Metin Görgün

Fener’in günü

8 Nisan 2004
<B>FİNAL</B> grubunda ikinci gün sonunda lig lideri ve ikincisi Halkbankası ve Ziraat bir anda devre dışı kaldı. İlk maçta F.Bahçe, çok rahat bir oyunla Ziraat’ı 3-0’la geçerken, Erdemir de, Halkbankası’nı aynı skorla ve muhteşem oyunla 3-0 yendi. ‘F.Bahçe finallere renk getirir diyorduk’ Onlar play off’u sarı lacivert yaptı. Özellikle Barış, Darius uyumu görülmeye değerdi. İkinci maçta ise Erdemir pasörü Donald’ın şovunu izledik. Uzun zamandır bu kadar oyuna katkı yapan pasör görmedim. Onun böylesine muhteşem oynamasını Ali Pekin’in yüzde yüzlük servis karşılaması sağlıyor olsa da, Erdemir takım olarak çok iyi görünüm verdi. Halkbankası’nda Stefanov’un sakatlığı takımın dengelerini bozmuş. Ziraat Bankası umulmadık derece tüm hatlarıyla kötü oynuyor.

Federasyona çağrı

Özellikle belirtmek istediğim bir konu da federasyonun Erkek Voleybol Ligi’ni bu kadar üvey evlat muammelesine maruz bırakmasıydı. Eğer siz kendi liginize bu kadar az değer verirseniz, oyuna nasıl sponsor, nasıl yatırım yapan kulüp bulursunuz? Şampiyonlar Ligi’nde CEV kulüplerde onca şeyi eziyet etmek için mi istiyor? Önce görsellik gelir. Sonra da bunun sunumu ve pazarlanması. Adana’da finaller mi oynanıyor, yoksa liselerarası maçlar mı, belli değil. Lütfen biraz hassasiyet. Bayanlarla yakalanan rüzgar zayıflamadan önce plan ve biraz emek.
Yazının Devamını Oku

Teşekkürler

15 Mart 2004
<B>MUHTEŞEM </B>Bursa seyircisi her set sayısında ve son setteki maç sayısında hep bir ağızdan <B>‘‘set, set’’</B> ya da <B>‘‘maç, maç’’</B> diye bağırırken, bir anda geçmişteki Roma arenalarındaki gladyatör mücadelelerini anımsadım. Ve buradaki atmosferin ondan hiç farklı olmadığını fark ettim.

Evet, koskoca Alman Ligi lideri Ulm'ü aslanlarımıza yem etmiş, son sayıda bütün seyirci ‘‘maç, maç’’ derken en büyük gladyatörümüz Neslihan, tribündeki seslere uyarak son darbeyi vurmuş ve şampiyonluğumuzu ilan etmişti.

Bu tacı hak ettiler

Şaka değil, Avrupa Top Teams Kupası'nın şampiyonu Vakıfbank Güneş Sigorta oldu. Takım halinde tek vücut mücadelenin bir sonucuydu bu şampiyonluk. Pasör Elif'ten Tanya'sına, Lena'sından Olga'sına, Aysun'una Necla'sından kraliçemiz Neslihan'a kadar her oyuncu yedekleriyle birlikte bu tacı hak etti. Teknik kadrosu, başkanı, kapıcısı, menajeri, masörüyle bu tip şampiyonluklar kulübün bütünüyle kazanılır. Emeği geçenlere yürekten teşekkürler.

İşin teknik yönüne girmeyecğim. Ancak, milli takımımızın yakaladığı bu çıkışın kulüp takımlarında da devam etmesi çok önemliydi. Milli takım olarak yenemediğimiz Almanların şu andaki lig liderlerini yenerek şampiyon olmamız ayrıca daha da anlamlı. Teşekkürler kızlar. Tarih yazdınız. Tarih de sizi yazacak.
Yazının Devamını Oku

Daha iyi olacak

29 Aralık 2003
Herzaman söylüyoruz. F.Bahçe'nin, G.Saray'ın, Beşiktaş'ın iddialı takımları oldumu voleybola renk geliyor. Sevgili Aziz Yıldırım sadece maddi destek vermiyor. Önemli maçlarına gelerek manen de takımın yanında olduğunu gösteriyor. Seyircisiyle, maçı kazanma arzusuyla bu F.Bahçe çok daha iyi şeyler yapacaktır. Ziraat, yeni yabancıları ve ameliyat sonrası toparlanma döneminde olan Bedulin ile iyi başladığı maçı kaybetti. Hüseyin'in formu ve Fatih'in hücumdaki etkinliği, Türk voleybolu adına olmluydu. Çek Tomas, pasör çaprazı mevkiinin oyuncusu ancak Ziraat'te mecburen 4 numara smaçörü oynuyor.

