Muhalefetteyken atıp tutmak çok kolay

YEŞİLLER Eş Başkanı iken Annalena Baerbock, Rusya ile Almanya arasındaki Baltık Denizi üzerinden Rus doğal gazını Almanya’ya taşıyacak Kuzey Akım 2 boru hattı projesine hep karşı çıktı.
Çünkü Rusya Devlet Başkanı Wladimir Putin’in Kırım’ı ilhak etmesi, Ukrayna sınırına Rus askerleri yığıp işgal sinyalleri vermesi, ülkesindeki muhalifleri acımasız bir biçimde susturması, birçok insanı olduğu gibi Baerbock’u da küplere bindiriyordu.
Eski Federal Ekonomi Bakanı Peter Altmaier’in görevi bırakmadan önce hazırlattığı bir raporda, “Kuzey Akım 2’nin Almanya Federal Cumhuriyeti’nin ve Avrupa Birliği’nin (AB) gaz tedariki güvenliğini tehlikeye düşürmesi için hiçbir endişe yoktur” denildiği halde, Baerbock bunu inandırıcı bulmadı.
Yeşiller’li politikacı, “Bu doğal gaz boru hattı Avrupa’nın güvenliğine hizmet etmez” dedi.
Rusya’nın bu ‘demokratik olmayan gazından’ feragat edilmesi görüşünde ısrar etti.
“Ukrayna’nın bütünlüğünü yeniden yaralaması halinde, politik ve ekonomik olarak Rusya’nın ödeyeceği ceza büyük olacaktır” tehdidinde bile bulundu.

PARİS’TE TAM BİR DEVLET KADINI
Ama Federal Dışişleri Bakanı olduğu gün Paris’e uçup Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile yaptığı görüşmede çok daha farklı bir dil kullandı.
Muhalefetteyken atıp tutan, Rusya’ya yaptırımlar uygulanmasını talep eden Annalena Baerbock, Paris’te tam bir ‘devlet kadını’ tutumu sergiledi.
Rusya ile ilişkilerle ilgili olarak, “AB bu konuda ortak bir karar verecektir” diyerek geçiştirdi.
Daha doğrusu makamına uygun bir şekilde ‘diplomatik bir dil’ kullandı.
Çin konusunda da öyle.
Yeşiller Eş Başkanı iken haklı olarak Çin’deki insan hakları ihlallerini hep sert bir dille eleştirdi.
Çin’in devlet eliyle Sincan’daki Müslümanlar’a yönelik işkence, toplu kapatma ve zulüm uygulamalarına hep sert tepki gösterdi.
Çin’e de yaptırım uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu yineleyip durdu.
Dönemin Merkel hükümetine “Almanya Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenecek 2022 Kış Olimpiyatlarının boykot etsin” çağrısında bulundu.
Ama Paris’te ve daha sonra Brüksel’de nerdeyse daha önceki günlerde söylediklerini unutuverdi.
“Olimpiyat oyunlarının boykotuna birlikte (ortak) karar verilmeli” dedi.

BOYKOT İÇİN AB’DE 27 ÜLKE OYU GEREKİYOR
Bir dönemler Avrupa Parlamentosu’nda bir milletvekilinin bürosunda çalışan Annalena Baerbock, AB’de bu ve benzer kararların oybirliğiyle alınması gerektiğini çok iyi bilmektedir.
Yani 27 AB ülkesinden hepsinin birlikte ‘evet’ demesi halinde mümkün olacaktır boykot.
Ve günümüz AB’sinde bunun mümkün olmayacağını da bal gibi bilir Bakan Baerbock.
Ama Merkel’e “Almanya boykot etsin” çağrısında bulunduğu halde, Almanya’nın yeni Başbakanı Olaf Scholz’u güç duruma düşürmemek ve daha yeni oluşturulan koalisyonun dağılmasına yol açmamak için “Boykota birlikte (ortak) karar verilmeli” diyor.

NÜKLEER SANTRAL KONUSU
Yeşiller’li bir politikacı olarak Annalena Baerbock, diğer parti arkadaşları ve partiye gönül vermiş çevreler gibi, baştan beri atom enerjisine karşıdır.
Yeşiller yıllardır Almanya’daki nükleer santrallerın kapatılmasını istemektedir.
Kendileri 1998-2005 yıllar arasında SPD ile iktidarda oldukları halde, bu yönde ciddi bir adım atmadılar.
11 Mart 2011 tarihinde Japonya’nın Fukuşima kentindeki Nükleer Santralı’nda meydana gelen patlamanın ardından dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel, harekete geçti.
Merkel hükümeti, ülkedeki tüm Nükleer Santrallerın 2022 yılına kadar kapatılmasına karar verdi.
Almanya tüm Nükleer Santralları kapatırken, Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, daha birkaç ay önce ülkesinde yenilerinin kurulmasına karar verdi.
Annalena Baerbock, Paris ziyareti sırasındaki basın toplantısında bundan hiç söz etmedi.
Evet…
Bu da muhalefetteyken atıp tutmanın çok daha kolay olduğunu gösteriyor.
Hem de çok açık bir biçimde…