Tarihin arka yüzü

Güncelleme Tarihi:

Tarihin arka yüzü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2022 12:05

Halil İnalcık ‘Osmanlılar’da Osmanlı fütuhatı, imparatorluk yapısı ve kuruluşundan özellikle Karlofça Antlaşması ve sonrasında yön değiştiren Avrupa ilişkilerine yoğunlaşıyor. Bir anlamda, tarihin arka yüzüne bakıyor.

Haberin Devamı

Bir dönem ve kronoloji tarihçisi değil Halil İnalcık. Osmanlı tarihi ve onu yapan dinamikleri bütün bağlamları içinde değerlendiren bir ilim adamı. Bu sebepten iktisat, siyaset, savaş, iktidar kullanımı, uluslararası ilişkiler ve kültürü ayrı ayrı değil bir bütün olarak ele alınır yazdıklarında. ‘Seçme Eserler XVII/Osmanlılar’ İnalcık’ın Osmanlı fütuhatı, imparatorluk yapısı ve kuruluşundan özellikle Karlofça Antlaşması ve sonrasında yön değiştiren Avrupa ilişkilerine yoğunlaşıyor. Eldeki seçkiye bakarak imparatorluğu kuran vasıflarla yıkılışa yol açan sebepleri daha net görebiliyoruz. Tarihin arka yüzüne bakmak diyebiliriz böylesi yaklaşıma.
Halil İnalcık öteden beri Osmanlı’nın kuruluşunu sadece bir beylik ilişkisi değil, çevre ve dönem etkileşimi olarak da görmeyi savunur. Ona göre Osmanoğulları Beyliği’ni ve faaliyetlerini açıklayabilmek için başta Bizans olmak üzere Venedik, Ceneviz oluşumlarını da göz önünde tutmak gerekir. Bir vesileyle Haçlı ruhu karşılarına dikilse bile Avrupa kendi içinde mezhebe ve milliyet çıkarlarına dayalı ayrışmaları içerir. Osmanlı’nın özgünlüğü Doğu Akdeniz’de, Anadolu ve Balkan coğrafyasındaki deniz ve kara faaliyetlerinde tek katmanlı değil, çok bileşenli siyaset manevraları yapabilmesine dayanır. Mesela, Ege ve Akdeniz’de egemenlik kurulurken yerel faktörlerle hep temas içinde olunmuştur. Akdeniz’deki Osmanlı-Fransız işbirliğini sadece savaş üzerinden değil sebep-sonuç gerekçeleriyle değerlendirir İnalcık. Menteşe Beyliği yanında Umur Bey’in öncü akınlarına dikkat çeker. Selçuklu’nun yıkılışı sonrasında ‘Batı uç bölgesinde’ gaza ruhuna dayalı beylik atılımlarına ise ayrıca önem verir. Sonunda ayrı ayrı akınlar tek Osmanlı gücünün doğuşuna zemin hazırlayacaktır.

Haberin Devamı

Fetih hem kavramsal hem de sonuçları yönüyle önemli bir konudur İnalcık’ta. İlkin fetih yöntemlerini irdeler. Hem hukuken hem de iktisaden bu yöntemlerin fethedilen topraklardaki sonuçlarına eğilir. Ayrıca ‘Osmanlı Devleti’nin kuruluş problemi’ de onun dönüp dolaşıp tartıştığı bir meseledir. Kronoloji tarihçileri 1299 tarihine takılıp kalırken o, ‘siyasi çekirdeğin ilk ne zaman, hangi koşullar altında ortaya çıktığı, Osman’ın bir hanedan kurmayı nasıl başardığı ve 60-70 yıl içinde bu devletin, Bizans ve Balkan devletleri üzerinde egemen olması sorunlarına’ odaklanır.
Kuruluş süreci ve İstanbul’un fethi sonrası Osmanlı sultanlarının kullandıkları unvanlara sadece bir sıfat olarak değil siyaset, inanç, kültür ve vizyon perspektifinden yaklaşır. Gazi, bey, ayrı bir kategoriyken padişah, sultan, halife-i müslimin ve halife-i ruy-i zemin başka bir içeriğe ve işarete sahiptir. Hilafet-i kübra iddiası da tarihin akışının getirdiği yeni siyasi fırsatlardır Osmanlılar için. Halil İnalcık için tarih adına konuşmak belgeye dayanmaktır. Adalet arayışı ve şikâyet hakkını bu yoldan açıklar. İktisat ile tarihin yoğruluşu ise Barkan ekolünden gelenlerin hep önemsediği bir yöntemdir. Açık ve yorumcu bir tarzı var ayrıca İnalcık’ın. Diğer tarihçileri hem eleştirir hem de onlarla birleşir. Michel Balivet’nin Rum sözcüğüne getirdiği yorumu tekrarlar. ‘Rum sözcüğü sadece coğrafi bir terim değil şaşırtıcı biçimde gerçek bir insan ve kültür kaynaşmasını ifade eder’. Hıristiyan Rum ile Müslüman Türk kaynaşarak gerçek bir değişiklik yaşamıştır.
Osmanlıların Avrupayla yaşadıkları geçmiş de sadece bir savaş tarihi değil karşılıklı kültürel, iktisadi ve siyasi katışımların organik bileşimidir. Bugün yaşadıklarımızın arka yüzü de bu geçmişte soluk alıp verir. Tarihçi bu yönden aynı zamanda düşünürdür.

Haberin Devamı

Tarihin arka yüzü
OSMANLILAR -
FÜTUHAT, İMPARATORLUK,
AVRUPA İLE İLİŞKİLER
Halil İnalcık
İş Kültür, 2022
320 sayfa.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!