Ve yerini yadırgıyor. F.Bahçe'de yeni transfer Samaras, tam yerinin oyuncusu. F.Bahçe, eğer Brezilyalı Andre de iyileşirse şampiyonluğun en büyük adayı olur. Aslında Fener'in en büyük ihtiyacı bugünkü gibi bir Gökhan'dı. Gökhan, ameliyatından sonra farklı pozisyonlarda oynamanın dezavantajıyla kaybolan güvenini bu maçta tazeledi. Biz Gökhan'ı böyle görmek istiyoruz. Takımın emniyet sübabı Barış, görevini tam olarak yerine getirdi. Son sözümüz Darius'a.

Bu kiloyla olmaz. Boğazını kesmeden zayıflanmaz. Bu takımın sana, özellikle kötü gelen manşetin altına girip pas atacak Darius'a ihtiyacı var. Eğer bunu yaparsa, F.Bahçe'yi kimse tutamaz.
Yazının Devamını Oku

Hoşgeldiniz kızlar

30 Kasım 2003
Özlediğimiz milli kızlarımızın çoğunu görmek umuduyla salonu dolduran seyirciler, gönüllerinin starları Neslihan, Natalia, Özlem, Bahar, Gözde, Sinem ve Gökçen'i, taraf tutmadan alkışladı. Heyecan yönünden mutlu olsalar da, voleybol kalitesi özellikle servis karşılama hatalarıyla düşük olunca, bunu ilk maç olmasına yorduk.

Güneş Sigorta'dan başlarsak önceliği Antrenör Buzeyev'e vermemiz lazım. Adam voleybolu başka boyuttan görüyor herhalde? Ünlü çılgın ressam Salvador Dali'ye 'Gel şu takımı yönet' deseler, ortaya çıkacak tablonun bundan farklı olmayacağına inanıyorum. Her şeye rağmen Güneş Sigortalı oyuncular birlikte bir şeylerin yapılacağının farkına varmışlar. Neslihan'ın liderliğini kabullenmişler. Mütevazı yabancı oyuncuları tam takım oyuncusu. Aysun zaten, Neslihan'la beraber dünya markası. Genç Gözde de, gösterdiği performansla göz doldurdu.

Gizli güç Radostina

Eczacıbaşı'nda taşların yerine oturması için zamana ihtiyaç var. Özellikle Barbara-Bahar uyumu sağlanamazsa problemler bitmez. Natalia son iki sette kendini hatırladı. Takımın gizli gücü Bulgar Radostina. Ancak Bahar ortadan Özlem'le, Sinem'i biraz daha hücuma katmalı. Eczacı'nın en büyük iki sorunu blok ve servis karşılama olarak gözüküyor. Ancak bu ilk ciddi maçları zaman onların lehine işleyecektir. Ümit Sokulluoğlu'nun mükemmel yönettiği maçta gülen taraf Eczacıbaşı da olsa, Güneş mütevazı kadrosuyla daha takım gibi. Hoşgeldiniz kızlar ve hoşgeldin Voleybol Bayanlar Ligi.
Yazının Devamını Oku

Tek eksik tecrübe

17 Kasım 2003
<B>HAYAL </B>etmeden hiçbir şey olmuyor. Eğer birileri Avrupa Şampiyonası'nı Türkiye'ye almayı ve bu turnuvada başarılı olacağımızı hayal etmese -ki ciddi bir grup buna karşıydı- belki de bugün gerçekte hakedilen bu yerde olamazdık. Aslında buraları ilk hayal edip, Avrupa Şampiyonası'nın Türkiye'ye alınmasının arkasındaki kişilerin başında o dönemin federasyon başkanı Ahmet Gülüm ve şu andaki Milli Takım'ın çekirdeğini oluşturan gençlerin başarılı antrenörü Adnan Kıstak vardı.

Daha sonra şimdiki federasyon başkanı Hüsnü Can, güvendiği Deniz Esinduy ile beraber bayrağı eline aldı ve Esinduy'un ölümünün ardından antrenörlük görevini en uygun kişi olan Reşat Yacıoğulları'nun üstlenmesiyle bugünkü başarılar ortaya çıktı. Geçmiş dönemlerde de bayan voleybolunun yerinin burasu olduğunu söylesek de bunu gerçekleştiremiyorduk.

