Aydın Doğan’a Erste Klasse

* Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunuyor.

* Türkiye’nin AB yolunda tam üyelik girişimlerini destekliyor.

Haberin Devamı

*  Almanya’da yaşayan Türk işçilerin sorunlarıyla yıllardır uğraşıyor.

*  Türkiye-Almanya milli futbol maçında olduğu gibi, Türk ve Alman Halklarının kaynaşması için, elinden geleni yapıyor.

*  Büyük sorumluluk üstlenerek, Türk-Alman ilişkilerine kalıcı katkı sağlıyor.

Kim? Aydın Doğan.

Bu cümleleri Aydın Doğan için söyleyen kim? Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz.

TARABYA’DA TARİHİ YER

Önceki akşam Tarabya. Alman Konsolosluğunun yazlık yeri. Osmanlı döneminden kalma, Alman diplomatlarının yazlığı.

Denize paralel yolun üstünde tarihi köşkler. Denizden yukarıya doğru uzanan geniş koruluk. Burasını ben iyi biliyorum. Bizim okulun (Alman Lisesi) her yıl spor bayramı, folklor gösterileri burada düzenleniyor. O dönemde biz her yıl buraya geliyoruz ve müthiş eğleniyoruz. Yarışmalardan sonra, Mayıs sonları, kendimizi denize atıyoruz.

Haberin Devamı

Geçen akşam o bahçedeyiz. Lise yıllarımın anıları gözümün önünden geçerken, kürsüde Alman Büyükelçisi Cuntz’u dinliyorum. Türkçe ve Almanca konuşuyor.

TÜRK HEMŞERİLERİMİZ

Konuşmasında hem Aydın Doğan’ı övüyor, hem AKP Hükümetini.

Hükümetten güvenilir bir partner diye söz ediyor. Kıbrıs ve Güneydoğu Sorunu çözümü için, olumlu işaretler aldıklarını dile getiriyor. Türkiye’nin önemini vurguluyor.

Almanya’daki Türk işçilerden söz ederken, “Türk asıllı hemşerilerimiz” deyimini kullanıyor. Hoş bir yaklaşım.

Belli ki, Büyükelçi Cuntz, biz Türkleri iyi tanıyor, diplomatik dili dengeli ve eksiksiz kullanıyor.

Tarabya’da bir araya gelen kalbur üstü topluluk karşısında Aydın Doğan’ı övüyor. Almanca kullandığı sözcükler, pekiştirme sıfatları. Sözlerini daha da vurgulayan,
anlam güçlendiren sıfatlar. (Erheblich, hervorragend gibi).

Neden bu konuşma, bu tören?

Alman Hükümeti Aydın Doğan’ı Federal Liyakat Nişanı ile ödüllendiriyor.

Burada önemli bir ayrıntı var. Almanca’ya dönmek gerek. Verilen nişanın Almanca’sı, Bundesverdienstkreuz Erste Klasse. Liyakat nişanı birinci sınıf, anlamında.

Almanlarda, bu nişan bir başka ülke yurttaşına verilirken, genellikle Zweite Klasse (ikinci sınıf) nişanı takılıyor.

Aydın Doğan için Erste Klasse.

Haberin Devamı

Aydın Doğan’ın törende yaptığı konuşmasında iki nokta dikkatimi çekiyor. İlki, mesleki. “Dünyanın neresinde bir Türk varsa, ona ulaşmak, bizim grubun ilkesidir” diyor.

İkincisi de, Türkiye’nin hedefinin AB’de tam üyelik olduğunun altını yeniden çiziyor, Alman Hükümeti’nin bizimle ilgili “imtiyazlı ortaklık” tezinin, bizim şevkimizi kırdığını dile getiriyor. Diplomatik bir eleştiri. İki ülke arasında, ne de olsa, pacta sund servanda (ahde vefa) var.

DERS ALMAK

Alman Hükümetinin Türkiye’nin bugünkü ortamında Aydın Doğan’ı birinci sınıf liyakat nişanı ile ödüllendirmesi sosyal ve siyasal nitelik taşıyor.

Malum, AKP iktidarının üstüne inanılmaz bir insafsızlık ve hınçla yürüdüğü insanların başında Aydın Doğan geliyor. Hesap uzmanları, maliyeciler yukardan aldıkları emirlerle Doğan Grubu’nun kurumlarını aylarca hallaç pamuğu gibi atıyor. “Açık yakalar ve Aydın Doğan’ın hakkından gelir miyiz” hesabıyla.

Haberin Devamı

Seçim sırasında Tayyip Erdoğan’ın sık sık saldırdığı gurup Doğan Grubu. Sanki, Aydın Doğan onun siyasal rakibi, Doğan Grubu da, sanki siyasal bir parti.

Erdoğan’ın saldırıları basın özgürlüğünü tehdit eden boyutlara uzanıyor. Hâlâ öyle. AB, bazı AB ülkeleri ve Amerika, rapor ve demeçlerinde Erdoğan’ı eleştiriyor ve onun dikkatini çekiyor.

Böyle bir ortamda Alman Hükümeti Aydın Doğan’a birinci sınıf liyakat nişanı veriyor.

Siz iktidar olsanız, bir gruba hukuk dışı uygulamayı reva görürken, o grubun liderine Avrupa’nın en önemli ülkelerinden biri ödül verirse, ne yaparsınız?

Basit mantık, ders alırsınız.

AKP alır mı?

Yazarın Tüm Yazıları