Yine mi ‘öncü kültür?’

Güncelleme Tarihi:

Yine mi ‘öncü kültür’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2016 09:38

2000’li yılların başında Almanya’da yoğun bir biçimde öncü kültür tartışmaları yaşandı. Yani Alman öncü kültürü.

Haberin Devamı

Yine mi ‘öncü kültür’

Tartışmaları Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) başlatmıştı.

Almanya’nın kültürünün ve geleneğinin Hıristiyanlık ve Musevilik temel ilkelerini içerdiğini ve bu ülkede yaşayan herkesin buna saygı göstermesi, kabullenmesi gerektiği savunulmuştu.
Bunun öncülüğünü de dönemin CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı Friedrich Merz yapıyordu.
Neyse ki, sağduyu ağır bastı ve uzun süren tartışmalardan sonra öncü kültür bir daha gündeme gelmedi.
Ama son dönemlerde Almanya’da yine öncü kültür söylemleri yoğunlaşmaya başladı.
Hatta CSU ile CDU Saksonya Teşkilatı, Öncü ve çerçeve kültürüne çağrı başlığı altında bir öneriler paketi bile hazırladı.
Toplumsal huzursuzlukların yaşandığı bir dönemde ‘daha fazla vatan sevgisi’ hedefliyor CSU ve CDU.
Muhafazakar kanadın öneriler paketinde, ‘güncel yaşamdaki düzenlemelerden, Almanya’nın Avrupa ve dünyadaki rolüne kadar’ bir dizi hedefler sıralanmış.
‘Dayanışma, özgürlük, eşitlik, sorumluluk üstlenme, karşılıklı saygı’ gibi bir dizi temel ilkeler de.
Her ne kadar bunlar ülkede yaşayan herkes için geçerli olsa da hedef kitle belli.
Göçmenler, göçmen kökenliler ve sığınmacılar.
Tabii, ‘din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasının kabullenilmesi’ denilerek ülkede yaşayan Müslümanlar ve İslam ülkelerinden gelen sığınmacılar da ihmal edilmemiş(!).
Aslında bu CSU için hiç de yeni bir olgu değildir.

Haberin Devamı

*
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer başta olmak üzere Bavyeralı muhafazakar politikacıların çoğu yıllardır ‘Almanya’nın toplumsal yapısının ve dokusunun bozulmaması için’ İslam ülkelerinden yeni göçmen alınmamasını talep etmektedirler.
Onlara göre Müslümanlar, bu ülkenin toplumsal yapısı ve dokusu için bir tehdittir.
İşte bu mantığı anlamak mümkün değildir.
CSU’nun bu yaklaşımının Pegida kısa adıyla tanınan Batı’nın İslamlaşmasına karşı vatanperver Avrupalılar çatısı altında sokaklara dökülen aşırı sağcıların ve sağ popülistlerin tutumundan çok da farklı değildir.
Yani bir yerde CSU, Almanya’da aşırı sağcı ve sağ popülist çevrelerin ekmeğine yağ sürmektedir.

Haberin Devamı

*
Almanya’da resmi verilere göre 4 milyon 200 bin civarında Müslüman yaşamaktadır.
Bunların önemli bir bölümünü Türkler ve Türk kökenliler oluşturmaktadır.
Bu insanlar yıllardır Alman Anayasası’nın temel ilkelerine saygılı bir biçimde yaşamaktadır.
Her ne kadar Alman politikacılar ile Alman medyasının bir bölümü göçmen kökenlilerin ve Müslümanların daha fazla suç işlediklerini ileri sürseler de, Alman bilim adamları tarafından yapılan bilimsel araştırmalar, bu yaklaşımın doğru olmadığını ortaya koymaktadır.

*
Evet, Almanya’da son dönemlerde artan aşırı sağcı ve sağ popülist akımlara karşı daha kararlı bir biçimde mücadele etmek yerine, Alman öncü kültürünü bu günlerde yeniden gündeme getirmek tehlikelidir.
Bazı çevreler hala “Multikulti ist tot” (Çok kültürlülük öldü) tezinde ısrar etseler de, Almanya çok kültürlü bir ülkedir, çok kültürlü bir toplumdur.
Bu gerçek kabul edilmelidir.
Üretilecek politikalar da, bu olgu her zaman dikkate alınmalıdır.
Aksi takdirde aşırı sağcı ve sağ popülist çevrelerin barış içinde birlikte yaşamı dinamitleme tehlikesi ve tehdidi artacaktır.
Bu da hiçbir zaman gözardı edilmemelidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!