A'dan Z'ye Prag gezisi

Hayallerimin peşinden koşup yaklaşık bir aydır yollarda yeni yerler keşfediyorum.İnanılmaz şehirler, farklı hayatlar,kültürler tanıyorum.21 yaşında olmanın verdiği enerjiyle yaptığım araştırmaları derleyip kendi rotamı çizdim ve bu yolculukta İlk Durağım olarak Prag’ı seçtim. İşte eşsiz Prag...

Fotoğraflar: Çok Gezenler Kulübü, Prontotour, 123RF

Prag; yıllarca Bohemya’ya(Çekoslavakya) başkentlik edip 2.dünya savaşında nerdeyse hasarsız kurtulan şehirlerden biri.Günümüzde Çek Cumhuriyeti’nin başkenti ve en büyük,en kalabalık (1,5 milyon nüfusa sahip) şehridir.

Adına şarkılar yazılan Vltava Nehri üzerinde yer alan şehir; köprüleri,sokakları,katedralleriyle gerçekten tarihi sizin ruhunuza işlemeyi başarıyor.Aslında tarihin yanı sıra Dünya’nın en romantik 10 şehirlerinden biri olarak sayılıyor. Retro kokan sokakları,sürekli sanki bir nostalji filminin içindeymişsiniz gibi eski arabalar,kostümlü insanlar yada Harry Potter filminden fırlamış binalar sizi şehrin içine çekiyor.

Sokaklarda gezinirken tarih ve sanatla adeta büyüleniyorsunuz..Hayalinizde keşfedilecek yeni bir ülke/şehir varsa eklemekten asla çekinmeyin,pişman olmazsınız. Fakat buraya gitmeniz için öncelikle Vizeye ihtiyacınız var.2004 yılından beri Avrupa Birliği üyesi olan Çek Cumhuriyeti Schengen Vizesiyle sizi ağırlıyor.Öğrenci olarak gittiğim şehirde ulaşım gayet basit ve ucuz.Şehrin her noktasına Metro ve Tramvay ile kolaylıkla gidebilirsiniz.Para birimleri Çek korunası;yani 1 Çek korusunası 0.16 Tl.Şehrin merkezinde adım başı Döviz büroları var. Biletleri,yemekleri yada almanız gereken kişisel ihtiyaçlarınızı hemen hemen Türkiyedeki ile aynı fiyata alabilirsiniz.Genel olarak şehrin merkezinde İngilizce konuşarak anlaşabilirsiniz fakat iç kesimlere doğru ilerledikçe bu durum zorlaşabiliyor.Şehrin merkezi turistik olduğu için haliyle pahalı.

Ama size tavsiyem alacağınız bütün hediyelik eşyaları bir dükkanda birazcık indirimle alabilirsiniz.Ya da alacağınız çikolatalar,Prag’a özgü oyuncaklar,anahtarlık ve benzeri şeyleri Kaufland gibi alışveriş merkezlerinde yarı fiyatına bulabilirsiniz.Eğer hazırsanız işte Mavi Çantalı Turist’in gözünden Prag…

Şehrin en büyülü ve eski yapıtı Prag Kalesi
Dünyanın en büyük antik kalesi olarak tarihe geçen ve şehrin en yüksek tepesinde yer alan bana göre en güzel manzaraya sahip Prag Kalesi kesinlikle görmeniz gereken yerlerden birisi.Şehrin her noktasından görülebilen Kale,Cumhurbaşkanlığı Ofisi olarak günümüzde hala aktif olarak kullanılıyor.

Ve eğer Kaledeki Çek Cumhuriyeti’nin Bayrağı yarıda ise Cumhurbaşkanı yurtdışındadır.Haliyle Kalenin içini daha rahat gezebilirsiniz.

Ayrıca Kale sınırları içerisinde şehrin en ünlü dini sembolü olan Aziz Vitus Katedrali bulunuyor.Geçmişte Kral ve Kraliçelerin taç giyme törenleri burda yapılırmış.

Zamanın 500 yıldır durmadığı Eski Kent Meydanı
Eskiden uluslararası ticaretin yapıldığı şehrin önemli tarihi yapılarına özellikle Çift Kuleli Tyn Kilisesi’ne kucak açan Eski kent Meydanı Prag’ın en çok turist çeken yerlerinden biri.Her saat başı Astronomik Saatin gösterisini bekleyen turistlerle dolu olan Meydana çok büyük umutlarla gitmiştim.

Daha önceden giden herkes o gösteriyi kaçırma demişken maalesef ben restore zamanına denk geldim.Astronomik Saat Kulesinin üzerinde tahtadan yapılmış figürler saat başında pencereden görünüp bazı hareketler yaparmış.

