Bartu’nun formasını asalım oraya!

Bu yazılanlar bir şehir efsanesi mi?

Haberin Devamı

İstanbul Mithatpaşa (İnönü) stadında saat 14.30’da Beşiktaş- Fenerbahçe maçı oynanıyor…

Fenerbahçe maçı Can Bartu’nun attığı iki gol ile 4-2 kazanır…

Aynı gün akşam saatlerinde Spor Sergi Sarayı’nda, Galatasaray-Fenerbahçe basketbol final maçı oynanacaktır…

Bir basketbol maçının ilk kez radyodan naklen yayınlanacağı çok değerli bir maç…

Can Bartu, antrenman eksiğini dile getirip; “Dokuz aydır basketbol topunu elime almıyorum”, dediyse de takımdaki yerini almıştır...

“İlk” kez gelen masörün yardımı ile maça çıkar;

Fenerbahçe, Galatasaray’ı o akşam 82-50 gibi farklı bir skor ile yener:

Can Bartu tam 32 sayı atmıştır… 

Öğlen, o zamanki adıyla Mithat Paşa Stadyumu’nda çıktığı Beşiktaş derbisinde sahada iki gol, aynı akşam salonda Galatasaray’ı yendikleri maçta 32 sayı…

Haberin Devamı

Sanırım Dünya’da bir ilktir… Bir daha gerçekleşmesi de mümkün değildir… 

*** 

Ben arşivleri taradım; Bu “tarihi günü”, bulamadım…

“Can Bartu” dendiğinde ilk akla gelen, tüm röportajlarda bahsedilen bu “tarihi günü” bulamadım…

Milliyet gazetesinin arşivinde günlerce çalıştım ancak aynı gün oynanan bu iki maçı yakalayamadım…

Neler buldum neler, neler…

Sizlere sırası geldikçe yazacağım…

Beşiktaş ve Galatasaray ile oynanan futbol maçlarına baktım; aynı gün oynanan basketbol maçı göremedim…

Radyodan ilk kez naklen basket maçının yayınlandığı 5 Şubat 1955 gününe baktım; o gün oynanan futbol maçı bulamadım…

Ben bulamadım diye “yoktur”, “şehir efsanesidir” anlamına gelmez!

Okurlarımız ve tarihçiler, yanılıyorsam düzelteceklerdir…

Ben de daha mutlu olacağım… 

***

Ben Can Bartu’nun aynı gün oynadığı iki maçı bulamadım ama inanın öylesine şeyler buldum ki;

Can Bartu, gözümde bin kat daha değer kazandı!

Özellikle o dönemde oynanan basketbolu, “hikâyeden” görüyordum…

Seçeneğin az olduğu bir ortamda, yetenekli bir gencin hem basketbol, hem de futbol takımında oynaması gibi bir şey algılıyordum…

Birkaç maçı, hem basketbol hem de futbol takımında oynadı sanıyordum…

Meselenin gerçeği şu ki;

Bartu; Yaklaşık üç yıl her iki takımda da forma giymiş… Yaşı da 20 civarında…

Haberin Devamı

Basketbol umduğumdan çok daha popüler…

Özellikle Galatasaray-Fenerbahçe maçları, Spor Sergi Sarayı’nda kapalı gişe oynanıyor…

Basında bugünkünden bile fazla yer alıyor…

Futbol maçlarında ise 24.500 seyirci var… Her hafta maç oynanıyor…

Maçlar genellikle hafta sonu oynanıyor…

Ve Can Bartu yaklaşık üç yıl boyunca 25-50 saat arasında her iki takımda da yer alıyor…

Futbolda; gol krallığında Metin Oktay ve Lefter ile çekişiyor…

Bartu; Basketbolun en önemli üç oyuncusundan biri…

Ve en genci…

İnanın, inanamadım… 

***

Örneğin; 4 Kasım 1956 günü,

Fenerbahçe ile Galatasaray arasında teşvik kupası finalini

Fenerbahçe 76-71 kazanıyor…

Can, 22 sayı ile sahanın yıldızı… Amerikalı otoriteler Can hakkında; “Türkiye basketbolunun çok ötesinde”, yorumu yapıyor…

Haberin Devamı

O günkü gazetede gol krallığına bakıyorum;

Can, iki ay önce futbola başlamış; 4 gol ile gol krallığında önde…

Rakipleri; Metin Oktay ve Lefter…

 

 

24 Ocak 1957 günü;

İngiliz The Guardian gazetesi; “Dünya’da, aynı gün iki maç oynayan sporcular”, başlığı ile Can Bartu’yu ve aşağıda yazdığım iki maçı anlatmış…

