GeriSeyahat Adacıklar öylesine mükemmel ki seyretmeye doyamadım
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Adacıklar öylesine mükemmel ki seyretmeye doyamadım

Adacıklar öylesine mükemmel ki seyretmeye doyamadım

Fethiye’de yaşayan beden eğitimi öğretmeni İclal Cengiz, 2005’ten bu yana dünyayı geziyor. Her yıl 10 günlüğüne olabildiğince uzağa gidip, olabildiğince çok şey görmeye çalışıyor. Vietnam gezisinde Hanoi kentini sevmiş, Halon Körfezi’nden büyülenmiş. “Vietnam’ın içlerinde görülmeyen dağcıklar, körfezde denize o kadar güzel kondurulmuş ki çok şaşırdım. Adacıklar maket mi, gerçek mi diye uzun süre inceledim” diyor.

İclal Cengiz, 38 yaşında. 10 yaşında bir kız çocuk annesi. Türkiye’de pek çok şehri gezip, 2005’te yurdışına açılmış. Üzücü bir süreci, kazanca dönüştürmüş: “Çok fazla olumsuzluk yaşadım. Eşimi kaybettim. Kızım çok küçüktü. Sıkıntılı evrelerden sonra patladım herhalde. Kaçmak, uzaklara gitmek istedim. Yurtdışı gezilerinin alışkanlık yaptığı söylenir, doğruymuş.”
İlk yurtdışı gezisini Tayland, Singapur ve Hong Kong’a yapmış. Mısır, Orta Avrupa derken dört yılda 13 ülke görmüş. Sıradaki ülkeler Güney Afrika, Hindistan, Sri Lanka, Japonya, Güney Amerika. Hedefi 80 yaşında, 80 ülke görmüş olmak.
Yaz okullarında öğretmenlik yaptığı için sadece 10 gün ayırabiliyor geziye. Yıl boyunca biriktirdiği parayı tatile yatırıyor. Turları tercih ediyor. “İleride daha uzun tatil şansım olunca sırt çantamı alıp doyasıya gezmek en büyük hayalim” diyor. Gezi öncesinde kardeşi Semiha Kapaklı’yla internetten araştırma yapıyor. Amaç, az zamanda çok yer görmek. Organizasyonu, bağlantıları İclal Cengiz üstlenmiş.
Ülkelerin sokaklarında kaybolmayı, günlük yaşamı incelemeyi seviyor. Halkla tanışıp, hayatlarına tanıklık yapıyor. Özellikle doğayla bütünleşen ilkel yaşamların içine girmeyi istiyor. Turların ekstra gezilerine katılmak yerine, kardeşiyle kendi gezilerini planlıyor. Pek çok süprizle karşılaşıyorlar: “Kimileri, şu noktaya gidip şu kuleyi
 göreyim, diye yola çıkar. Biz kendimizi rastlantılara bırakıyoruz, kimi zaman kilometrelerce yürüyoruz. Görülebilecek her şey önümüze çıkıyor.”
MOTOSİKLET DANSI
Vietnam’a, 2007 Şubatı’nın ilk günlerinde, turla, Kamboçya üzerinden gitmiş. Phnom Penh’den Vietnam Hava Yolları’yla Ho Chi Minh City’ye (Saygon) geçmiş. “Eski savaş filmlerini hatırlatan uçağımız düşercesine indi. Dünyada en fazla motosikletin bulunduğu şehir Saygon. Üç milyon motosiklet var. Kavşaklarda yeşil yanıp hep birlikte harekete geçtiklerinde görmeniz lazım. Bu dans bıkmadan uzun süre izlenebilir. Kimileri öğlen, yol kenarında motosiklet üstünde yatarak uyuyor. Herhalde çoğu kişi yatağında bile bu kadar rahat uyumuyordur.”
Cengiz, Fransız ve Amerikan işgalinde gerillaların kullandığı Cu Chi Tünelleri’nin bir mühendislik harikası olduğunu söylüyor. 200 kilometre uzunluğundaki tüneller üç katlı. 10 bin kişinin öldüğü son savaş boyunca 60 aile bu tünellerde yaşayıp, sağ kurtulmuş. “Amerikalılara karşı, ilkel yöntemlerle verilen savaşın ayrıntıları ustaca sergileniyor.”
Üçüncü durakları Hanoi olmuş. Kamboçya’yla karşılaştırıp, Hanoi’nin modern bir şehir olduğunu söylüyor. “Cyclo” denilen üç tekerlekli bisikletle şehir turuna çıkılmasını öneriyor. Çoğunluğun yemeği ev yerine, sokakta kurulan seyyar lokantaların küçük masalarında yemesi dikkatini çekmiş. Çarşılar, güleç yüzler, rengarenk pazarlar, sırtta taşınan sebze tezgahlarından büyülenmiş. “Song Tien Gian Nehri’ndeki Thoi Son Adası tropik meyve cenneti. İçinde akrep, yılan olan iksir gibi bir şarapları var. Lezzetlerini bilmiyorum ama görüntüleri etkileyici.” En çok etkilendiği mekan Halong Körfezi olmuş. Hanoi’den 160 kilometrelik yol, üç saat sürmüş. Yolda tarlalara uğrayıp, pirinç dikimine tanık olmuşlar. “Koni şeklinde şapka giymiş, yüzlerce çizmeli kadın hiç doğrulmadan, pirinç fidesi dikiyordu.
Çok zor bir iş.”
MAKET Mİ GERÇEK Mİ?
İclal Cengiz yol boyunca motosiklerle bir çok yük taşındığına şahit olmuş: “Paketlenmiş domuzlar, koca bir bizon, dev saman yığını taşıyanlara rastladım. Gözlerime inanamadım.”
Kuzeye çıkarken birden coğrafya değişmiş. Dümdüz ovaların yerini dağcıklar almış. Halong Körfezi, UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde. Korumaya alınmış. Tam üç bin adacık var. Ahşap bir tekneyle geziye çıkmışlar: “180 kilometrelik körfez iç bölgelerin aksine tepecik dolu. Adalar o kadar güzel kondurulmuş ki ağzım açık, mest olarak bu oluşumları izledim. Maket mi gerçek mi ayırt edemedim. Harika bir manzaraydı.” Teknede sunulan ve deniz mahsullerinden oluşan öğle yemeğini anlatırken “muhteşemdi” diyor. Deniz üstünde küçük sallarda yaşayanlar, etraflarında dolanıp bir dolara meyve satıyormuş. İçi boşaltılmış ada denilebilecek dev bir mağarayı, kısa süre önce bir turistin keşfetmiş olması onu şaşırtmış.
İclal Cengiz’in Vietnam’a gideceklere bir mesajı var: “Yolunuz bu güzel ülkeye düşerse, Halong’un büyüleyici adalarını görmeden gelmeyin. Yıllarca eziyet çeken, yoksulluk içinde yaşayan halkın buna rağmen kurduğu cıvıl cıvıl yaşam, hayata bağlılıkları, yüzlerinden eksik olmayan tebessüm önünüzde yepyeni bir kapı açacak.”

False