Dört nokta…

Bir;

Haberin Devamı

Fenerbahçe kongresi:

 

Bilinenin aksine, üyelerin, hiçbir güçten etkilenmeden kendi iradeleri ile oylarını verdikleri, nadir kongrelerden biridir.

 

100-200 kürekçi veya boksörü yanına alan gurupların, başkan seçtiği kongreler, geride kalmıştır.

 

Bu feodal yapıya son veren de, “Padişah” yakıştırmaları yapılan Aziz Yıldırım’dır…

 

Bugün sayıyı tam olarak bilmesem de; 20.000'e yakın oy verebilecek kongre üyesi vardır…

 

Üyelik; Parasını ödeyen tüm Fenerbahçelilere açıktır. 10.000 lira civarında bir para ödeyerek üye olan Fenerbahçelinin oyunu, hiçbir irade satın alamaz!

 

Haberin Devamı

Hangi dönemde üye oldukları hiç önemli değildir.

 

Sadece; “Fenerbahçe’yi kuruluş ilkelerinden taviz vermeden, kimin daha iyi yöneteceğini” düşünerek karar verirler ve bugüne kadar da vermişlerdir.

 

Son 18 yılda sandıktan Aziz Yıldırım’ın çıkması; Onu, “adamlarının” seçtiğini göstermez!

 

Onun, “daha iyi yöneteceğine”, kongrenin inancını gösterir…

 

Nitekim yıllardır, “Fenerbahçe kongresinin, “Yıldırım’ın adamları” ile dolu olduğunu iddia edenler, Ali Koç’un aday olması ile bir anda söylemlerini değiştirmişler, “Ali Koç’un daha şanlı” olduğunu söylemeye başlamışlardır(!)

 

Şu bilinsin ki;

 

Başkan, Yıldırım olur, Koç olur; Bunu bilinemeyiz…

 

Ancak şunu biliriz ki;

 

Fenerbahçe kongresi, ülkenin, özgür iradesi ile seçim yapan belki de tek kongresidir…

 

 

İki;

 

Haberin Devamı

Aziz Yıldırım:

 

Bilinenin aksine çok başarılıdır. Yaptığı tesislerden, öncü olduğu fikirlerden bahsetmiyorum… Sportif olarak da çok başarılıdır. Sporu sadece futbol olarak görenler için bile söylüyorum. Bilinenin aksine, başarılıdır… Daha önceki yazılarımda, sayılar ile anlatmıştım. Şimdi uzatmayacağım… Sadece hesabı yaparken Aziz Yıldırım’ın dönemi ve öncesi bir kurnazlık yapılmasın; Yıldırım ile geçen 18 yıl ve Yıldırım öncesi 18 yıl kıyaslansın… Görülecektir ki, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün değil Türkiye spor tarihinin en başarılı başkanıdır…

 

Ayrıca bu dönemde bu kulübün, üç kez şampiyonluğu son maçta kaybettiği ve de bir de hala etkisi tam anlamı ile bitmeyen “3 Temmuz’u” yaşadığı unutulmamalıdır…

 

Haberin Devamı

Tarih, bu kaybedilen yılları yazmaya başlamıştır, daha net yazacaktır.

 

Sayıları, istediğimiz gibi kullanmayı çok severiz…

 

Örneğin Aziz Yıldırım’ın 18 yıllık başkanlık döneminde 17 kez teknik direktör değiştirmesini, “istikrarsızlık” adına çok sık kullanmaktayız.

 

Ancak ne ile kıyasladığımız çok önemlidir!

 

Evet, Manchester United veya Arsenal kulüplerine göre büyük ölçüde “istikrarsızlık” örneğidir… Ancak bu söylemi özellikle yapanlar, kendi tuttuğu takımların aynı dönemine bakmayı unutmasınlar…

 

Biliyor musunuz ki, aynı 18 yıllık dönemde;

 

Galatasaray, 22 adet, Beşiktaş, 21 adet, teknik direktör değiştirmiştir(!)

