böyle bir heyecan var. Elbette her yıl büyüklerimizin ellerini öpüyoruz bayram sabahlarında, ama coşku yok hiçbirimizde...
Artık bayramdan yiyeceğimiz ev baklavası değil, tatile gideceğimiz otelin rezervasyonu daha önemli hale geldi. Bu hafta bayram. Üstelik adı üzerinde, Şeker Bayramı. Haydi hepimiz o eski bayramların heyecanını yeniden hissedelim. Ben de oğlanlarla bayram alışverişine çıkacağım. Bayramlık giysiler alıp, bir gece önceden odalarına asacağım. Hatta koydum kafaya, mendil içinde şekerleri de hazır olacak o sabah.
Hep birlikte gidip öpeceğiz anneannemizin, dedemizin elini. Önce biz sahip çıkacağız gelenek göreneklerimize. Sonra da şikayet ediyoruz, nerede o eski bayramlar diye! Ne o canım, her günümüz birbirine benzer oldu artık. Sizler de bu bayramı doya doya, tadını çıkara çıkara yaşayın!

Nefis bayram lezzetleri!

HERKES için, bayramın en favori ikramı çikolata ama benim bu yaz başka bir favorim vardı ki, bayramın da vazgeçilmezi olacak şüphesiz! Koska’nın lavantalı lokumu! Tek kelimeyle muhteşem. Fıstıklı, limonlu, güllü derken, bir de bu çıktı başımıza. Anneme çekmişim tatlı düşkünlüğümde, bu yüzden de dayanamıyorum lokum, şeker gördüğümde.
Fındıklı akide şekerine de bayılırım, özelikle de Hacı Bekir’inkine. Tek bir şikayetim var, bu şekerler kavanozda durdukça yapışıyor birbirine. Ülker buna bir çözüm bularak akide şekerlerini ambalaja sokmuş. Bir de damla sakızlısını eklemiş ki, ağzınıza layık...

Kırk yıllık kolonya...
Lokum İstanbul farkıyla...


GEÇENLERDE çok yakın bir arkadaşımın annesine ziyarete gidiyorum. Çiçek, çikolata almak istemiyorum ama bir yandan da zarif hoş ve küçük bir hediye götürmek istiyorum.
Paşabahçe Mağazaları’nı oldum olası çok severim. Girdim içeri, daha mağazayı gezmeye kalmadan, kasanın yanında üzerinde çok cici desenler olan minik kutular gördüm. Bir baktım kolonya! Klasik limon kolonyası gelmesin aklınıza! Ihlamur, çay, iğde...
Kendimi kaybedip tek tek kokladım hepsini. Lokum İstanbul tarafından Paşabahçe Mağazaları için özel olarak üretilen bu kolonyaların tam dokuz çeşidi var. İsimleri Türkiye’de aromalarıyla anılan yerlerden geliyor. Lavanta (Alaçatı), Ihlamur (Nişantaşı), Mandalina (Yalıkavak), Mimoza (Büyükada), Çay (Karadeniz Yüksekleri), İğde (Cunda), Gül (Güllübahçe), Çikolata (Bomonti), Lime (Turunçova).
Benim favorilerim Turunçova ve Yalıkavak. Kolonya hepimiz için biraz da geçmişe özlem değil mi? Eski PEREJA şişesini hatırlıyorum, artık bulmak ne mümkün. Boğaziçi Kolonyası, Rebul... Nadiren büyüklerin evlerinde rastlıyorum. Geleneklerimizden koptuk, nerede o eski adetler derken, tam da zamanında rastladım bu kolonyalara! Yalnızca adetlerimize değil geleneklerimize de sahip çıkalım. Lavanta, mimoza kokulu, şeker tadında bir bayram geçirmeniz dileği ile haftaya görüşünceye kadar sevgi ve afiyetle kalın!
Yazarın Tüm Yazıları