Avrupa Şampiyonası'nda ikinciliğe sevindik, ancak içimizdeki ses kaçan şampiyonluğa ağıtlar yakıyordu. Voleybolun tanıtım kampanyası için tarihler belirlense biz bile bu kadar uygununu hesap edemezdik. Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşen bayanlarımız, Avrupa ikinciliğinden hemen sonra Dünya Kupası'nda da derece kovalaması, çıktığı maçlarda verdiği mücadele ile onlara inanan Türk halkının güvenlerini boşa çıkarmaması buralarda kalıcı olduklarının en büyük göstergesi oldu. Başta Neslihan ve Natalia olmak üzere artık onlar gündemin yeni yükselen değerleri oldular.

İlki gerçekleştirin

Neslihan'
ın bu turnuvanın en skorer ikinci oyuncusu olurken kaçırdığı birinciliğe ülke olarak üzüldük. Hatta son maçlarda bütün topları niye ona atmadığımızı soranlar çıktı. Dünyanın en iyileriyle oynadık ve gördük ki, aslında yok öyle bir fark. Hatta yaş ortalamamız ve kapasitemizle fazlamız var. Tek eksiğimiz tecrübe. O da her geçen turnuva kapanıyor.

Ocak ayında da Azerbaycan'da olimpiyat için vize arayacağız. Sevgili kızlar, pardon SULTANLAR, siz bu ülkeye voleybol diye bir spor olduğunu hatırlatarak zaten görevinizi fazlasıyla yaptınız. Ancak sizden bir ilki daha gerçekleştirip olimpiyatlara gitme hakkını kazanmanızı istiyoruz. Sevgili Atamızın dediği gibi, bu sizin damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur.
Yazının Devamını Oku

Oynadıkça açılıyoruz

6 Kasım 2003
Kızlarımız Dünya Kupası'ın şu anki en büyük favorisine, maçı alabilecekken 3-1 kaybetti. Sultanlarımız resmen maçlar oynanırken gelişme kaydediyorlar. İlk 3 maç Kagoshima'da yapıldı ve biz 3. maçta alışabildik. Uzun bir uçuş periyodundan sonra Sendai şehrindeki ilk maçta ilk setten sonra salona alıştık ve oyuna ortak olduk.

Şu kesin bir gerçek ki, biz hem fiziksel, hem teknik, hem de moral motivasyonu anlamında bu seviyenin takımıyız. Tek eksiğimiz bu platformda oynadığımız maç sayısının azlığıdır. Eğer bu kızlarımız -ki daha yaş ortalaması 24- birkaç turnuva daha oynarlarsa, ilk sıralarda kendilerine yer bulacaklardır. En önemlisi kızlar da bunun farkına vardılar.

Kazanmanın yolu

Maça gelince... Çin takımı çok iyi defans yapan, çabuk toplarla sonuca giden ideal bir voleybol takımı. Biz file üstünde bu kadar çabuk oynanan voleybola, blok ve defansta uyum sağlayamıyoruz. Bu tip takımlara karşı iyi servis atıp, topu pasöre getirmelerini engellersen başarılı olabilirsin ki, biz de Neslihan'ın etkili servisleriyle zaman zaman bunu başardık.

Hücumda Natalia mükemmel oynadı. Seda, eğer file önünde olduğu gibi servis karşılamada etkili olduğunu gösterebilirse, takımımız çok daha güçlenecek. Baharın da iyi gelen manşetlerde ortayı biraz daha kullanması lazım. Ancak milli takımımızın gösterdiği mücadeleye ve milyonları televizyon başına kilitlemesine, voleybol adına yaptıkları tanıtıma yürek dolusu teşekkürler. Önümüzde galip geleceğimiz maçlar var. Eğer bu maçları alırsak, ABD, Japonya ve İtalya maçlarının da sonucu lehimize olabilir.
Yazının Devamını Oku

Çok şımarık çook

4 Kasım 2003
Kızlarımız destan yazmaya devam ediyor. İlk maçta Polonya'dan rövanşı alamadık, elimizden kaçırdık, üzüldük. İkinci maçta (Brezilya) son set hariç çok iyi sinyaller verdik ve bu turnuvada misafir olmadığımızı gösterdik. Ancak sahadan mağlup ayrıldık. Küba maçı öncesi kimse galibiyeti düşünmüyordu. Ancak filenin sultanlarının sürprizleri alışkanlığa dönüştürdüğünü hepimiz unuttuk. Bu maçı bir kaç açıdan ele almak lazım.

