GeriSeyahat Burada güneş yıl boyu parlıyor...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Burada güneş yıl boyu parlıyor...

Burada güneş yıl boyu parlıyor...

Yemyeşil coğrafyasında çok sayıda güzellik barındırıyor Mersin. Toros Dağları’nın yaylalarında serinleyip aynı gün içinde Akdeniz’in berrak sularında yüzebileceğiniz bir yer burası. Zengin mutfağını, tarihi duraklarını, doğa harikalarını ve masmavi koylarını keşfettikçe daha çok hayran kalıyorum bu güzel Akdeniz şehrine. Mersin’i güzelleştirenlerden biri de pek az bilinen şifalı suları…

Beni bu sefer yola çıkaran termal şifa sevdam. Mersin’in Camili Köyü’nden 9 bin yıldır şifalı sular çıkıyor. Roma döneminden kalma Mozaikli Hamam kükürtlü suyuyla meşhur. Yerelde bilinen bu suların şifası, bölgeye kurulan 5 yıldızlı turistik bir otelle dünya çapında değerini duyurma fırsatı buluyor. Mersin İçmeler’de, 450 dönüm arazi içindeki BN Hotel Thermal&Wellness, resort ve termali bir arada sunan, doğayla iç içe, büyük bir kompleks. Yemyeşil meyve bahçelerinin arasından varıyoruz otele. Ödülleriyle karşılıyor bizi. QM Tourism Awards’dan Türkiye’nin en iyi QM SPA&Wellness Luxury ödülünü, Travelers’ Choise 2023’ten ise Tripadvisor Travelers’ Choice ödülünü almışlar bu yıl. Bu kadar kısa sürede alınan ödüller ve talep sayesinde yatırımın büyümesine karar verilmiş. Yoga ve wellness kampları için hazırlıklar başlamış. Yoga stüdyoları ve bungalov tipi konaklama seçenekleriyle daha da kapsamlı hale getiriliyor. Böylesine büyük ve güzel bir bahçenin, bu sessiz, huzurlu ortamın değerini buluyor olmasına çok seviniyorum.

Burada güneş yıl boyu parlıyor...

BN Hotel Thermal&Wellness

Odaya yerleşir yerleşmez soluğu SPA’da alıyorum. Ruhen ve bedenen dinlenmeye hazırım. Termal havuzlarda doğal kaynağından gelen su, herhangi bir karışıma uğramadan mineral zenginliğini koruyor. Bu şifalı suların romatizma, deri, kalp gibi birçok hastalığa da iyi geldiği söyleniyor. Otelin açık havuzu ve aquapark’ı da çocuklu aileler için çok eğlenceli. SPA merasimim tüm modumu değiştiriyor. Yaz mevsimini iyice hissettiren Akdeniz güneşinin altında otelin bahçesine doğru yürüyoruz. Şeftali, kayısı ve erikleri dalından toplayıp yiyoruz. Otelin mutfağından çıkan lezzetler, kendi topraklarında yetişen sebze ve meyvelerle hazırlanıyor. Her şey çok taze.

SPA’da iyice dinlenince çevreyi gezmek için ilk durağımız doğa harikası Cennet Cehennem Obrukları oluyor. İsimlerini çok duymuş ve hep merak etmişimdir. Hayalimde bakir bir doğada, zorlu yolları aşıp ulaşılan mistik bir yer canlanmıştı… Gerçekte çok da zorlu olmayan bir yolu var ancak mistikliği konusunda yanılmamışım. Müze Kart’la giriyoruz. Milyonlarca yıl önce mağaraların tavanlarının çökmesi sonucu oluşmuş bu obruklar. İçine merdivenle inilebilen, en dibinde de bir mağara olan kısım Cennet, sadece seyir terasından bakabildiğimiz Cehennem.

Burada güneş yıl boyu parlıyor...

Cennet Çukuru

Önce Cehennem tarafına gidiyoruz. Cam terastan geçerken tüylerim ürperiyor. Kalp atışlarım hızlanınca gözlerimi kapatıp arkadaşlarımın koluna girerek bakmadan yürüyorum. Derinliği 128 metre olan obruk gerçekten ürkütücü. Terasta karşılaştığımız bir çift, yıllar önce buraya nasıl indiklerini anlatıyor. Eskiden dağcılık ekipmanıyla inenler oluyormuş. Cehennem Çukuru’nun Sicilya’daki Etna Yanardağı ile de bir bağı var. Yunan Mitolojisi’ne göre Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon’u burada yaptıkları bir kavgada yener. Onu sonsuza dek Etna Yanardağı’nın altına kapatacaktır. Öncesinde bir süre bu Cehennem Çukuru’na hapseder.

