Cengiz Topel Yıldırım: Sözde anketlere itibar etmesinler

Güncelleme Tarihi:

Cengiz Topel Yıldırım: Sözde anketlere itibar etmesinler
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2024 13:21

İYİ Parti Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkan Adayı Cengiz Topel Yıldırım, seçime sayılı günler kala Hürriyet Ankara’nın sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

Kentin başlıca sorunlarından projelerine, anketlerden seçim temposuna kadar birçok konuyu değerlendiren Yıldırım, “Ben her gün ortalığa saçılan bu sözde anketlere elbette itibar etmiyorum. Zira birçoğu paçavradır ve maksatları bellidir; manipülasyon. Son olarak tüm vatandaşlarımızı bu konuda uyarıyorum. Bu sözde anketlere asla itibar etmesinler ve gönüllerinden geçen aday her kimse ona oy versinler” mesajı verdi.

*Yıllardır bu kentte hem siyaset hem iş dünyası hem de spor yöneticiliği anlamında aktif bir isimsiniz. Gelinen süreçte baktığınızda sizce Ankara’nın ilk üç sorunu nedir? Ve bunlara yönelik çözüm önerileriniz neler?

Ankara’nın sorunları keşke yalnızca üç tane olsa... Ülkemizin başkenti Ankara’nın maalesef birçok sorunu var. Üstelik bunlar bir başkente yakışmayan, bir başkentin çok önceden halletmesi ve başkentte yaşayanların da gündeminden yıllar evvel çıkması gereken sorunlardır. İlk üç sorun diye sorduğunuz için sıralıyorum; verimsiz toplu ulaşım, kalitesiz altyapı ve yetersiz kreş. Bunların arasında öne çıkan mesele kuşkusuz toplu ulaşım problemidir. Ankara’da verimsiz, entegrasyondan uzak ve kalitesiz bir ulaşım sistemi bulunmaktadır. Daha önce ifade ettiğim gibi Ankara’da ulaşım lağvedilse ve ‘artık herkes başının çaresine bakacak’ denilse mevcut durumdan herhalde daha kötü olmaz. Ankara’da gözünle gördüğün yere, yürüseniz 15 dakika içerisinde ulaşabileceğiniz bir muhite toplu taşıma ile 1.5-2 saat arasında varılmaktadır. Ankara gibi bir şehirde bir güzergâhta harcayabileceğimiz azami süre yarım saati aşmamalıdır. Biz projelerimizle artık kangren hâline gelen ulaşım problemini çözeceğiz. Her şeyden önce yalnızca yüzde 42 doluluk oranı ile hizmet veren raylı sistem hatlarını hemşehrilerimiz için cazip hâle getireceğiz. Kızılay-Karapürçek metro hattı, Gölbaşı-Dikmen metro hattı ve Çubuk-Havalimanı tramvay hattı olmak üzere ivedilikle üç yeni raylı sistem hattı inşa edeceğiz. Ayrıca tıpkı Londra Belediyesi gibi yıllık bütçemizin yüzde 15’ini ulaşım hizmetlerine ayırarak hem hâlihazırdaki aksaklıklara bir son vereceğiz hem de ulaşım altyapısını yenileyeceğiz.

Haberin Devamı

Cengiz Topel Yıldırım: Sözde anketlere itibar etmesinler

Haberin Devamı

İYİ Partili Cengiz Topel Yıldırım, Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü Murat Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.

