Ev arkadaşımız onlardan biriyse neşeyle ve sağlıklı yaş alırız

Güncelleme Tarihi:

Ev arkadaşımız onlardan biriyse neşeyle ve sağlıklı yaş alırız
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2022 07:00

4 Ekim Hayvanları Koruma Günü vesilesiyle 70 yaşın üzerindeki kişilere hayvanla yaşamayı sorduk; ve gördük ki hayvan dostlarımızı koruyup kolladığımızda aslında onlar da bize iyi geliyor. Prof. Kulaksızoğlu da “Hayvan beslemek hayata neşe katmanın en güzel yöntemlerdendir” diyor.

Haberin Devamı

Hayvanla kurulan bağın ve verdiği koşulsuz sevginin insan yaşamına olumlu etkileri üzerine yıllardır çalışmalar yapılıyor. Purdue Üniversitesi İnsan-Hayvan Bağları Merkezi bu konuda çalışan merkezlerden biri. Yaptıkları bilimsel çalışmanın sonucuna göre sadece bir hayvanı okşamak bile beynimizde serotonin, dopamin gibi iyi hissettiren kimyasalların salgılanmasını sağlıyor. Böylece stres düzeyimiz düşüyor, sakinleşiyoruz. Kan basıncımız düzene giriyor. İnsan sağlığını merkezine alan araştırmalar da bu sonuçları destekliyor.

Bunamaya karşı...
American Heart Association da evcil hayvanları sadece okşamanın bile kardiyovasküler risk faktörlerini azalttığını söylüyor. Cleveland Clinic beyin sağlığı için yararlı olduklarını savunuyor. Yalnızlık duygusunu azalttıkları ve sosyalleşme fırsatı sağladıkları için hayvan dostlarımız bizi depresyondan da koruyor. Onlarla daha aktif bir hayat yaşadığımız için de demans olasılığımız düşüyor.

Hatta orta ve şiddetli demansı olan ileri yaştaki kişilerle yapılan çalışmada, beş aylık bir ‘hayvan destekli terapi’ sonrasında hastaların nöropsikiyatrik semptomlarında iyileşme olduğu rapor edilmiş. İsveç’te dört farklı huzurevinde demanslı hastalarla yapılan bir çalışmada, hayvan destekli müdahalenin yaşam kalitesi üzerinde olumlu ve teşvik edici yönde etkisi olduğu sonucuna ulaşılmış.

Haberin Devamı

‘Can sıkıntısını dağıtmakta onlardan yeteneklisi yok’

Mehmet, 87

“Evimi, hayatımı paylaştığım iki kedim var. Gece yatağıma girerken genellikle ikisinden biri başucumdaki sehpanın üzerine kıvrılır, başını okşamamı bekler, birlikte uyuruz. Sabah da yine ikisinden biriyle uyanırım. Bunu aralarında nasıl düzene soktuklarını bilmiyorum. Hayatta olmayan iki köpeğim ve kedilerimle paylaştıklarımız, en güzel anılarım. İki kedim de benim hayat yoldaşlarım. Can sıkıntısını dağıtmakta onlardan daha yeteneklisi yok. Arada bir şımarıklık yaparlar, bu da renk katar günün sıradanlığına. Onlar yaşam enerjisinin tetikleyicisi adeta. Yaşınız kaç olursa olsun, kedilerle, köpeklerle insan, yaşsız oluyor. Herkesten ve her şeyden çok, onlarla kesintisiz iletişim halinde oluyorsunuz. Böyle olunca da çok güzel, uyarıcı, yenileyici, kişiyi diri tutan bir yaşam sürüyorsunuz.”

