Tarihçi ve Hürriyet yazarı İlber Ortaylı: ‘Bu kadronun savaşı kazanıp Cumhuriyet’i kurması sürpriz değildir’

Güncelleme Tarihi:

Tarihçi ve Hürriyet yazarı İlber Ortaylı: ‘Bu kadronun savaşı kazanıp Cumhuriyet’i kurması sürpriz değildir’
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2022 07:00

Salı günü 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100’üncü yılını kutlayacağız. Yunan ordusunun bozguna uğratılıp Milli Mücadele’nin sonlandırıldığı bu savaştaki harekâtları komuta eden kadroyu İlber Ortaylı’ya sorduk: “Osmanlı subayları Avrupa cemiyetinde saygı duyulan kişilerdi.”

Haberin Devamı

Türk ordusunun en büyük zaferlerinden birinin 100’üncü yılını kutlamak için geri sayımdayız. Anadolu’nun işgalden kurtarıldığı bu savaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması için atılan en önemli adımlardan biriydi. Tarihçi ve Hürriyet yazarı İlber Ortaylı bu savaşı anlatırken hep şuna vurgu yapardı: “Bu bir kurmay savaşıdır.” Ortaylı’ya bu savaşın kazanılmasını sağlayan kurmayları sorduk...

◊ Kurtuluş Savaşı için bir ‘kurmay savaşı’ diyorsunuz. 19’uncu yüzyıldaki askeri reformların bu komutanların yetişmesindeki önemi nedir?
Biliyorsunuz, yeniçeri ve kapıkulu ocakları 1826’da lağvedildi. Çok da kanlı oldu. Bu sıralarda Avrupa’da ayaklanmalar çıkıyor, milletlerarası çatışmalar başlıyor. Balkanlar da kaynıyor. Bizim elimizde daimi ordu yok, bunun hazırlanması gerekiyor. Bu 2-3 senede olmadı tabii ki... Çünkü yeniden asker toplanacak, eğitilecek. Bu dönemlerde kurmay subay eğitimi tüm dünyada yeni. Biz de o dalgayı takip ettik. Erkânıharp böyle yetişti. Osmanlı subayları Avrupa cemiyetinde saygı duyulan tiplerdi. Enver Paşa’nın kabiliyetleri ortada. Büyük bir general olmadı tabii. Mustafa Kemal Paşa ise belki ilk bakışta Enver kadar frapan görünen biri değil ama konuştuğu lisanlar, coğrafya, matematik, topografya bilgisi korkunç biriydi. Bu yeteneklerinin hepsi kanıtlandı. Bilhassa Çanakkale Savaşı’nda...

* Balkan Savaşı’nda, Trablusgarp’ta öğrenilenler etkili oldu mu?
Biz 1. Cihan Harbi’ne girerken tüm dünya orduları adeta barış içinde yaşıyordu. Bu, burada mümkün değil. Bir tanesi Yemen’deki ordunun kurmay başkanı: İsmet (İnönü) Bey. Mesela o zaman İsmet Bey, Ahmet İzzet Paşa’nın kurmayı. Küçük rütbeli olduğu halde ordu komutanı olmuş. Diplomasi de biliyorlar. Yemen’de İmam Yahya ile o kadar güzel bir anlaşma yaptılar ki adam hiçbir şekilde İtilaf Devletleri’nin yanaşmasını kabul etmedi. Yemen’de Arabistanlı Lawrence hareketi bu nedenle yok. Mustafa Kemal Bey, Trablusgarp’ta. İtalyanlar sarılmış o zaman bölgeye. Hazır ordu da yok. Senusileri, Libyalıları ikna edip, toplayıp düzenliyorlar. Dünyayı tanıma kapasiteleri çok yüksek. Türkiye Cumhuriyeti’ni bunlar kurdu. Bu bir tesadüf değil. İstiklal Savaşı’nı da kazandılar. Bu da tesadüf değil.

Haberin Devamı

Tarihçi ve Hürriyet yazarı İlber Ortaylı: ‘Bu kadronun savaşı kazanıp Cumhuriyet’i kurması sürpriz değildir’


* Alman ekolü, Fransız ekolü gibi bir ayrım var mı?
“1. Cihan Harbi’ne Almanya tarafında girdik. Berlin Kongresi’nden beri de hep ‘Alman Kayzeri’nin yanındayız” diyorlar. Doğru ama bizim ordumuzun gelişimi Alman tarzı bir yetişmeyle olmuyor. Alman teknikleri sonra geliyor. Ordudaki modernleşme Fransız sistemi içinde gitmiş. Yunanistan ordusunda Alman etkisi var işte. İoannis Metaksas tamamen Alman yetiştirmesidir. Mesela bu yüzden
2. Cihan Harbi sırasında Almanya, Yunanistan’a saldıracakken İngiliz sefiri zehirletmiş onu, bu açık. “Almancıdır, onlarla işbirliği yapar” demişler. Alakası yok. İngilizin Balkan politikasından anladığı da o kadar işte!