Bana göre arada bir gün var ama doğruyu tarihçiler yazacak…

Tartışılmayacak konu; Can Bartu’nun bir daha tekrarı mümkün olmayan yeteneği ve yaptıkları…

Fenerbahçe, Adalet’i 4-0 yeniyor… Maçın analizini Kahraman Bapçum nefis yazmış… Gollerin tamamı foto muhabirleri tarafından çekilmiş… Yarım sayfa gollerin fotoğraflarına ayrılmış…

Grafiklerle anlatılmış… Spor sayfasını okuyunca televizyondan güzel algılıyorsunuz…

Haberin Devamı

O gün Can Bartu; 4 golün ikisini atıyor…

Seyirci sayısı; 17.436…

Ertesi gün Can Bartu, basketbol takımının formasını giyiyor… İstanbul ligi liderini belirleyecek maç…

Galatasaray’a 10 sayı atıyor ve Fenerbahçe maçı 44-43 kazanıyor…

Sözü edilen maçta, salona giremeyen 5.000 kişi var… Emniyet müdür muavini Eyüpoğlu bile maça giremiyor…

Basında bugünden bile fazla yer alıyor… 

***

9 Haziran 1957 günü;

Fenerbahçe, Fransız kupa şampiyonu Toulouse takımı ile 2-2 berabere kalıyor… Gollerden birini Can atıyor… 11 Haziran günü Fenerbahçe’nin 50.kuruluş yıldönümü ve Galatasaray ile basketbol maçı var;

Galatasaray 73-71 kazanıyor, Can Bartu 17 sayı atıyor… 

***

Yine aynı dönemde 17 Aralık 1957 günü Teşvik Turnuvası finali oynanıyor…

Haberin Devamı

Can Bartu kararını futboldan yana vermiş; futbol takımı ile antrenman yapıyor, sadece çok kritik maçlarda basketbol oynuyor…

16 Aralık günü Yeşildirek ile oynanan maçta golünü atıyor…

17 Aralık günü Galatasaray ile oynanan Teşvik Turnuvası finaline çıkıyor… Spor ve Sergi Sarayında 5.000 kişi içeride, 5.000 kişi dışarıda…

Finali Fenerbahçe 80-52 kazanıyor…

Can Bartu; tam 25 sayı atıyor…

Can için Milliyet gazetesinde düşülen notu aktarıyorum;

“Can’ın çıkardığı oyuna “çok güzel” sıfatını kullanmak hata olur. Futbol oynadığı için yalnızca 1 kez takımı ile idmana çıkan Can’ın çıkardığı oyuna, Fevkalade “****”  demeyi, Milliyet gazetesi olarak karar kıldık…”

Bu arada, arşivlere o kadar daldım ki, maçlarda verilen yıldızları inceliyorum; çok nadir 4 yıldıza rastladım… Öyle bol keseden yıldız dağıtmak falan kesinlikle yok… Yıldızları; Namık Sevik, Eşref Aykaç, Kahraman Bapçum, Halit Kıvanç, birlikte oy vererek belirliyorlar…

Can Bartu’nun Galatasaray potasına 25 sayı bıraktığı günkü gazetede, gol krallığı yarışmasına bakıyorum:

Metin Oktay 14 gol ile lider, Can Bartu 11 gol ile takip ediyor, Lefter ise 9 golde…

İnanılır gibi değil! 

***

29-31 Nisan 1958:

Ankara’da Başkanvekili Kupası, Galatasaray ile Fenerbahçe futbol takımları arasında oynanacak… Can Bartu, basketbol şampiyonluk maçları oynanacağı için Ankara’ya götürülmüyor… Futbol maçının sonucu: 1-1. Kupanın sahibi belli olmadığı için ortadan ikiye bölünüyor; Her iki takıma yarım kupa veriliyor…

Can Bartu, aynı günlerde Modaspor ve Galatasaray ile oynanan şampiyonluğun belirleneceği basket maçlarında yer alıyor…

Ve kupayı averaj ile Modaspor kazanıyor…

Yine inanamıyorum;

Can, basketbolu bırakalı bir yıl olmuş, futbol takımının ana oyuncularının başında geliyor ve Ankara’da, futbol Başkanvekili Kupasında değil, basket maçında oynuyor…

Yine en etkili oyunculardan birisi: Şampiyon Modaspor’u 66-60 yendikleri maçta 19 sayı atıyor…

Basketbola verilen değeri ve Can Bartu’nun yeteneğini kavramakta güçlük çekiyorum…