ANKARA HER YAĞMURDA ADETA VENEDİK’E DÖNÜŞÜYOR

Bakın EGO’ya bağlı 528 otobüs hattından yalnızca 10 hat yüzde 85 üzeri kapasite kullanımına sahiptir. Toplu taşıma duraklarının yeniden yapılandırılarak nüfusun yüzde 95’inin bir toplu taşıma durağına bir kilometre mesafede yaşamasını mümkün kılacak dönüşüm gerçekleştireceğiz. Raylı sistemlerden maksimum faydanın elde edilmesi için otobüs hatları ve raylı sistemlerin ardıl bir şekilde kullanımına olanak sağlayan planlamalar yapacağız. Otobüsler için ana hatlarda ayrı şeritler kullanılacak, geçişlerde öncelik tanınacak, kaldırımlarda ve gerekli yerlerde orta platformlarda modern duraklar inşa edeceğiz. Otobüs sayımızı ve hat sayımızı artıracağız. Ayrıca Kızılay’a gelmeden, Kızılay’dan geçmeden de istediğiniz yere ulaşabileceksiniz. Altyapıya gelelim. Ankara her yağmurda adeta Venedik’e dönüşüyor. Bu geçmişte de böyleydi şimdi de böyle. Kendisini her fırsatta Melih Gökçek’in antitezi olarak tanıtan Yavaş’ın şimdi Gökçek’ten ne farkı var. Gökçek döneminde de altyapı sıkıntılıydı, Yavaş döneminde de sıkıntılı. ABB’nin son tamamladığı kapsamlı altyapı işi ne zaman diye bakıyorum. Karşıma Mustafa Tuna dönemi çıkıyor. Biz göreve gelir gelmez Ankara’nın köhne altyapısını yenileyeceğiz. Bizim dönemimizde Ankaralılar yağmurun çilesini omuzlamak yerine romantik tarafıyla muhatap olacak. Biz hem Gökçek zihniyetinin hem de Yavaş’ın hımbıl belediyecilik anlayışının panzehiriyiz. Kreş meselesi de ayrı bir can yakıcı sorun. Bakın Ankara ne diye bilinir? Memur şehri. Bu şehirde sayıları yüz binleri bulan çalışan çiftler var. Bu insanların mahallelerinde kreş yok. Sayın Yavaş döneminde açılan kreş sayısı yalnızca 20. Ankara’da ise bin 444 mahalle var. Biz göreve gelir gelmez ilk bir sene içinde kreş sayısını 140’ın üzerine çıkaracağız. Böylelikle çalışan çiftlerimiz bir nebze olsun rahat nefes alacak.

Haberin Devamı

*Seçilmeniz durumunda ilk yapacağınız iş ne olacak? ‘İlk şunu yapmam gerekiyor’ dediğiniz çalışma ya da proje nedir?

1 Nisan sabahı başkanlık koltuğuna oturduğumda ilk icraatım sözde değil, özde şeffaflık anlayışını, ABB’nin tüm kademelerinde hayata geçirmek olacak. Zira ABB yaratılan algının aksine şeffaflıktan fersah fersah uzak. Sayın Mansur Yavaş kirli odaların kapılarını kapatmış, misafirlerini temizleyebildiği odalarda ağırlıyor. Biz ABB’nin tüm yönetim kademelerini ve süreçlerini başta belediye şirketleri olmak üzere şeffaflık ilkesi çerçevesinde yöneteceğimizi taahhüt ediyoruz. 1 Nisan sabahı tüm Türkiye gerçek ve kurumsal şeffaflıkla tanışacak.

Haberin Devamı

*Seçime sayılı günler kala son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz üzerimize düşeni yaptık. Ankara’nın sıkıntılarını hemşehrilerimize aktardık ve bunları nasıl çözeceğimizi de paylaştık. Projelerimiz uçuk-kaçık değil, hepsi ayakları yere basan somut vaatler. Hatta ben bunların bir vaat değil, taahhüt olduğunu söyledim. Sağ olsun hemşehrilerimiz de bizleri bağrına bastı. Çağrımızın milletimiz nezdinde bulduğu karşılığı sahada görüyorum. 31 Mart’ta da bunu tüm Türkiye, başta rakiplerimiz görecek.

Cengiz Topel Yıldırım: Sözde anketlere itibar etmesinler

*Çalışma temponuz nasıl? Günde kaç saat uyuyabiliyorsunuz. Ramazan’ın etkisiyle seçim çalışması yorucu oluyor mu?