Cehennem’i tepeden izleyip yeterince tüylerimiz ürperdikten sonra yönümüzü Cennet’e çeviriyoruz. Cennet’te biraz içimiz açılır diye beklerken 452 basamaklı bir merdivenle karşılaşıyoruz. Neyse ki asansör var. Asansörü dönüşe bırakarak merdivenlerden iniyoruz. Biraz zor olsa da etrafı izleyip kuş seslerini dinleyerek inmek iyi hissettiriyor. Derinliği 70 metre. Tabanın güneyinde 200 metre uzunluğunda ve en derin noktası 135 metre olan bir mağara var. Mağaranın girişinde Meryem Ana Kilisesi çıkıyor karşımıza. Tarihi MS 5’inci yüzyıla dayanıyor.

Burada güneş yıl boyu parlıyor...

Narlıkuyu

AKVARYUM GİBİ KOYLAR

Cennet Cehennem Obrukları’nı ziyaret edenler Şeytan Deresi Vadisi’nde dik bir yamaçtaki Adam Kayalar’ı, şifalı havasıyla Astım Mağarası ve Helenistik dönemden kalan Uzuncaburç Antik Kenti’ni de geziyor. Biz çok acıktığımız ve biraz da deniz havası almak istediğimiz için bu noktaları daha sonra gezmek üzere bırakıp Narlıkuyu’ya gidiyoruz. Narlıkuyu, Mersin’in Silifke ilçesine bağlı şirin bir sahil beldesi. Tarih boyunca önemli bir liman kenti olmuş. Öyle güzel bir koyu var ki sakinliğine, akvaryum gibi denizine, oturduğum yerden izlediğim balıkçı teknelerine hayran kalıyorum. Ada havası var Narlıkuyu’da. Koyu çevreleyen balık restoranları biraz daha özenli olsa; mesela tüm restoranlarda plastik yerine ahşap masalar, sandalyeler kullanılsa buranın çok daha çekici bir yer haline geleceğinden eminim. Hem yemek yiyebileceğiniz hem de neredeyse oturduğunuz sandalyeden denize atlayabileceğiniz böylesine güzel bir koyu her yerde göremezsiniz. Yemek için Akyar Koyu’nda Cemal’in Yeri’ne gidiyoruz. Muhteşem!

Burada güneş yıl boyu parlıyor...

BN kahvaltısı

Masamızın baş tacı bölgenin meşhur balığı lagos. Izgarada pişen balık, iri parçalara bölünerek servis ediliyor. Karides güveç, kalamar, tüm sıcak ve soğuk mezeler çok lezzetli ama favorim sarımsak, limon ve maydanoz sosuyla lezzetlendirilmiş anne patatesi ve salata oluyor. Burada yaşasam müdavimi olurum.

Burada güneş yıl boyu parlıyor...

Akyar Koyu

EFSANELERE KONU OLAN KALE

Burada görmenizi önereceğim son durak, Kız Kalesi. Yaklaştıkça denizin ortasında tüm ihtişamıyla beliriyor. Kaleyi hem gündüz hem de akşam ışıklandırmalarıyla beraber görme şansım oluyor. Her ikisi de muhteşem. Özellikle günbatımında gökyüzü kızıla bürünürken denize yansıyan görüntüsü büyüleyici... Kaleyle ilgili en bilindik efsane, bir kralın kızı için bir kâhine gitmesiyle başlar. Kral çok sevdiği kızının bir yılan tarafından sokulup öldürüleceğini öğrenir. Onu güvende tutabilmek için bu kaleyi yaptırır. Kaledeki kızına bir sepet üzüm gönderdiğinde de maalesef kehanet gerçekleşir. Sepete bir yılan saklanmıştır çünkü... Kale karaya sadece 600 metre uzaklıkta. Yüzerek ya da deniz bisikleti kiralayarak ulaşabiliyorsunuz.

False