Örnekler uzuyor gidiyor, ben aynı gün oynanan o iki maçı bulamadım ama bulduklarıma inanamadım…

*** 

Can Bartu, 19 yaşında Fenerbahçe forması ile Galatasaray’a karşı Teşvik Kupası finali oynadı: tam 15 sayı attı…

15 gün sonra basketbol milli takımına seçildi; Macaristan karşısında forma giydi, 8 sayı attı…

5 ay sonra Fenerbahçe futbol takımında oynamaya başladı…

Bundan 5 ay sonra da futbol milli takımının formasını giydi…

“Forma giydi” sözcüğünü yanlış anlamayın, her giydiği forma ile o takımın yıldızı oldu…

Tam üç sene böyle geçti…

Zaten 25 yaşında da o dönem dünyanın en kaliteli ligi olan İtalyan Ligine transfer oldu…

Ve orada 6 yıl üç ayrı kulüpte oynadı…

Futbolu; Lefter, Turgay Şeren, Kadri Aytaç, Metin Oktay, Recep Adanır ile oynuyor…

Basketbolu; Yalçın Granit, Ali Kazaz, Altan Dinçer, Mehmet Baturalp’ler ile oynuyor…

Ben o aynı günde oynanan iki maçı bulamadım ama Can Bartu gözümde bin kat daha büyüdü…

İnanın okuduklarıma inanamadım… 

***

Bugün; “O tarihi günü” bulmak için girdiğim arşivdeki 15. Günüm…

Çalışırken karşıma; “Bugünkü okuma hakkınız doldu”, yazısı çıkana kadar okuyorum…

Can Bartu’yu araştıracağım diye giriyorum; ancak, kendimi Baba Gündüz’ün makalelerini okurken buluyorum…

Araştırdığım dönem (1956-1957-1958); belki de Türk sporunun en parlak dönemi…

O dönemi iyi kavramanız için, “yılın sporcusu” anketlerini anlatayım…

Konuyu dağıttığım farkındayım…

Aslında ben de 15 gündür dağınık vaziyetteyim…

Spora o günlerde verilen değeri anlamadan, Can Bartu’nun yaptığı işin değerini algılamamız mümkün değil.

Bu yüzden konuyu dağıtıyorum…

Siz lütfen, yazının sonunda yer alan önerimi okumadan yazıyı bırakmayın… 

***

Anketi, Milliyet gazetesi düzenliyor… 100 tane aday belirliyor ve halkın oyuna sunuyor… Tasnif edilen oylar, her gün okurlara açıklanıyor… Yarışın heyecanı giderek tüm ülkeyi kapsıyor.

Şimdi, inanamayacaksınız;

450.000 oy kullanılıyor…

Karıştırmayın lütfen; internetten bir “tık” ile değil…

Kuponu kesecek, dolduracak ve postaya vereceksiniz(!)

1956 yılı, yılın sporcusu anketi sonuçları:

1.Hamit Kaplan- Dünya şampiyonu güreşçi

2.Turgay Şeren-Galatasaray kaleci

3.Lefter Küçükandonyadis-Fenerbahçe futbolcu

6.Metin Oktay-Galatasaray futbolcu

8.Can Bartu-Fenerbahçe futbolcu

Liste; Basri Dirimlili- Kadri Aytaç-Recep Adanır gibi isimler ile devam ediyor…

1957 yılı, yılın sporcusu anketi sonuçları:

1.Mustafa Dağıstanlı- Dünya şampiyonu güreşçi

2.Lefter Küçükandonyadis-Fenerbahçe futbolcu

3.Özcan Arkoç- Fenerbahçe kaleci

4.Can Bartu-Fenerbahçe Futbolcu

5.Değer Eraybar- Voleybol-Galatasaray

Liste; Recep Adanır-Turgay Şeren gibi isimler ile devam ediyor…

Sakın, “üç tane Fenerbahçeli futbolcu birbirlerinin oylarını bölmüşler”, diye düşünmeyin…

Taraftarlık bugünkü gibi değil!

Galatasaray yöneticisi, oyunu açık açık Fenerbahçeli bir sporcuya kullanıyor ve kimseler yadırgamıyor(!)