Haberin Devamı

Ev arkadaşımız onlardan biriyse neşeyle ve sağlıklı yaş alırız

‘20 yaşında hissettim’

Yeşim, 84

“Ben 84 yaşında bir hayvanseverim. Önceki yıllarda aktif olarak da bu alanda çok çalıştım. Evde sahip olduğum hayvanlarım günlük enerji kaynağım. Onların sevgisi, sadakati ender bulunan bir nimet. Bence hep şikâyet eden herkesin ilacı hayvan sahibi olmak. Pandemide onlar sayesinde ne yalnızlık çektim ne de depresyona girdim. Ama hayvan sevgisinin insana verdiği o şaşırtıcı gücü ancak 80 küsur yaşıma geldiğimde anlamış bulunuyorum. Geçen yıl mahallemde yaşayan çok yaşlı bir köpeğin bakımını üstlendim. Biraz daha yaşasın diye yaz-kış, kar-yağmur demeden bu işi yürüttüm. Yaşım gereği, sergilediğim aktivite çevredeki pek çok insanın dikkatini çekti. Kendimi 20’li yaşlarda hissettim. Sonra beklenen son geldi ve Benekli’yi kaybettik. Onun kaybıyla o enerjik, o genç ben her yanı ağrıyan bir ihtiyara dönüştüm. Bunun izahı nasıl yapılır bilmem.”

Haberin Devamı

‘Depresyondan korur’

Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu
(Yaşlılık psikiyatrisi uzmanı)

* Hayvan bakmak her yaştaki insanın sevgi kapasitesini arttırır. Evini bir hayvanla paylaşmak, hayvan beslemek hayata neşe katmanın en güzel yöntemlerindendir. Neşe çok önemlidir. Neşelenmezsek mutluluğu bulamayız, mutluluk herkesin hakkıdır.
* Yaşlılarda bir hayvanla sevgi ilişkisi içinde olmak; bir kedi, köpek ya da kuşla yaşamak, onların çok daha keyifli olmalarını sağlar. Yalnızlık duygusunu azaltır. Depresyondan korur. Dış dünyayla bağı güçlendirir, kendini soyutlamasına engel olur.
* Demans hastalarında ‘pet terapi’ denilen bir tedavi şekli var. Çok bağıran, gergin, huzursuz hastaların yanına kedi-köpek yavruları konuyor ve bu onları rahatlatıyor. Aynı şekilde huzursuz hastalara yavru hayvan resimleri gösterildiğinde fotoğraflara bakarken bile yüz hatları yumuşuyor.
* Fiziksel sağlığa katkıda bulunur. Köpeği dolaştırmak için her gün yürümek ya da ihtiyaçlarını almak için dışarı çıkmak insana daha hareketli bir yaşam sağlar.
* Bazı insanların hijyenle ilgili kaygıları olabilir ama o da hayvana nasıl baktığınızla ilgilidir. Temiz tutarsanız, temiz olur. Sonuç olarak hayvan bakmak kimseye kötü gelmez. Bedensel ve ruhsal destek verir.

Haberin Devamı

‘Bağışıklığımı güçlendirdiler’

Tülay, 75

“Evimizde her zaman bizden farklı bir canlı oldu. Önce köpeğimiz vardı. 15 yaşında öldü. Eşim beni teselli etmek için ‘Bak sana ne getirdim’ dedi bir gün. Elinde bir kedi vardı. Kediyle yaşamaya öyle başladım. Kedi derken, kediler oldu evde. Tabii kediyle yaşamaya başlayınca bütün kedilerle yakınlaşıyorsunuz. Cebinizde mamayla dolaşıyor, sokaktakinin bakışından hasta mı değil mi anlamaya da başlıyorsunuz. Yıllar önce eşimi kaybettiğimde ‘İyi ki o kediyi bana getirmiş’ diye düşündüm. Kedilerim sayesinde yalnız kalmadım. Sevgileri, yaramazlıklarıyla oyalıyorlar sizi. Ve tabii pandemide sokağa çıkmamızın yasaklandığı zamanlarda da yalnız kalmadım onların sayesinde. Hatta onlar sayesinde bağışıklık sistemimin de daha güçlü olduğunu düşündüm hep. Korona olmadım mesela. Bazen işleri zor geliyor, söyleniyorum ama suratlarına bakınca ‘İyi ki varlar’ diyorum.”

BAKMADAN GEÇME!