Çocuğunuz mu olmuyor? İlk adım 'sperm tahlili'

“İnfertil” ya da yaygın bilinen şekliyle “kısır” tanısı ruhsal yönden son derece sıkıntılı bir durumdur. Ancak endişe etmeyin, daha yapılacak birçok test ve tedavi seçeneği mevcut. Şayet sperm sağlığınızı merak ediyorsanız hiç kuşkusuz yapacağınız ilk iş bir sperm tahlili olmalı. Ancak sonuçlar düşük bile gelse bilin ki tek bir sperm tahlili sizin hayat boyu çocuk sahibi olamayacağınız anlamına gelmez.

Haberin Devamı

Sperm tahlili yakında geçirdiğiniz hastalıklar, tahlil verirken stresli olmanız ve benzer başka nedenlerden fazlasıyla etkilenir. Örnek vermeden önce 3-4 gün cinsel perhiz yapmamış olmanız bile sperm sayısını değiştirir. Sperm değerleri bu kadar değişken olduğu için, bozuk gelen bir sonuç bir diğerinde tamamen normale dönüşebilir. Gerçekten bozuk olduğunu kanıtlamak için en az 2 hafta aralıklarla tekrarlanmalıdır. Bir diğer husus ise, sperm tahlil kağıdındaki bütün sonuçların birlikte değerlendirilmesidir. Örneğin; sadece lökosit yüksek çıkmışsa ama diğer parametreler normalse ve bir enfeksiyon belirtisi de yoksa, bu tahlil normal kabul edilebilir.  

Şayet ikinci test de bozuk gelmişse, işte o zaman detaylı tetkik ve tedavi için harekete geçebilirsiniz. Sperm kalitesi çok bozuksa, bu ciddi bir testis bozukluğuna işaret eder. Burada erkeği değil de spermi tedavi etmek gerektiği için, spermi bütün yönleriyle incelemek önemlidir.

Haberin Devamı

Sperm sayısı sıklıkla yanlış yorumlanmakta. Çoğu erkek, sayı düşükse çocuk olmaz fikrine sahiptir. Oysa spermde çocuk olmasına engel teşkil eden asıl başka faktörlerin olduğu düşünülmez.

Tahlilde ölü ya da canlı hiç sperm hücresine rastlanmaması azoospermi olarak ifade edilir ve kısırlığın en ciddi nedenini oluşturur. Genelde doğuştan gelen genetik bozukluklardan ya da gelişimsel anomalilerden kaynaklanır. Önceden genital bölgede iltihabi bir hastalık geçirmişseniz, bu da kanallarda tıkanıklık yaparak azoospermiye yol açabilir. Fıtık ameliyatları sırasında da yanlışlıkla bu kanallar zedelenmiş olabilir.

Sperm sayısı normalin altında ise buna oligozoospermi diyoruz. Sperm sayı düşüklüğüne sıklıkla hareket ya da şekil bozuklukları da eşlik eder. Çevresel faktörler, çalışılan ortamdaki toksik maddeler, yaşam tarzındaki bozukluklar sperm sayısında düşüklük yapabilir. Bunlar arasında aşırı sıcakta kalınması, tarım ya da böcek ilaçlarına maruziyet, sigara, obezite, alkol bağımlılığı, hormonal ilaçlar sayılabilir. Sadece yaşam tarzında değişiklik yapmak bile eşini gebe bırakma şansını artırabilir. Unutmayın ki, sperm sayısı orta derecede düşük olan erkeklerin her zaman doğal yolla baba olma şansı vardır. Ancak sayının çok düşük olması durumunda nedene yönelik bir tedavi alınmazsa bu şans çok düşerek gebe bırakma süresini uzatır.