‘Bu bir maceradır’

* Fahrettin (Altay) Paşa ve Yakup Şevki (Subaşı) Paşa’nın rolü nedir?
Fahrettin Paşa çok iyi bir süvari komutanı. Yakup Şevki de son derece ihtiyatlı bir paşa. 1. Cihan Harbi’nden sonra ihtiyatlı bir anlayış benimsemişler. Yakup Şevki Paşa’nın ihtiyatlı harekâtını takip edersen, ki aslında Kâzım Karabekir Paşa da ihtiyatlıdır, bizim bu savaştan Selçuklu Anadolu’su gibi bir şeyle çıkmamız gerekirdi.

Haberin Devamı

Tarihçi ve Hürriyet yazarı İlber Ortaylı: ‘Bu kadronun savaşı kazanıp Cumhuriyet’i kurması sürpriz değildir’


* Akdeniz hedefi yoktu demek ki...
Harekât planlarında riskli ama kesin zafer getirecek olan yolu denemek Mustafa Kemal Paşa’nın yöntemi. İstiklal Savaşı’nda da, Cihan Harbi’nde de... 30’lu yaşlarından beri böyle bir askerlik anlayışı var.

*Karşı taraf ihtiyatlı mı?
Maalesef değil. İhtiyat bir tek Metaksas’a has. Eleftherios Venizelos kralcı olmasına rağmen Metaksas’a Küçük Asya Seferi’nin komutanlığını teklif etti. Metaksas reddetti, “Çok az nüfusumuz var. Çalışıp çabalayıp Belçika olmalıyız” dedi. Adama ‘korkak’ dediler ama öyle olmadığı 2. Cihan Harbi’nden belli değil mi? Faşist Cephe’ye ilk darbeyi Yunanistan indirdi. Metaksas iyi bir kurmay olduğu ve Balkan ordularını iyi tetkik ettiği için şunu Venizelos’a “Türklerin orduları dize getirilmiş değil, sen kayboldu zannedersin, bir sabah karşında bulursun. Bu sefer bir maceradır. Biz kaldıramayız bunu” dedi, dinlemediler. Türk ordusunun bu savaşı kazanması sürpriz değil. Ama bu kadar ciddi bir harekât planıyla ve bu kadar hızlı bir şekilde, o zamanın deyişiyle ‘yıldırım savaşı’yla işi götürmeleri önemli.

* Dört günde bitiriyorlar...
Evet, dört günde. Sonra da bir hafta içinde Ege Bölgesi temizleniyor.

* Bu savaşta gece harekâtları çok mühim. Değil mi?
Gece harekâtını bilmiyorlardı, bu bizim ordunun yumuşak karnıydı. Ordunun bu savaşta asıl geliştirdiği şey ricattır. Ricat bizde bozgun demektir. Yapmazlar, bilmezler. Kendine göre kuşatma teknikleri vardır, dâhiyanedir bunlar. Fakat geri çekilmeyi bir zafer yürüyüşüne çevirecek düzenli ricatı Türk ordusu burada başarıyor.

Haberin Devamı

Tarihçi ve Hürriyet yazarı İlber Ortaylı: ‘Bu kadronun savaşı kazanıp Cumhuriyet’i kurması sürpriz değildir’

Atatürk, Büyük Taarruz’un başlatıldığı ve yönetildiği Kocatepe’ye çıkarken...

‘30 Ağustos’u kutlamaya dikkat edelim’

◊ Lozan’da da bu savaşta süngümüzle girdiğimiz her yerin tapusunu aldık...

Tabii, çok açık. “Yunanları Trakya’dan boşalttılar” deniyor. Çıkmayıp ne yapacaktı! Orayı savunamaz, koca Trakya. O hale gelen ordu... Veya İngiltere ya da Fransa’nın yardımcı kuvvet göndermesi mümkün mü? Belli ki orayı da alacaktık. Mühim olan ordumuzun durmasıdır. Bir deyiş var: “Kendisini zafer anında bile yeren iki kere galiptir.” Selanik’e gitmedi. Evi ve özlüyor Batı Trakya’yı. Ama gitmedi, orada ne olacağı belli değil. Yunan kuvvetlerinin son kalıntıları orada, üç kolordu... Bunlarla baş edecek hal kimsede kalmamış. Cihan Harbi ve ardından bu, tüm taraflar için ‘Pirus zaferi’dir (Büyük kayıplar pahasına kazanılan zafer). Ordunun İstiklal Savaşı’ndaki direnişi mucizevidir. 30 Ağustos bir ordu bayramıdır ve milletin zaferidir. Kutlamaya çok dikkat etmeliyiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!