 

 

***

 

Sayılar önemlidir ancak daha önemli değerler vardır…

 

Haberin Devamı

“3 Temmuz” bugün tam anlamı ile anlaşılmasa bile yarın kulüplerimizin tarihinde yerini alacaktır…

 

Bu tarihi komploda;

 

Fenerbahçe, yapması gereken direnişi gösterirken; rakipleri, Galatasaray ve Beşiktaş, maalesef sınıfta kalmıştır…

 

Bugün çocuk yaşta olan Beşiktaş ve Galatasaray taraftarı çocuklar, büyüyüp okumaya, öğrenmeye başladıklarında, “3 Temmuz’u”, görmek istemeyeceklerdir…

 

Fenerbahçeli çocukların ise Kurtuluş savaşında olduğu gibi gurur ile anlatacakları yeni bir sayfa, tarihe yazılmıştır…

 

Bu sayfanın başyazarı, Aziz Yıldırım’dır…

 

Hatta 3 Temmuzda başlayıp, 15 Temmuzda biten, beş yıl süren direnişin, ilk kahramanıdır…

 

Sadece bu onur bile Türk spor tarihine altın harflerle yazılmasına yeterlidir…

 

Haberin Devamı

Kendim, ailem ve haddim olmadan ülkem adına; Teşekkürler ediyorum…

 

Ancak bizler, geçmiş başarılarımız ile övünerek yaşayamayız…

 

Geleceği planlayarak yürümeliyiz…

 

 

Üç;

 

Ali Koç:

 

Türkiye’nin en saygın sanayi topluluğunun başkanvekili, Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığının adaydır…

 

2015 yılında, kongrede verdiği sözü tutmuştur…

 

Yöneticilik yaptığı sürede kendisini kanıtlamış ve 3 Temmuz sürecinde, elini, taşın altına sokmuştur. Bugün aday olarak kellesini ortaya koymaktadır…

 

Son derece özen ile seçilmiş kelimeler ile aday olduğunu anlatan konuşması ile tartışmalara son noktayı koymuştur…

 

“Kongre çığırtkanlığı yapmayız” diyerek;

 

Sürekli seçim gündemi yaratarak, bilerek veya bilmeyerek Fenerbahçe’yi yıpratan herkesi susturmuştur…

 

“2018 yılında olağan kongre” diyerek her gün kongre havası yaratılmasının önüne geçmiştir…

 

“Her zaman kulübümüzün ve yönetimi kurulumuzun yanındayız… Taraftar, tribünü doldursun” diyerek;

 

Tüm Fenerbahçelilere öncelikli ve tek hedefin, “Fenerbahçe’nin başarısı” olduğunu anlatmıştır…

 

“Şartlar ne olursa olsun” diyerek;

 

Yargıtay kararı gibi ucu açık bir tarihi, çizmiş, bilinmezi ortadan kaldırmıştır…

 

“Kara gün dostlarının(!)”, “terbiyesizlik sınırını” aştığı bu günlerde, Fenerbahçe’nin sahipsiz olmadığını, tam zamanında yaptığı konuşma ile kanıtlamıştır…

 

Ali Koç; bir gün önce aday olsa “erken”, bir gün sonra aday olsa “geç” olacaktı…

 

Tam zamanında aday olmuştur. Kutluyorum…

 

Bundan sonra karar, Fenerbahçe taraftarı ve kongre üyelerinindir…

 

Dört;

 

Fenerbahçe taraftarı ve kongre üyeleri;

 

Başkan adayları konusunda karar vermek; Sizin, sadece sizin hakkınızdır!

 

Ancak, bugün kongre günü değildir!

 

Bugün karar verme günü değildir!

 

Gönlünüzden geçen başkanın, “kim olduğunu beyan etme zamanı” bile bugün değildir!

 

En basit anlatımı ile

 

Bugün takımın, Şampiyonlar Ligine direk katılma hakkını kazanması, sizin adayınızın da, elini rahatlatacaktır…

 

Özet ile bugün, Çubuklunun yanında olmak, takımın başarısı için katkıda bulunma günüdür!

 

Yarışma, “Fenerbahçe’yi yıpratarak rakibi yok etme” yarışı değil “Fenerbahçe’yi kim daha fazla büyütecek”, yarışıdır…

 

Bu yarışı, Fenerbahçe ve Türk sporu kazanacaktır…

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları