Merhaba canım kendim, harikayım ben!

Güncelleme Tarihi:

Merhaba canım kendim, harikayım ben
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 2023 07:00

Yoga, meditasyon, biyoenerji, nefes terapisi, reiki veya mindfulness... ‘Yeni çağ’ inançları adı verilen bu öğretiler zihinsel ve bedensel şifaya odaklanıyor. Psikolojideyse ‘spiritüel narsisizm’ kavramı tartışılıyor; yani bu akımlarla uğraştığı için kendini üstün görme hali... Uzmanlara sorduk.

Haberin Devamı

Mutluluğu, daha iyi bir hayatı, refahı, huzuru vaat eden birçok öğreti var. Bugün elinizi sallasanız yeni bir spiritüel akıma çarpıyor. Yoga, meditasyon, biyoenerji, reiki, nefes terapisi, feng shui, reenkarnasyon, mindfulness (farkındalık) ve daha birçokları. İçlerinde faydalı etkileri olanlar da hiçbir bilimsel temele dayanmayanlar da var. Ancak uzmanların son zamanlarda bahsettiği ‘spiritüel narsisizm’ (manevi narsisizm) bambaşka bir konu. Uzman psikolog Ayben Ertem ve Liv Hospital psikiyatri uzmanı Dr. Refik Cihnioğlu anlatıyor...    

‘EMPATİ YAPAMAZLAR’

Bu tarz öğretilerle ilgilenenlerin bir süre sonra kendilerini diğerlerinden üstün görme hali spiritüel narsisizm olarak tanımlanıyor. “Canım kendim” gibi sözler söyleyerek kendini sevme çabasıyla başlayan bu durumu, uzman psikolog Ayben Ertem şöyle tanımlıyor: “Spiritüel narsistler, narsistlerin özelliklerini taşırlar. Ruhani kimlik ve gelişimle ilgili kendilerini daha üstün hissederler. Empati yapamazlar. Maneviyatla ilgili eleştirilere açık değildirler. Hayranlık duyulma ihtiyacı hissederler. İlişkileri genellikle yüzeyseldir ve insanları kendi çıkarları doğrultusunda manipüle edebilirler. Dolayısıyla arkadaşlık kurarken zarar görmemek için dikkatli olmak gerek.”

Haberin Devamı

Psikiyatr Cihnioğlu ise şunları anlatıyor:

“Her insanda az ya da çok sevilme, onaylanma isteği vardır. Patolojik olan, bu duyguları kontrol edemeyip esiri olmaktır. Kişi bu spiritüel akımlarda kendini tatmin edecek bir persona bulduysa ve altta yatan narsistik bir yapılanma da varsa o imajı ölümüne savunur. Kendini önemli hissetmesi buna bağlıdır. Bununla ilgilenmeyenleri olgunlaşmamış görür. Sürekli bazı bilgileri dayatmaya çalışır. Bu kişilerle tartışmaların sonu gelmez. Yani aslında bir bilgelik durumuyla örtüşmeyen davranışlar sergilerler.”

“Ruhsal yolda ilerleme kaydettiğimizi hissettiğimizde kendimizi üstün görmek cazip gelebilir ancak esasen bu, çok önemli bir dönüşümü kaçırdığımız anlamına gelir” diyen Ayben Ertem ekliyor:

“Spiritüel eğitiminiz sayesinde daha özgün hale geldiğinizi fark ediyorsunuz veya biri bu konuda size iltifat ediyor... Hazırlıksız bir anınızda egonuz başarıyı gasp etmek için ‘Ne kadar harika yaptığımı görün! Harikayım ben’ der ve işte o zaman özgünlüğünüzü kaybedersiniz. Çünkü artık egonuz edindiğiniz içgörülerle başkalarını etkilemenin ya da diğerlerinden daha özel olmanın peşindedir. Oysa kendimizi ruhsal olarak geliştirdikçe egolarımızı aşabilen, birbirimizi yargılamadan kabul edebilen, daha bilge insanlar haline gelebiliriz. Spiritüel eğitimler de daha iyi bir hayat yaşamamıza yardımcı olacağını vaat ediyor. Bilimsel temeli olmayan enerji eğitimlerinden farkındalık ve meditasyon gibi faydaları kanıtlanmış yöntemlere kadar çok çeşitli manevi öğretiler var. Ancak eğitim sistemi ne olursa olsun, ruhsal aydınlanmaya giden yolu ciddi şekilde engelleyen kalıcı bir insan kusuru var, o da egomuz.”