 

1958 yılı, yılın sporcusu anketi sonuçları:

1.Varol Ürkmez-Beşiktaş kaleci-Real Madrid maçı kahramanı

2.Can Bartu-Fenerbahçe Futbolcu

3.Kazım Ayvaz- Güreşçi, Dünya Şampiyonu

4.Çetin Şahiner- Atlet, Yüksek atlama

5.Gül Çiray-Atlet, Balkan şampiyonu

6.Lefter Küçükandonyadis,

Diye sıralamalar devam ediyor…

Sadece futbolcular listesini alt alta yazın, yerleri dolmayan, hiç dolmayacak,  efsaneler…

Hem sporculukları hem de sportmenlikleri ile örnek futbolcular…

Can Bartu, bu en parlak dönemde futbol oynuyor…

Aynı şekilde, basketbolcuları sıralayın yine efsane kişilikler…

Can Bartu, o dönemde, onlar ile basket oynuyor ve

Dünya şampiyonu güreşçiler ile rekorlar kıran atletlerimiz arasında yılın sporcusu anketinde (futbolcu-basketçi) sıfatı ile sürekli dereceye giriyor…

 

***

Basketboldan ayrılma kararı aldığında;

Yugoslav ve Amerikalı otoriteler;

“Yazık, Türk basketbolu 30 yıl önündeki basketbolcuyu kaybetti”, diyorlar…

Can’ın basketbolu bıraktığı dönemin gazeteleri:

“Futbolcu Can, Türkiye’nin bir numaralı basketbolcusunu yok etmiştir”, yazıyor…

Ve 1982 yılında Milliyet gazetesinde tam bir sayfalık Can Bartu yazısında;

“1960 yılında Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük basketbolcu kim? :

Sorusuna, profesyonel bir futbolcunun adını veriyorlardı…

1982 yılında aynı soru sorulduğunda hatırlayanlar, yine Can Bartu” diyor…

İşte, Can Bartu, böyle bir yetenekli bir basketbolcuydu…

Yaşamın koşulları onu futbolcu yaptı…

Yıllar sonra Can’a, “aynı şartlar olsa hangisini tercih ederdin?” sorusuna, hiç tereddüt etmeden;

“Basketbol” diyor…

 

***

Can Bartu, basketbol formasını çıkardı ama rengini asla değiştirmedi!

Metin Oktay ile birlikte aynı yıl, o dönem dünyanın en popüler ligi olan İtalya’ya gittiler…

Metin, ülke hasretine dayanamadı geri döndü…

Can, tam 6 yıl İtalya’da oynadı…

Döndü ve yine Sarı Lacivertli formayı giydi…

Atlet yerine fanila giydi ama renklerini hiç değiştirmedi…

 

***

 

Çok istediği halde çıkarmak zorunda kaldığı o basketbol formasını, Fenerbahçe Ülker Arena’da ölümsüz hale getirelim!

Mirsad Türkcan ve Ömer Onan’ın formasının dalgalandığı yere Can Bartu’nun formasını asalım!

Hem de, futbol ve basketbol formalarını yan yana asalım!

Yıllar sonra gençler; “Bu kimdir?”, diye düşünerek araştırdıklarında:

------ Üç yıl boyunca Fenerbahçe forması ile hem basket, hem futbol oynayan; her ikisinde de Milli takım formasını giyen bir sporcuyu bulsunlar!

------Avrupa Kupasında final oynayan (Fiorentina forması ile1962 UEFA kupası finali) “ilk” futbolcuyu ve Jump-Shot atan “ilk” Türk basketbolcuyu bulsunlar!

Aslında o formada, Fenerbahçe basketbol tarihini bulacaklar…

Fenerbahçe basketbol tarihinin 2 binli yıllarda başlamadığını anlayacaklar…

O salona gelen yabancı takımlar da, öğrendiklerinde şaşıracaklar…

Türk spor tarihinin geçmişine saygı duyacaklar…

 

***

Can Bartu’yu araştıran gençlerimiz, tarihin yapraklarında Metin Oktay’a da rastlayacaklar…

Bartu’nun Galatasaray forması, Oktay’ın Fenerbahçe forması ile fotoğraflarını görecekler…

Rakibe saygıyı ve Türk spor tarihinin geçeklerini kavrayacaklar…

“Ayağa kalkmayan ‘bilmem ne’ takımlı olsun” gibi komik bir sloganı attıkları için utanacaklar(!)

O formayı asalım oraya!

Stadın yanına da, heykelini yapalım…

31 Ocak Can Bartu’nun doğum günü…

26 Ocak günü Ataşehir’de, Fenerbahçe ile Galatasaray Euroleague maçı oynayacaklar…

Bartu’nun formasını o gün asalım oraya!

Can Bartu’yu da saygı ile, alkışlarımız ile getirelim oraya…

Geçmişteki çok sıkı, ama tertemiz rekabetli günlerimizi hatırlayalım…

Can Bartu ile birlikte Metin Oktay’ı da analım…

Yazarın Tüm Yazıları