Dünya şampiyonası, tek devreli lig usulü oynanan yani bütün takımların birbiriyle oynadığı bir sistemle oynanıyor. İlk defa Dünya Kupası'nda olmamızın sorunlarını yaşıyoruz. Ancak önümüzdeki maçlarımızı kazanarak ilk 5'e girmemiz uzak bir hedef değil. Hedef maçlarımızı Mısır, Arjantin, Güney Kore, Dominik Cumhuriyeti, İtalya, ABD, Japonya, Çin olarak zayıftan güçlüye sıralarsak çok fazla yanılmış olmayız.

Neslihan yükseliyor

İkinci açı ise oyuncuların performanslarıyla ilgili. Avrupa Şampiyonası'ndaki hücum yükünü taşıyan oyuncular burada da değişmemiş hatta Neslihan gün geçtikce bu yükteki payını arttırmış.

Natalia hücumdaki görevini fazlasıyla yapıyor ama defansta daha çok şeyler bekliyoruz ondan. Aysun'un bloktaki başarısı çok iyi. Nedense tek ayak hücumlarda Bahar'la zaman zaman sorunlar yaşıyor. Bu da hücumdaki etkinliğini olumsuz etkiliyor. Özlem hücum da biraz daha fileden açık sıçrayarak daha etkili olmalı. Ona top atılmayacak diye ikili bloklar köşe oyuncularının önüne gidiyor bu da zorlanmamıza neden oluyor. Esra hücumda elinden geleni fazlasıyla yapanlardan. Ancak bu turnuvada servis karşılamada toplar Bahar'a değil çoğunlukla üç metre çizgisine geliyor.

Hücumlarımızda nereye atılacağı belli toplarda yüksek bloklarla rakiplerimizin işi kolaylaşıyor. Önceliği kafasında servis karşılamaya vermeli. Ayça defansta muhteşem oynuyor hele son Küba maçının kahramanlarından biri. Ancak onun da servis karşılamada daha dikkatli olması lazım. Zaten bu turnuvada en çok aksayan yönümüz bu oldu. Bahar'a gelince muhteşem oynadığı Ankara'dan sonra belki manşetlerin iyi gelmemesi belki de stres nedendir bilemiyorum ancak çok tutuk oynuyor.

Kızlar bizi nasıl şımarttılar. Son 4 Dünya Kupası Şampiyonu, son Olimpiyat Şampiyonu Küba'yı hem de 2-0 geriden gel ve 3-2 yen biz hala neler yapılmıyor onları konuşalım. Çok şımardık çook.
Yazının Devamını Oku

Derbiye yakıştı

3 Kasım 2003
Uğrunda mücadele ettiğiniz bir işi başarmışsanız bununla gurur duymak hakkınızdır. Sahada mücadele veren genç G.Saraylı voleybolcuları ve de kenar yönetimini canı yürekten kutluyorum. Voleybol şubesini yok etmek için elinden geleni ardına koymayan, önce bayan şubesini kapatıp sonra da kuşa çevirdiği ve hiçbir destek vermeyerek adeta silahsız sahaya sürdüğü bir avuç genci hesaba katmadığı için de başkan sayın Özhan Canaydın'ı bir voleybolsever olarak kınıyorum.

Ancak bu gençlerden bazıları ortada Şevki, köşelerden Bekir, Can ve özellikle pasör Ulaş başkanı üzmeye devam edecek.

Bana sorarsanız G.Saray futbol takımına destek olur diye bu çocukları da başka takımlara kiraya verin. Maşallah başarılı olurlarsa seneye 3 puanı olan erkekleri de kapatma kararını uygulamazsınız.

Şampiyonluk adayı

F.Bahçe'ye gelince; rahat kazanmaları beklenirken gereksiz stres ve sarı kartlarla oyunu zora soktu. Kurulan takımda bazı sorunlar olsa da, bu ekip şampiyonluğun en büyük adayıdır.

Sayın Aziz Yıldırım ve yönetim kuruluna salonlara yeniden heyecan getirdiği için teşekkürler. Barış formunun zirvesinde. Eğer sinirlerine hakim olursa, çok daha iyi oynayacaktır. Dariusz biraz daha ortadan oynamalı. Burak, gerek serviste, gerekse hücumda mükemmel oynadı. Ancak Brezilyalı Franca, Dariusz'la bir an önce vuracağı topu bulmalı. Gökhan çok formsuz. Gürsel ise inişli çıkışlı oynuyor. Hasan görevini yapanlardan.

Sonuçta heyecanlı ancak kalitesi inişli çıkışlı bir maç seyrettik. Derbiye yakıştı. Erkek voleybolu oynanan maçlarda heyecanın yanına kaliteyi de koyarsa, tadına doyulmaz bu ligin.
Yazının Devamını Oku