 

Haberin Devamı

‘İÇ HUZUR İÇİN GEREKLİ’

İki uzmanımız da sağlıklı yollarla kendimizi sevebileceğimizden ve bunun illa narsisizme gitmesi gerekmediğinden bahsediyor. Ayben Ertem’e göre bunun en iyi yolları şunlar:

“Minnettar olmak stresi azaltır, bağışıklık sistemini güçlendirir, bir yandan sağlıklı bir şekilde özgüveni arttırır. Bir başka yol da mükemmeliyetçilikten uzaklaşmaktır. Günlük hayatımızda kutlanacak küçük şeyler bulmak, tatmin olmamıza ve kendimizi sevmemize yardımcı olur.”

Refik Cihnioğlu ise “İnsanın kendini sevmesi aslında bizim psikiyatrlar olarak temel hedeflerimizden biridir. Tabii burada derinliği olmayan, yapmacık sevgi cümlelerinden bahsetmiyorum. İnsanın kendiyle barışık olması ve kendini beğenmesi iç huzuru sağlamak açısından oldukça yararlıdır. Aslında keşke narsist diye bilinen insanlar daha derinlerinde kendilerine ‘Canım kendim’ diyebilseler. Genelde bu kişiler aslında kendilerini o kadar sevmez ve beğenmezler. Altta yatan patoloji de genelde buradan kaynaklanır. Narsisizm zaten bu kişilerde arka planda vardır. Uygun şartlar oluşunca herkes tarafından görünür hale gelir.”

Haberin Devamı

BU AKIMLAR FAYDALI MI? 

‘Strese karşı kalkan görevinde’

Ayben Ertem mutsuzluk, depresyon ve spiritüellik ilişkisiyle ilgili bilimsel araştırmalardan bahsediyor: “Bilim maneviyatın depresyon ve diğer zihinsel sağlık sorunlarının semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olabileceğini destekliyor. Spiritüel uygulamalarla meşgul olmak beynin prefrontal bölgesini değiştiriyor. Ayrıca strese karşı kalkan görevi görüyor. Ruhsal doğamıza döndüğümüzde veya daha yüksek bir güce odaklandığımızda daha iyimser oluyoruz. Zorluklarımızı engel olarak görmek yerine, onları büyüme fırsatları olarak değerlendirebiliyoruz. Ancak spiritüel bilgeliğimizin bizi diğerlerinden daha özel kıldığına inanırsak işte bu spiritüel narsisizm olarak biliniyor.”

Haberin Devamı

“İnsanların mutsuzken küçük de olsa bir umudun peşinden gidip ellerinden geleni yaptıklarını sıklıkla görüyoruz” diyen Cihnioğlu ise bu akımlara faydalı mı faydasız mı demenin pek mümkün olmadığını ama suiistimale de oldukça açık konular olduğunu belirtiyor. Her akımı ve uygulayanı kendi özelinde değerlendirmek gerektiğinin altını çiziyor.

Merhaba canım kendim, harikayım ben

Psikolog Ayben Ertem bu akımları suiistimale açık buluyor: “Eleştirilere açık değildirler. Hayranlık duyulma ihtiyacı hissederler.”

ARKADAŞ OLABİLİR MİYİZ? 

‘Şüphesiz kolay biri değildir’

Dr. Refik Cihnioğlu’nun yorumu şu: “Kendini insanlığa armağan olarak gören kişi şüphesiz ki kolay biri değildir. Sizi manipüle edebilir, aşağılayabilir, üstünüzde bir hâkimiyet kurmak isteyebilir. Doğal olarak kimse kendini tanrılaştıran biriyle kurduğu ya da küçük görüldüğü ilişkiden zevk almaz. Ama yine de her arkadaşlık veya dostluğun temeli farklıdır ve kendine ait dinamikleri vardır. Benim görüşüm duygusal istismar konusuna dikkat edersek ve sağlam durursak arkadaş olamayacağımız kimse yoktur.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!