Haberin Devamı

Tek başına hareketli sperm oranının düşük olması da fazla bir anlam taşımaz. Önemli olan toplamda ne kadar hareketli spermin olduğudur. 5 milyondan az ise bu ciddi bir bozukluğa işaret eder. 15 milyonun üzeri normal demektir. Sperm şekil bozukluklarının yorumu biraz daha karışık. Sperm şeklini değerlendirirken neye bakılacağını iyi bilmek gerekir. Örneğin sperm başında akrozom dediğimiz kese tam gelişmemişse, bu spermin yumurtaya girmesi imkansız olup doğal yolla gebelik beklenmez. Fakat diğer yönleriyle sağlıklı olduğu gösterilmişse böyle spermler tüp bebekte döllenme sağlayabilir. Sperm boyun bölgesinde bir bozukluk varsa, sentriol defektlerine bağlı döllenme de gerçekleşmez. Tüp bebek başarısızlıklarının önemli bir bölümü buna bağlıdır. Orta parçasının ince olması ise, sperme enerji sağlayan mitokondri hastalıklarına işaret eder ki, böyle spermlerin çoğu fonksiyonları bozulmuş demektir. Globospermi ve küçük baş anomalileri çok daha riskli durumlardır. Sperm şekil bozuklukları genellikle genetik bir nedene bağlı olup, bazen sperm beslenmesini bozan metabolik sebepler de söz konusu olabilir. Ancak bunları ortaya çıkaracak güvenilir testler de mevcut.

Haberin Devamı

Hemen şunu da belirtelim, sperm tahlilinde görülen normal değerler 1 yıl içerisinde eşlerini gebe bırakmış erkeklere ait belli oranlardır. Bunlar arasında çocuk sahibi olanlar da bulunur. Ya da bir yıldan fazla beklemekle de baba olunabilir. Yani sperm değerlerinin bozuk olması mutlaka çocuk olmayacak anlamına gelmez, sadece şansın düşük olduğunu gösterir. Aksine, bu değerler normal de olsa, bilemeyeceğimiz başka nedenlerden dolayı gebelik olmayabilir. Diğer yandan, sperm değerlerinin bozuk olması bir hastalık olmayıp altta yatan bir hastalığın göstergesidir. Dolayısıyla tedavide de bu hastalığı bulup ortaya çıkarmak ve onu tedavi etmek gerekir. Aksi takdirde körlemesine bir tedavi ile spermi düzeltmek boşuna zaman kaybı olacaktır. Örneğin sayı düşüklüğü kanal tıkanıklığına bağlıysa, bunu tedavi etmeli ya da varikosele bağlıysa varikosel düzeltilmeli. Bunu yapmazsak, bir düzelme sağlayamayız. Sperm bozukluklarının altında yatan diğer 3 önemli neden; DNA hasarına yol açan oksidatif stres, mitokondriyal enerji bozuklukları ve sperm hareketi ile döllenmeden sorumlu sentriol hastalıkları. Elimizde bunları ortaya çıkaracak, sperm tahlilinden başka çok güzel testler mevcut. Gerektiğinde bunlar da yapılmalı.

Tüm bu incelemeleri yapıp, tedavi aşamasına gelindiğinde yaşam tarzı düzenlemeleri, nedene yönelik ilaçlar ve ameliyat önerilir. İlk amacımız doğal yolla gebelik olmalı. Spermin düzeltilmesinde her şeyden önce sigara ve aşırı alkol tüketiminin bırakılması, yağlı ve kalorili yiyeceklerden uzak durulması, steroid ya da testosteron ilaçlarının kesilmesi ilk adım olmalı. Tüp bebek son çaredir. Tedavi bazen uzun süre alabilir ama genelde 3-6 içerisinde bir neticeye ulaşılır. Çünkü testislerde sperm üretimi yaklaşık 74 gün sürer. Dolayısıyla, tedavinin sonucunu görmek için bu sürenin beklenmesi gerekir. Hiç kuşkusuz burada kadının da durumu ayrı bir değerlendirme konusudur. O nedenle çiftlerin birlikte ele alınması son derece önem taşır.   

Yazarın Tüm Yazıları