Haberin Devamı

Seçim dönemleri elbette çok yoğun geçiyor. Günde dört saat uyuyorum ama bu benim uzunca bir süredir rutinim. Çok uyuyan bir insan değilim. Ramazan’ın etkisiyle bir miktar yorulsak da milletimize, Ankaralı hemşehrilerimize hizmet için ter akıtmak bize enerji ve güç katıyor. İnşallah emeklerimizin semeresini 31 Mart akşamı toplayacağız.

*Ortalıkta çok sayıda anket dolaşıyor. Öyle ki bazılarındaki oranlar uçuk kaçık durumda. Siz bu anketleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hep tekrarladığım bir söz var; en doğru anket kamuoyuyla paylaşılmayan ankettir. Günümüzde artık siyasetçiler ellerini kirletmiyor. Onların yerine siyaset yapan gazeteciler, akademisyenler ve maalesef kamuoyu araştırmacıları var. Ben her gün ortalığa saçılan bu sözde anketlere elbette itibar etmiyorum. Zira büyük bir çoğu paçavradır ve maksatları bellidir; manipülasyon. Nitekim 14 Mayıs seçimleri, anketlerin bir manipülasyon aracı olarak kullanılmasının somut delilidir. Son olarak tüm vatandaşlarımızı bu konuda uyarıyorum. Bu sözde anketlere asla itibar etmesinler ve gönüllerinden geçen aday her kimse ona oy versinler.

*İlçelerdeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ankara’mızın her ilçesi bizim için ayrı bir öneme sahiptir ve kıymetlidir. İlçelerimizdeki adaylarımız işlerinin ehli insanlardır ve seçilmeleri hâlinde ilçelerimize büyük değer katacaklardır. Özellikle bazı ilçelerde oldukça iddialıyız.

‘YAVAŞ’IN BU DEVASA BÜTÇEYİ NEREDEN BULDUĞUNU MERAK EDİYORUM’

*Sizce Ankara’da adayların kendilerini gösterme açısından adil bir seçim kampanyası ortamı var mı? Mesela giremediğiniz mecra ya da alan oldu mu? Ya da bir engellemeyle karşılaştınız mı?

Sayın Mansur Yavaş geçmişte ne demişti? Belki unutanlar vardır diye ben tekrarlayım; ‘Ankara’da benim hiçbir yerde fotoğrafımı göremezsiniz.’ Şimdi ise bütün Ankara’yı baştan sona kendi afişleriyle donattı. Kendisine ve çevresindekilere ‘bu değirmenin suyu nereden geliyor’ diye sorduğumuzda CHP’yi işaret ediyorlar. Bakın iddia ediyorum. CHP’nin kendisine yerel seçimler için tahsis edilen bütçenin tamamı Sayın Yavaş’ın kullanımına sunulsaydı yine de Ankara’daki afişlerin parasını karşılanamazdı. Yavaş’ın bu devasa bütçeyi nereden bulduğunu açıkçası her vatandaşımız gibi ben de çok merak ediyorum. Kendisi ısrarla cevap vermekten kaçıyor. Sorunuzun yanıtına gelecek olursak her iki rakibimizin reklam kampanyasına baktığımızda elbette adil bir yarıştan bahsedemeyiz. Bizim karşılaştığımız engellemeler de işin cabası. Seçim sürecinden önce Sayın Yavaş’ın İYİ Parti’yi karıştırmak için gösterdiği çaba herkesin malumu zaten. Bu bir yana biz geçen hafta Atılım Üniversitesi’ndeki gençlerle buluşacaktık ancak ne hikmetse rektörlük bize müsaade etmedi. Bunu ilk defa size açıklıyorum. Oysa gerek Sayın Yavaş gerekse de Sayın Altınok aynı üniversitede gençlerle buluşmuştu.

BAKMADAN GEÇME!