Akıl körelince...

Tüm işçilerin Türkiye genelinde uyarı grevi var...

Ülkede ortalık toz duman ama bazı grupların gündemi başka...

Artık kabak tadı veren darbe iddialarının sevimsiz ve seviyesiz tartışmaları devam ediyor.

Ülkenin bütün sorunları bir kenara itilip, bu dalaşmayı sürdürmenin vatandaşa ne yararı var? Tekel işçileri açlık grevi yapıyor, millet geçim derdinde, zamlar yakıyor, kavuruyor...

İki üniversite bitirmiş gençler iş bulamıyor. İşsizlik bunaltıyor, inletiyor!

Herkes hak aramak için sokağa mı dökülmeli?

Darbeler dönemi kapandı ama “darbe ticareti” sürüyor.

Aynı lafları duymaktan bıkkınlık getiren insanlarımızın büyük bir bölümü, televizyonlarda “darbe tartışmaları” gördükçe kaçacak başka kanal arıyor!

* * *

Tüm bunlara bir de “polise ağır silah tartışması” eklendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ağır silahlar (füze, tank, top) ithal etme yetkisi verilmeli mi, verilmemeli mi?

İktidarın tutumu, bilerek ya da bilmeyerek, devletin kurumlarını birbirine düşürüyor.

Özellikle Silahlı Kuvvetler, halkın nazarında itibarsız hale getirilmek isteniyor. Sayısı 8’i bulan darbe iddiaları, tutuklanan subaylar, kozmik oda aramaları, suikast dedikoduları, vs...

* * * 

TBMM İçişleri Komisyonu içinde oluşturulan alt komisyonda görüşülen “Silah Yasa Tasarısı” Milli Savunma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın arasında yetki kargaşası yaratacağa benziyor.

MİT ve Emniyet’e, savaş silahları ithal etmesi için izin verilmesine niçin ihtiyaç duyuluyor? Polis ağır silahları ne zaman ve kime karşı kullanacak?

Milli Savunma Bakanlığı’nın, Meclis Komisyonu’na yolladığı bilgi notunda, yasanın yetki karmaşasına yol açacağı uyarısında bulunulduktan sonra “Bu yasa çıkarsa MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü, savaş uçağı ve denizaltı bile ithal edebilir!” deniliyor.

Bu durumda iki ayrı silahlı kuvvetlerimiz olacak! Dünyada görülmemiş bir şey doğrusu!

* * * 

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel de bu durumu şaşkınlıkla karşılıyor.

“Askerin dışında ağır silahlarla donatılmış bir güvenlik gücüne niçin ihtiyaç var?” diye soran Demirel şöyle diyor:                          �

“Bunun sonucu iki ağır silahlı gücün birbiriyle çatışmasıdır. Anayasa, Türkiye’nin korunması ve kollanması görevini askere vermiştir. Siz, askere görev veren bu kanunu değiştirebiliyor musunuz? Askerin dışında ağır silahlarla donatılmış bir güvenlik gücüne niçin ihtiyaç var? Artık Türkiye’nin içinde ya da dışında darbeyi alkışlayacak yeterli desteği olmadığı belli. Öyleyse bugün bir darbe şüphesi içinde bulunmanın hiçbir anlamı yok!”

* * *

Peki, vatandaş ne diyor bütün bunlara? Anketlere göre, geçim derdindeki insanlar, darbe söylentileriyle, siyasette görülen kutuplaşmayla, Meclis’te çıkan kavgalarla fazla ilgili değil...

Halkın yüzde 62’si, ailesinin geleceği konusunda endişeli!

Araştırmalar, genellikle fakir, okumayı sevmeyen, ülke sorunlarına kafa yormayan, hiçbir özelliği olmayan TV dizilerini izleyen ve kolay etki altında bırakılan eğitimsiz bir toplum olduğumuzu gösteriyor! Gerçekten acı bir durum!