Arka Bahçe

Arka Bahçe bittiğinde biraz yorgun düştüm..Kısa bir süre önce gösterime giren Syriana gibi izlemesi zor bir film.

Haberin Devamı

Yönetmen Fernando Meirelles  bir oraya, bir buraya gidip politik mesajı daha iyi vereyim diye de aralarda durunca filmde ciddi  zaman sorunu ortaya çıkıyor.

Daha filmin başında Justin Quale’n karısı Tessa Quale Afrika’da şüpheli bir şekilde öldürüldükten sonra ekranda “bilmem kaç yıl önce” izleyici beyni  biraz rahatlayabilirdi. Nedense politik filmlerde yönetmenler bu tür uyarıları yapmayı istemiyorlar..

“Arka Pencere” çok satan bir romandan uyarlanmış. Konu bildiğimiz “ilaç tekelleri klişesi”. Gözü dönmüş kapitalistler yoksul Afrika’daki aç insanlar  üzerinde izin almadan yeni çıkacak ilaçları deniyorlar. Üstelik İngiliz hükümetinin de olanlardan haberi var.

Tanıdık bir bilgi ilginç bir öykü içine yerleştirilmiş yani. Film bittikten sonra kurgu ve plan  yorgunu olsanız da filmin bıraktığı öykü tortusu keyif veriyor. Hele de biraz anti-kapitalist görüşleriniz ağırlıktaysa aldığınız keyifle filmi başyapıt olarak görmeniz mümkün.

Haberin Devamı

Rachel Weisz’in bu filmden kadın oyuncu Oscar’ aldığını biliyorsunuzdur. Filmde Rachel Weisz’i gördüm ama oyunculuğunu göremem için sanırım ikinci kez izlemem gerekecek...Eğer ikinci  kez de göremezsen sorun ben de değil!

Entel Pornocu..

Bu hafta kitap önerim Dharma yayınlarından. İsmi “Oyuncu olarak beden. Porno filmler: Rol mü gerçek mi?”.

 Micheal Marzona altmış pornografik filmde oynayan Ovidie isimli 24 yaşında bir genç kadınla söyleşi yapmış ve daha sonra onun söylediklerinden yola çıkarak  vücüdun ve pornografinin felsefi bir analizini...

Kitabı okuduktan sonra anlıyorsunuz ki bu pornografinin içinde entellektüeller de oyuncu olarak yer alabiliyormuş. Gerçek söylüyorum. Bir kadın porno filmde oynamanın da bir “ iş “ olduğunu ancak bu kadar tumturaklı sözlerle anlatabilir. Sibel Kekili’nin Ovidie’den öğreneceği çok şey var. Okuyun çok ilginç..

Oyuncu Olarak Beden, Michael Marzono, Dharma, 2006.

Cuma Takıntısı

Geçen hafta sonu İstanbul’da Zekeriyaköy taraflarında dolaşırken arkadaşlarımdan birine gidilecek balık lokantası sordum. “Mutlaka Uzunya’ya” gidin dedi. Tarif etti..Kilyos taraflarında, Demirciköy’ün içinden geçiyorsun  çok güzel bir plaj çıkıyor karşına...Hemen kıyısında da çok nefis bir lokanta, nefis bir manzara, muhteşem bir dingin deniz. Tam kafa dinlenecek yer...Balık, salata, mezelere de diyecek yok..Bu hafta sonu Uzunya’ya takın. Çok keyifli bir yer. Nasıl olmuş da daha önce keşfetmemişim.
 
Cuma Alıntısı”

Haberin Devamı

Yaşamın anlamını bir başkası tarafından yazılmış şekilde bir kayanın altına gizlenmiş şekilde bulmayacaksınız. Onu sadece siz kendi içinizden yaşama anlam vererek bulacaksınız. (Dr. Robert Firesone)

Cuma İtirafı..

SortiEE; Cinsiyet: Kadın; Yaş: 28; İl: Ankara

Anneannem “Erkeğin düşmanlığı kötü olur.” dediğinde ayrıldığım erkeklere dostane mesajlar attım. Hepsinin de dostane cevapları buluşma üzerineydi. E be kızım, anneannen eski toprak, senin gibi 50 erkekle fingirdeşmedi ki! Ne dinliyorsun kadını, ne uyguluyorsun? Zaman kötü...

Yorum: İki hafta önceki Tempo’da “skorer kadınlar” haberi vardı. Yani bir erkeğe bağlanmak istemeyen skor düşkünü kadınlar…Sanırım bu itirafçı arkadaşımızı listelemeyi unutmuşlar.Yaşına bakılırsa  Sortiee 35’ine kadar  200 sortie yapacak kapasitede…Liste yeniden gözde geçirilirse iyi olur. Üstelik erkekten dost köy ekmeğinden tost olmaz (“Bu ne demek?” diye sormayın öyle uydurdum işte..Ne yazılır bu itirafa).

 


 

Yazarın Tüm Yazıları