GeriSeyahat Fidel ve Che’nin dağlarını 3 günde bisikletle geçtim
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Fidel ve Che’nin dağlarını 3 günde bisikletle geçtim

Fidel ve Che’nin dağlarını 3 günde bisikletle geçtim

Ressam Suat Akdemir, 1997’de, 38 yaşında Bodrum’a yerleştiğinden bu yana bisikletle yolculuklara çıkıyor. Marmaris ve İstanbul yolculuklarını Almanya turu izledi. 2002’de, 11 haftada Türkiye’yi dolaştı ve 5500 kilometre yaptı. Ardından Küba’yı doğudan batıya bisikletle geçti, 24 günde 2500 kilometre yaptı. “Küba İşte Böyle Gezilir” adlı bir kitap yazdı. Akdemir, Santiago de Cuba ile Bayamo arasında üç günde geçtiği 300 kilometrelik zorlu parkuru anlattı.

Küba’ya ilk kez 1998’de gittim, bir ay kaldım. Çoğunlukla Havana’da zaman geçirmiştim. “Bu ülke çok güzel, bisikletle dolaşmaya değer” diye düşündüm. 2005’te enerji bulunca yola düştüm. Bilgisayar kullanmıyorum, bu nedenle ön hazırlığı kitaplar, kulaktan dolma bilgilerle yaptım. Bisikletim ve haritamla uçağa atlayıp Havana’ya gittim. Havana’da bu yolculuğu kaldıracak, kaliteli bisiklet bulamayacağımı biliyordum. Nitekim Çin malı, kalitesiz bisikletlerle karşılaştım...
Önce dört gün Havana mahallelerinde bisikletle turladım. Özgüven kazandım. Şunu gördüm ki külüstür otomobilleri kullanan Kübalı şoförler bisikletlilere karşı çok saygılı, Türk şoförlerden çok daha medeni...

MÜTHİŞ ORMANLAR DİK YOKUŞLAR

Havana’da tanıştığım iki genç, bisikletle gezi fikrini çok ilginç buldu. Bana katıldı. Birlikte yola çıktık. Adanın batı ucundaki Pinar del Rio’ya kadar 300 kilometre bana arkadaşlık yaptılar. Zorlandıkları için geziyi burada bırakmaya karar verdiler. Otobüsle Havana’ya döndük. Ben ülkenin güney doğusundaki bölgeyi merak ediyor, buradan başlayıp batıya doğru ilerlemek istiyordum. Otobüsle ülkenin doğu ucunda, başkente 900 kilometre uzaklıktaki Santiago de Cuba’ya gittim.
Küba’nın güneydoğu kıyısı birbirine bağlı beş ulusal parkla kaplı. Santigo de Cuba’dan sahile indiğinizde, bu parklar başlıyor. Adanın Haiti yönüne bakan sahilinde, batıdaki son noktaya kadar, yani yaklaşık 200 kilometrelik şeritte yerleşim yok. Dört park birbirine bağlı...
Yüksek tepelerden sahili izleyen yoldan Cruce de los Banos’a girdim. Ardından Turquino ve Sierra Maestra parklarına geçtim. Derin ormanlarla kaplı olağanüstü bir coğrafyadan geçtim. Kimi asansörle çıkılabilecek kadar uzun yokuşlar beni epeyce zorladı. Yüklerim vardı, çadırım yoktu, nerede kalacağımı bilmiyordum. Yolun dışında hiçbir insan izi yoktu ortada. Hayatımda hiç duymadığım kuş ve hayvan sesleri dinledim yol boyunca. Yazın çok sıcak olduğu için ılık bir dönemi seçmiştim gitmek için. Şubat ayıydı ve günler kısaydı. Hava erken karardığı için ilk gün biraz telaş yaşadım. Elimden geldiğince hızlı bir şekilde 100 kilometreye yakın yol aldım. İlk günün sonunda Turkino Ulusal Parkı’ndaki kampa ulaştığımda hava kararmıştı. Güney Amerikalı birkaç genç, birkaç solcu çadır kurmuştu. Derme çatma mutfakta yemek pişiyordu. Burada iki gece kaldım. Dinlendim. İngilizcem kötü, İspanyolca bilmiyorum. Yine de anlaştım. Kübalılar girişken, misafirperver. Türkiye’yi biliyorlar, devrimler tarihi okurken Atatürk’ü öğrenmişler. Bakımsız, parasızlar belki ama temiz kalpli, iyi insanlar.