Ama burayı bence en ilginç kılan özellik Saatin üzerinde yer alan 12 saat dilimini 12 burcun sembolleri gösterirmiş.Maalesef bu gösteriyi bir sonraki Prag gezime bırakmak zorunda kaldım.

Charles Köprüsü(Karl Köprüsü)
Şehrin en işlek yeri sayılan yüzlerce insanın yürüdüğü tarihi köprüde günün her saatinde sanata şahit olabilirsiniz.Adım başı göreceğiniz heykeller,sokak sanatçıları tarihi yapıyı canlı tutmaya yetiyor.Size tavsiyem gündüz de gezebilirsiniz ama gece kesinlikle o Prag Manzarasını Charles Köprüsünden izleyin.

Buranın kendine has bir büyüsü olduğuna inanıyorum.Köprüyü koruyan devasa kapıdan çıktıktan sonra arkamı dönmemle hayatımın en güzel manzarasıyla karşılaşmam bir oldu.O an gerçekten masallar şehrine dönüştü Prag…

Dans Eden Bina
Bence Prag’ın tartışmasız en ilginç mimarisi burasıdır.Şehrin bütün tarihi, sanatsal havasından çıkıp kendi bağımsızlığını ilan eden bina gerçekten görülmeye değer.Mutlaka bu mimariyle ilgili ilginç ve yaratıcı kareler çekinmelisiniz.

(Not:Bina günümüzde Otel olarak kullanılıyor.Önceden rezervasyonla şehrin merkezinde her yere yakın bir konaklama yapabilirsiniz.)

Petrin Kulesi
Halk arasında Çakma Eyfel olarak bilinen Petrin Kulesi şehrin tamamını görmemiz için sunulan en güzel fırsatlardan biri.Teleferik sisteminin raylı vagonlarla yapıp insanları yukarıya taşıyan bir sistemleri var.Fakat ona binmeniz için uzun bir süre kuyrukta beklemeniz gerekiyor.Beklemeyi sevmediğim için ben yürüyerek çıkmayı tercih ettim.

Prag’ın en sevdiğim yanı şehrin sürekli doğayla iç içe yaşamayı öğrenmiş olması...Petrin Kulesine yaklaştıkça seyyar satıcılarla karşılaşıp belki de en iyi Trdelnik’i orda yiyebilirsiniz.Kulenin girişinde mutlaka bir kuyruk olur.

Eğer çocuklarınızla seyahat ediyorsanız onlar için aynalı labirentte kendinizi komik şekillere sokup eğlenebilirsiniz.

Vltava Nehrine Komşu Vysehrad Kalesi
10.yy’da inşa edilen Kale size Şehrin kalabalığında kaçıp Büyüleyici bir mimariyle birlikte bahçesinde çeşitli etkinlikler sunuyor.

Ama kahvenizi ve kulaklığınızı alıp o manzarayla belki onlarca hayal kurup ve gerçekleştirmek için yeni adımlar atabilirsiniz.

Prag Hayvanat Bahçesi
Ailecek seyahat ediyorsanız kesinlikle gitmeniz gereken bir yer.

Yarım gününüzü ayırıp Dünyanın 4. En büyük hayvanat bahçesinde belki de adını dahi duymadığınız hayvanlarla tanışabilirsiniz.

Hayvanat Bahçesinin en güzel yanı,hayvanlar kafeslerde değil doğada kendi ortamlarında yaşıyorlar.Bazen çok yakınına gidip sevebiliyorsunuz.Prag Hayvanat Bahçesine girişte bir tane harita alıp istediğiniz her adaya gidebilirsiniz.İçerisi Ülkelere göre dizayn edilmiş ve hemen hemen her çeşit hayvanla karşılaşmanız mümkün.

Aslında benim bile çıkmak istemediğim çok güzel parklara ve çeşitli oyun alanlarına sahip.

Ben Prag’ı günlere bölerek gezdim.Çoğunlukla metro hattını kullanarak her yere gidebildim.Şehirde 3 farklı metro hattı var ve önemli gezilecek yerlerin isimleri durakların üzerinde yazılı.

Bir gün bir hat belirleyin ve çevresindeki her yeri gezin.Ziyaret saatlerini göz önünde bulundurarak planınızı yapın.Bir çok yerde bilet alırken “aile paketlerine”dikkat edin.Her zaman daha avantajlı olur.Kalabalık sokaklarda kişisel eşyalarınıza dikkat edin.

Eee gitmişken meşhur Trdelnik tatlısıyla Kofolasını içmeden de dönmeyin.