Uyurgezerler çağı

Güncelleme Tarihi:

Uyurgezerler çağı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2022 13:11

Avusturyalı romancı ve deneme yazarı Hermann Broch’un ‘Uyurgezerler’ üçlemesinin ilk kitabı ‘Romantik’ yayımlanmasından neredeyse bir asır sonra nihayet Türkçeleştirildi. 20’nci yüzyılın büyük ama karamsar başyapıtları arasında özel bir yeri olan ‘Uyurgezerler’de hayatın hızlı akışına ayak uyduramayan, geçmişin yitirilmiş değerleri ile yeni değerler arasında sıkışıp kalmış insanlar sergileniyor.

Haberin Devamı

Herman Broch 1886 yılında, Viyana’da tekstil işiyle uğraşan varlıklı bir ailenin ilk çocuğu olarak doğdu. Aile geleneklerine uygun bir şekilde yetiştirildi, tekstil mühendisliği eğitimi aldı. Evliliği de ailesinin planları doğrultusundaydı. 1909’da yine tekstil alanında faaliyet gösteren bir ailenin kızıyla evlendi. Broch bu ‘mantık’ evliliğinin gerçekleşmesi için Yahudilik dinini terk ederek Katolikliği seçmişti. Ancak romanlarında konu edindiği değişimler Broch’un düşünce dünyasını ve hayatını da değiştirecekti. Ailesinin bütün itirazlarına rağmen karısından ayrıldı (1923), işlerini tasfiye etti (1927), matematik, felsefe ve psikoloji okumak için Viyana Üniversitesi’ne kaydoldu. Viyana’nın kültür anlamında en parlak dönemini yaşadığı bu yıllarda aralarında Robert Musil, Rainer Maria Rilke, Elias Canetti gibi isimlerin de yer aldığı yazar ve entelektüel çevresiyle tanıştı. Yazmaya da başlamıştı. İlk romanı ‘Uyurgezerler Üçlemesi’nin ilk kitabı olan ‘Romantikler’di. 1930-1932 yılları arasında tamamladığı ‘Uyurgezerler’den sonra, 1933’te ‘Bilinmeyen Değer’i, 1945’te başyapıtı ‘Vergilius’un Ölümü’nü yayımladı.
Avusturya’nın Almanya tarafından ilhakının ardından kısa süre hapse giren Broch, ülkesinden kaçıp önce İngiltere’ye, sonra ömrünün sonuna kadar yaşayacağı ABD’ye göçtü. 1950’de son romanı ‘Die Schuldlosen’in yayımlanmasından bir yıl sonra hayata veda etti. Yaşadığı dönemde hak ettiği ilgiyi bulamamamıştı. ‘Büyülenme’ romanı, öyküleri, tiyatro metinleri, psikolojik otobiyografisi, Hugo von Hoffmannstahl üzerine edebiyat incelemesi ve kitle psikolojisiyle zamanın ruhu üzerine yazdığı denemeleri ölümünden sonra yayımlandı.

Haberin Devamı

KARAR ANI GELDİĞİNDE...
‘Romantik’ incelemesine Mert Tanaydın’ın kapsamlı ‘Önsöz’ yazısından bir alıntıyla başlayabiliriz:
“Uyurgezerler birbirleriyle çok hafif bağlantıları bulunan üç kitaptan oluşur. ‘Romantik’ olarak adlandırılan ilk kitap, 1888’de geçen, geleneksel taşra düzeninin değerlerine tutunmaya çalışırken iki kadın arasında kalarak modern hayatın görüşlerini taşıyan bir dostunun peşinden savrulan Joachim von Pasenow adlı genç bir subayın odakta olduğu, Theodore Fontane usulü romantik edebiyat geleneğini temel alan bir anlatıdır. ‘Anarşist’ olarak adlandırılan ikinci kitap, 1903’te geçen ve Ren kıyılarındaki gelişmiş bir sanayi kentinde görev yapan ve çalışma hayatıyla aşk hayatını dengelemekte güçlük çektiği için çapraşık düşüncelere savrulup anarşizan bir karaktere bürünen August Esch adlı bir muhasebecinin odağında olduğu, çalışma dünyası ve toplumdaki orta sınıf değerlerin nasıl dönüştüğünü göstererek anarşist edebiyat geleneğini kullanan bir anlatıdır. ‘Realist’ olarak adlandırılan üçüncü kitap ise 1918’de geçen ve asker kaçağı Huguneau üzerinden ilerleyen, savaşın getirdiği karmaşayla yeni fırsatların insanları nerelere sürüklediğini aktaran, hem ilk iki romanın karakterlerinin hem de bir bakıma Avrupa’nın kaderlerinin kesiştiği, Dostoyevski’nin ‘Ecinniler’ini andıran çok sesli ve neredeyse felsefi sayılabilecek denemelerin yedirildiği modernist bir kurgudur.”

