Yaraları tamir edecek öyküler

Güncelleme Tarihi:

Yaraları tamir edecek öyküler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2023 15:37

İlk öykü kitabı ‘Yüksek Volüm’ü 1997’de yayımlayan Ateş İlyas Başsoy, 26 yıllık bir aradan sonra okurlarıyla yeniden buluştu. Say Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan ‘Bizsiz Onlar/ Girdap Öyküleri’ Başsoy’un daha önce BirGün, PsikeArt, Hayıt gibi mecralarda yayımlanan 19 öyküsünden oluşuyor.

Haberin Devamı

Ateş İlyas Başsoy renkli, nitelikli ve üretken bir kalem; iki öykü kitabının arasına sığdırdığı, deneme ve çözümlemeler içeren 10 çalışması daha var. Günün ve güncelin siyasetine, edebiyatına dair söyleyecekleri var ki ‘Bizsiz Onlar’ da tam buraya oturuyor.
Bizsiz Onlar’ı oluşturan 19 öykü, birbirlerini takip eden öyküler değil ancak dikkatli okur her karakterin diğeriyle bağlantısını rahatlıkla görebilir. Bu bütünlüklü bakış açısı sayesinde ‘Bizsiz Onlar’ için “Roman gibi okunabilir” denebilir.
Başsoy’un yazı evreni karakterlerin iç seslerinden oluşuyor. Yazar kendini öyle bir yere konumlandırıyor ki okurken yazarın da kurgulanan karakterlerden biri olduğunu, hatta bütün öykülerin kurgulanmış yazarın aklından geçenler olduğunu düşünüyoruz. Gerçek, gerçeklik ve kurgu katmanları arasında ustalıkla ip cambazlığı yapıyor. Bütün öyküler, okuru da oyunun bir parçası yapıyor ve sözgelimi kadınsanız erkek, yaşlıysanız çocuk gözlerden bakmaya zorluyor.
Herhâlde herkesin ilk soracağı soru: Kim bu biz-siz-onlar? Burada yüzümüzü metne dönüyoruz ve ipuçlarını tarıyoruz. Toplumun kültür sanatla olan ilişkisini ileriye taşımak isteyenlerin ‘biz’ olduğunu düşünmek zor değil. ‘Biz’ kimin için yapıyor bunları? Toplum, kamu, çoğunluk… Yani ‘onlar’. Yani dökümhanede işçi, sokakta işportacı, plazada sabaha kadar mesai yapan reklamcı. ‘Biz’i görmeye ne vakti ne de takati kalan büyük kalabalık. Manzarayı böyle sadeleştirdiğimizde ‘siz/-siz’in önemi ortaya çıkıyor ki tam burada topu öykülere atmakta yarar var.
Açılışta okuru selamlama görevini ‘Çöpçü’ adlı öykü üstleniyor. Bu öykünün diğerlerinden üslup bakımından ayrıştığını söyleyebiliriz. Ateş İlyas Başsoy’un kaleminde görmeye alıştığımız mizahi dil, bir tık daha çekinik kalıyor. Derdin daha ön planda olduğu, özellikle yazı işçilerinin okumaktan çok keyif alacağı bir öykü. 2016’da ilk kez yayımlanan öykü, okuru değişim üzerine düşünmeye davet ediyor. Kaçınılmaz olan değişimin, bazen nasıl da mümkün olmadığına; dil, din, etnisite gibi konularda sorunların nasıl da nesilden nesle aktarıldığına işaret ediyor.
Söz açılmışken yazı işçiliği üzerine birkaç cümle kurulabilir. Tarih boyunca baskıcı rejimler karşısında edebiyat kendine yaşam odaları açarak ayakta kalmayı başardı. Dünyada da pek çok edebi geleneğin varoluşu bu sebeplerle anlatılabilir ancak Divan edebiyatına bakmak bile yeterli. Yazarların kendilerini gizlemesi, mecazlara ve dolaylı anlatımlara sığınması şüphesiz sadece edebi zevkten kaynaklanmıyor. Nitekim zamanın ruhu artık sadece politik baskıyı değil, sosyal linci de beraberinde getiriyor. Yazarların kaygı duyacağı pek çok başlık ortaya çıktı ki bu da bir noktada hiçbir şey söylememenin edebiyatta makbul olduğu yanılsamasına yol açtı.
Kuşkusuz 19 öykünün her birinin kendi hikâyesi var ancak kitabın kapağında da izi görülebilecek ‘Güvercin Patlaması’ndan bahsetmemek olmaz. Ateş İlyas Başsoy’a okurları Damar Ali’yle tanıştırdığı için teşekkürler. Gerçek hayatta da hep tanışmayı arzuladığımız, tanışmasak bile uzakta bir yerlerde varlığıyla içimize su serpen, yaralarımızı onaran, tamir eden, iyileştiren karakter. “İnsan da makine. Bozulduklarını hissettikçe bana gelir, akıl danışırlar. O insanı bir güzel açar ve içine bakarım” sözleri de edebiyatta saklanmanın kerameti olmadığını gösteriyor.
Yüzleşme günü geldiğinde bozulan her şeyin içini açacağız, içinde tamir edilemeyecek parçaları atıp yenilerini takacağız. ‘Bizsiz Onlar’ın yolu açık, okuru bol olsun.

BİZSİZ ONLAR

Yaraları tamir edecek öyküler

GİRDAP ÖYKÜLERİ
Ateş İlyas Başsoy
Say Yayınları, 2023
136 sayfa. 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!