Yaprakların çiçeklere dönüştüğü mevsimde Yedigöller gezisi

Sonbahar, yaprakların çiçeklere dönüştüğü ikinci bahardır. Ama cıvıl cıvıl ilkbaharın aksine insanı sakinleştiren, hafif ürperten ve kendi içine döndüren bir hali vardır sonbaharın... İşte size şimdi tam zamanı olan güzel bir rotadan bahsetmek istiyorum: Yedigöller… Adını aldığı Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl ile bölgenin yaklaşık 40 yıldır en önemli turizm merkezlerinden birisi... İşte size Yedigöller gezi rehberi...

Fotoğraflar: Elvin Levinler, Alamy

Sonbahar, yaprakların çiçeklere dönüştüğü ikinci bahardır. Ama cıvıl cıvıl ilkbaharın aksine insanı sakinleştiren, hafif ürperten ve kendi içine döndüren bir hali vardır sonbaharın.

Üstelik ne ilkbahar ne de yazın görebileceğimiz kadar çok renge boyar doğayı.

Yazın yorgunluğunu ve yıpranmışlığı atmak, battaniyelerin altında kıvrılıp elini de içini de sıcacık içeceklerle ısıtmak ve ruhunu dinlendirmek için harika bir fırsat tanır bizlere.

Bu zamanda doğanın içinde kendinizle baş başa kalıp, yer düşen rengarenk yaprakların üzerinde çıtır çıtır dolaşacağınız bir fırsat da siz yaratabilirsiniz kendinize.

Üstelik şehrin yorucu ve bunaltıcı kargaşasından çok da uzakta değil, dağların arasında zengin bitki örtüsü ve gölleriyle tam bir sonbahar cenneti olan Yedigöller’e sığınabilirsiniz.

Neden Yedigöller?Yedigöller, adı üstünde, yedi tane gölü çevreleyen; kayın, meşe, gürgen, ıhlamur gibi çok çeşitli hem geniş yapraklı hem iğne yapraklı ağaçlarla çevrili bir orman, bir Milli Park.

Özellikle sonbaharda yeşilin sarıdan kızıl tonlara kadar sonbaharın bütün güzelliğini ortaya koyan izlemeye doyum olmayan bir manzara, doğa harikası.

Neler yapılır?Dinlenmek için tercih edebileceğiniz gibi, fotoğraf çekmek ve trekking yapmak isteyenler için farklı arazi şekilleri, şelaleleri, yürüyüş yolları var.

En güzel tarafıysa zamanla yarışmadan ve koşturmadan canınız nerede durup dinlenmek istiyorsa orada istediğiniz kadar kalabilmeniz.

Yürüyüş yaparken arada durup dinlenebileceğiniz bir tesis yok ama bütün göller, yollar ve yeşiller sizin!

Zamanla ilgili tek dert etmeniz gereken nokta ise hava kararmadan odanıza veya çadırınıza dönmeniz.

Nerede kalınır?Büyükgöl çevresinde çadırla kamp yapabileceğiniz gibi Orman Bakanlığı’na bağlı 4 kişilik bungalov evlerinde kalabilirsiniz.

İçinde ısınma ve temel araç gereçler bulunduğu için erzağınızla gidip göl kenarında kendi akşam yemeğinizi hazırlayıp mis gibi bir havaya uyanabilirsiniz.

Yola çıkmadan bunlara dikkat:Şehir hayatından çok uzakta değil, ama dağ yolundan gidildiği için ulaşımı kilometre hesabından biraz daha uzun sürebiliyor.

Yola çıkmadan soğuğa, yağmura ve çamura hazırlıklı olmanız gerektiği gibi erzak almayı da ihmal etmeyin.

Geçen sene bir market ve işletme açıldığı için eskisi gibi tedbirli olmaya gerek yok belki ama ihtiyacınız olabilecek erzağı yanınızda getirmenizi tavsiye ederim.

Gece yürüyüş yapmak, yağmur yağsa bile ıslanmadan dolaşabilmek çok keyifli ama mutlaka yanınızda bir fener bulundurun çünkü hiçbir aydınlatma yok.

Ayrıca doğanın içinde olduğunuz için karşınıza çıkabilecek canlılara karşı hazırlıklı ve anlayışlı olun.

İlk ziyaretimizde o kadar dinlendik ve huzur dolduk ki, başka bir haftasonu Ankara-İstanbul yolu üzerinde göl kenarında bir yürüyüş yapalım diye yönümüzü Yedigöller’e çevirdiğimizde; yolda kalan tur otobüsleri dolayısıyla ekstra uzayan yolumuz, park yeri bulamayışımız, dört bir yanımızdan gelen mangal kokuları ve dumanı, üst üste fotoğraf çeken bir kalabalık dolayısıyla arabadan indiğimiz gibi geri binip İstanbul’a devam ettik.

İlk ziyaretimde aklımda kalan sessiz ve sakin tabiatın tam aksi bir manzarayla karşılaştık.

. Mis gibi orman havasını içinize çekmek isterken kalabalık olma ihtimalini de göz ardı etmeyin.