Haberin Devamı

‘Uyurgezerler’in ilk cildi ‘Romantik’ 1888 yılında, Berlin’de başlıyor. Prusyalı toprak sahibi, muhafazakâr bir ailenin oğlu olan Joachim von Pasenow’un hayatından kesitler izliyoruz. Toprakları işlemek ağabeyine düşmüş, Joachim genç yaşta askeri okula gönderilmiştir. Başta haksızlık olarak değerlendirdiği bu durumdan artık memnundur genç adam. Üniformasına bağlanmıştır. Ne var ki ağabeyinin bir düelloda öldürülmesi onu çiftliğin başına geçmeye ve ailesinin uygun gördüğü bir kızla evlenmeye zorlar. Hayati seçimlerin arifesindeki Pasenow, hayatın akışını kavrama konusundaki donanımsızlığı nedeniyle bocalayacaktır, özellikle de sevdiği kadınla kendisine uygun görülen arasında...

Haberin Devamı

HEPİMİZ UYURGEZERİZ
‘Uyurgezerler’ romanı -tıpkı yazarı gibi- hak ettiği ilgiyi görmemişti. Buna karşılık, 20’nci yüzyılın açılış koşullarını yansıtan tarihsel-toplumsal değişimin bireylerdeki karşılığını yakalaması ve uyurgezerlik metaforuyla somutlaması tarihçilerin gözünden kaçmamıştı. Nitekim dönem daha sonra ‘Uyurgezerler’ olarak adlandırılmıştır.
Broch’un tarihsel-toplumsal değişimleri yakalama becerisinin diğer örneği 1935 yılında kaleme aldığı ‘Büyülenme’ romanıdır. Hitler’in iktidara gelmesine yol açan etkenleri, rıza gösteren bireyleri ve büyülenen toplumun psikolojisini araştıran ‘Büyülenme’sinde Broch, faşizmin -daha genel bir ifadeyle totaliter bir sistemin- nasıl egemen olabileceği sorusuna cevap arar.
‘Romantik’ ile başlayan ‘Uyurgezerler’ 20’nci yüzyılın kendine özgü mantığını, rasyonalizm ile irrasyonalizmin çatışmasından doğan vahşi değerler sistemini embriyo halindeyken yakalıyor. Joachim von Pasenow, o dönem Avusturya’sının düşünsel dünyasının ve ruh halinin temsili olarak tam bir romantik. Duyguları ve hayalleriyle yaşayan, başkalarının modası geçmiş olarak gördüğü değerlere umutsuzca sarılan bir adam. Aslında kendisini hayalet bir dünyada bulmuş, belirsizliğin alacakaranlığında kaybolmuş bir çocuk. Gerçeklik onun için kâbustan başka bir şey olmayan bir rüya. Böyle bir rüyanın içinde oradan oraya savrulan Joachim elbette hayata müdahil olamıyor. Arkadaşı Bertrand’ın tanımlamasıyla ‘duygusal uyuşukluk’ içinde.

Haberin Devamı

“Dünyayı duyguların uyuşturucu etkisi yönetiyor” diyecektir Bertrand; “ölü ve romantik duygusal geleneklere kendini kaptırmanın da kişiyi gereğinden fazla yorduğunu düşünüyorum. Kişinin bu duruma düşebilmesi için büyük bir umutsuzluk içinde olması gerekir...”
‘Romantik’te karşımıza çıkan her bir karakter belirli değerler kümesini temsil ediyor. Joachim’in karşısına konulan Bertrand’ın ise yeni değerleri ve akılcılığı temsil ettiği çok açık. Ancak muhtemelen ilk romanı olmasındandır, Bertrand ve Elizabeth karakterlerinin yüklendikleri temsiliyet canlı birer karakter olmalarının önüne geçmiş. Buna karşılık Joachim, sevgilisi Ruzena ve baba Pasenow güçlü ve etkileyici figürler.
Yeni ve eski arasındaki çatışma Joachim ve Bertrand’ın hayat tarzları, düşünceleri ve tartışmaları ile sergileniyor. Ne var ki Joachim hem sevip hem nefret ettiği arkadaşının söylediklerini kavrayacak -açık- bir zihne sahip değil. Bertrand’ın düşüncelerini kendi anlam dünyasına indirgeyerek sözlerin içini boşaltıyor. Kendi varlığını aşan değerler, bu değerlerin tahkim ettiği süper egosu ve taşralı muhafazakârlığı hayatın farklı renklerini görmesini engelliyor. Kısacası Joachim, bir uyurgezer. Uyurgezer olduğunu fark edememesinin nedeni Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun köhnemiş kurumlarının hâlâ ayakta olmaları. Tam da bu nedenle en keskin eleştirilerini bu kurumlara -üniforma ile somutlanan militarizme, kiliseye ve aileye- yöneltmiş Broch. Sanıyorum kendi hayatındaki gecikmişliğiyle bir hesaplaşma peşinde...
Edebiyatla felsefe yapan bir yazar olan Hermann Broch’un romanları tartışılması gereken daha pek çok ciddi, günümüzde bile varlığını sürdüren mesele barındırırlar. Ancak felsefeyi edebiyatın önüne koymaz Broch. Onun için sanat, gerçekliğin en kaba, en çirkin gerçekliğini başka bir gerçekliğe dönüştüren dilsel bir etkinliktir. Bu nedenle dile büyük özen gösterir. ‘Romantik’ de bu özenden payını almış.

Haberin Devamı

Uyurgezerler çağı
UYURGEZERLER
Romantik
Hermann Broch
Çeviren: Duygu Bolut
Aylak Adam, 2022
256 sayfa.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!