Prof. Dr. Berkan Reşorlu
Prof. Dr. Berkan Reşorlu
Prof. Dr. Berkan ReşorluYazarın Tüm Yazıları

Eylül: Prostat kanseri farkındalık ayı

Kanser vakalarının görülme sıklığı tüm dünyada ve ülkemizde hızla artarken tedavide en önemli noktayı erken teşhis oluşturmaktadır.

Haberin Devamı

Erkeklerde en sık izlenen ve akciğer kanserinden sonra en sık kanser ölümlerine yol açan prostat kanseri de erken tanı aldığında oldukça başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu hastalığa dikkat çekmek ve bu hastalıkla mücadelede toplumsal bilinç ve farkındalığı artırmak amacıyla Eylül ayı prostat kanseri farkındalık ayı olarak belirlenmiştir.

Prostat kanserinde erken tanı ve farkındalık neden önemlidir?

Prostat kanseri, Amerikan Kanser Derneği verilerine göre batılı ülkelerde erkeklerde en sık izlenen kanser türü olup (yaşamı boyunca her 6 erkekten 1’i prostat kanserine yakalanmaktadır), tüm kanser vakalarının yaklaşık dörtte birlik kısmını oluşturmaktadır. Ülkemizde de erkeklerde akciğer kanseri ile birlikte en sık izlenen kanser türlerinden birini oluşturmaktadır.

Haberin Devamı

Son yapılan çalışmalarda bir erkeğin yaşam boyu prostat kanserine yakalanma riskinin %15-20 arasında olmasına karşın bu hastalığa bağlı ölüm riskinin %3 civarında olduğu rapor edilmektedir. Bu durum prostat kanserinin çok görülen bir kanser olmasına karşın, özellikle erken safhada teşhis edildiğinde ve doğru bir tedavi şeması uygulandığında iyileşme şansının çok yüksek bir hastalık olmasıyla ilişkilidir.

Prostat kanserinin tipik erken belirtileri yoktur ve kendini ancak ilerlemiş dönemde ortaya çıkan şikayetlerle belli etmektedir. Bu aşamada ise hastalığın tedavisi erken evre hastalığa göre daha zor olmaktadır. Bu nedenle hastalığın henüz prostat içinde sınırlı iken, yani hiçbir klinik bulgu vermediği erken dönemde tespit edilmesi oldukça önemlidir. Hiçbir şikayeti olmasa bile erkeklerin 50 yaşından sonra yılda bir kez prostat muayenesi için üroloji uzmanına başvurmasını sağlamak ancak bu hastalığa farkındalık oluşturmakla mümkün olacaktır.

Prostat kanseri için risk faktörleri nelerdir?

Birçok kanser tipinde olduğu gibi bu hastalıktan da sorumlu tek bir ajan veya süreç tanımlanmamıştır. Bununla birlikte prostat kanseri için kesin olarak ortaya konulmuş üç tane risk faktörü mevcuttur. Bunlar; yaş, etnik köken ve genetiktir.

Haberin Devamı

Yaş arttıkça prostat kanseri görülme sıklığı artmaktadır. Örneğin tüm vakaların sadece %2’si 50 yaşın altındadır. Yine yapılan epidemiyolojik çalışmalarda prostat kanserinin hem ailesel geçişinin hem de genetik yönünün olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle ailesinde prostat kanseri olan kişilerde, normal popülasyona göre daha erken yaşta ve daha sık aralıklarla tarama yaptırılması önerilmektedir. Etnik köken olarak en sık Amerika’da yaşayan siyah ırkta, en düşük olarak ise Doğu Asya’da
rastlanmaktadır. Ancak Doğu Asya kökenli bir kişi Amerika’ya göç ettiğinde yine prostat kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir. Bu durum etnik köken dışında çevresel faktörlerinde (Bol yağlı ve düşük fibrinli beslenme) prostat kanseri gelişiminde risk faktörü oluşturduğunu düşündürmektedir.

Haberin Devamı

Prostat kanseri nasıl belirlenir?

Prostattan salgılanan ve kana belli oranda geçen PSA dediğimiz bir proteinin kandaki düzeyinin ölçülmesi ve prostatın makattan parmakla muayenesi tanıda ilk basamağı oluşturan yöntemlerdir. PSA düzeyinin yüksek olması mutlak kanser olduğu anlamına gelmezken, düşük olması ise kanser olmadığı anlamına gelmemektedir. Ancak bu iki muayene metodunda prostat kanseri şüphesi uyandıracak bulgular tespit edilirse kesin tanı konulması amacıyla MRI gibi görüntüleme yöntemleri ve gerekirse prostat biyopsisi ile doku örneklemesi yapılması gerekmektedir.

Prostat kanserinde tedavi seçenekleri nelerdir?

Prostat kanserinde tedavi seçimi, tümörün patolojik özelliklerinin (evre ve derecesi gibi) yanı sıra hastanın yaşı ve genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Cerrahi tedavi (radikal prostatektomi), ışın tedavisi (radyoterapi), hormon tedavisi, HIFU gibi fokal tedaviler, ilaç tedavisi (kemoterapi) veya aktif izlem gibi tedavi seçenekleri mevcut olup, yukarıda belirtilen kriterler göz önüne alınarak, hasta, ailesi ve doktor tarafından birlikte verilmiş bir karar en doğru yaklaşım olmaktadır.

Haberin Devamı

Radikal prostatektomi ameliyatı, prostatın tümüyle çıkarılması işlemi olup, yayılım yapmamış hastalıkta tedavi yöntemleri arasında en etkin olanıdır. Radikal prostatektomi operasyonu geçiren hastaların 10 yıllık sağkalım oranları % 90’ın üzerindedir. Bu nedenle radikal prostatektomi tüm tedavi yöntemleri arasında en çok tercih edilendir.

Prostat dokusunun yerleşim yeri cinsel işlevleri sağlayan sinirlere ve idrar tutmayı sağlayan yapılara çok yakındır. Bu ameliyat sırasında idrar tutmayı sağlayan yapılara zarar verilmemesi ve cinsel işlevleri sağlayan sinirlerin korunması önem arz etmektedir.

Robotik cerrahi ile yapılan ameliyatın açık cerrahiye olan en önemli üstünlüğü cinsel fonksiyonları sağlayan sinirlerin ve idrar tutmayı sağlayan yapıların daha rahat korunmasıdır. Daha küçük kesi, daha az kan kaybı, daha hızlı taburculuk robotik cerrahinin açık cerrahiye göre sağlamış olduğu diğer avantajlardır.

 

Yazarın Tüm Yazıları