FİDEL’İN KULÜBESİ

Fidel Castro ve Che Guavera’nın devrimi örgütlediği Comandancia de la Plata, Turkino Ulusal Parkı’nın girişinin 3 kilometre batısında. Buraya sarp bir orman yolundan yürüyerek ulaşılıyor. Kamptaki ilk sabahımda, rehber eşliğinde dağlardaki Fidel’in kulübesine yürüdük. 20 dolar ödediğim yürüyüş yaklaşık dört saat sürdü. Öylesine sık ormanlardan geçmiştik ki, ancak son kampa ulaştığımızda denizi görebildim.
1956 Kasımı’nda devrim yapmak için gemiyle gelen bir grup gerilla, Batista güçleri tarafından karşılanmış, ağır kayıplara uğramış ve bu dağlara saklanmıştı. Che, dağlardaki köylüleri örgütlemiş, okuma-yazma kursları açmış, kooperatifler kurmuştu. Fidel’in kulübesinin bulunduğu kamp yeri bırakıldığı gibiydi, turistik hale getirilmemişti. Dönüşte yatağımın üstünde çiçekler, mesajlar buldum. Kampçılar gerçekten çok sevecendi.
Turquino’dan ayrılıp, Sierra Maestra Parkı’na girdim. Sahile paralel yolu izleyip yaklaşık 50 kilometre sonra Pilon adlı küçük köye ulaştım. Buradan kuzeye ilerleyip, park alanından çıktım. Los Guayos, Manzanillo, Bartolome Maso üzerinden Bayamo’ya ulaştım.
Parktan çıktıktan sonra gördüklerim küçük köyler, kasabalardı. Göz alabildiğine uzanan şeker kamışı tarlalarından geçtim. Yanık ot kokuları, düzlükler, sığır sürüleri, kovboyları andıran çobanlar bana ABD’yi çağrıştırdı. Bu bölgeyi geçerken insanlarla çok az ilişki kurdum. Öyle güzel yerler gördüm ki bu üç günlük yolculukta, keşke yanımda birileri daha olsaydı, bu güzellikleri paylaşsaydım, diye geçirdim aklımdan.
Gideceklere fiziksel olarak iyi hazırlanmalarını, mutlaka kendi bisikletlerini götürmelerini öneririm.

Küba’nın güneyi zorlu kuzeyi cennet gibi

Küba’yı bisikletle gezmek isteyenlerin yoksunluklara hazır olması, hijyen konusunda yaşanacak sorunlara karşı önlem alması gerekiyor. Güvenlik konusunda sorun yaşamadım, yine de ihtiyatlı davrandım. Güneyde kaktüsler, tropik ormanlar var. Sıcak, biraz kurak. Parklar sarp, yüksek dağlarda olduğu için el değmemiş, binbir çiçekli. Kuzeyde ise göz alabildiğine uzanan kumsallar, tatilcileri mutlu eden yerler var. Tütünüyle meşhur Pinar Del Rio çevresi dağlık. Dünyada sadece Venezuella’da olan çok özel bir dağ silsilesinin yanı başında. Mağaralar, şelaler görülmeye değer. Küba’da hayat yaz, kış sokakta geçiyor. Evlerin mimarileri çok basit. İskemle, koltuk, oturma odası sokakta. Müthiş bir yaşam coşkusu var. Yokluğa karşın depresyon yok. Tanık olduğum cenaze törenlerinde bile farklılığı gördüm. Sevdiklerini uğurlarken bile espri yapıyorlar. Yolculuk boyunca ucuz pansiyonlarda konakladım. Köylerden geçerken davetleri teklif ettim, evlerde kaldım. Bu vesileyle Kübalıları yakından tanıma fırsatı buldum. Bir gün yine Küba’ya dönmek, bu kez dostlarıma bu güzellikleri göstermek istiyorum.

Türkiye turu internette

Suat Akdemir, Türkiye’yi kıyı ve sınırları boyunca gezdiği 11 haftalık turunun güncesini internette yayımladı (www.reproset.com.tr/tur). Resimlerini de kişisel web sayfasında görebilirsiniz (www.suatakdemir.com).

False