Bu hayattan bir Deniz geçti!

Güncelleme Tarihi:

Bu hayattan bir Deniz geçti
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2023 10:07

Gazeteci, yazar, ‘68 kuşağının uslanmaz bir neferi, uzun yıllar TÜYAP Kitap Fuarları’nın yöneticisi, her şeyiydi Deniz Kavukçuoğlu. Ama hepsinden öte, hep inandığı gibi yaşayan, dolaysız, içten, yalın bir insandı. Az rastlanır güzellikte bir ruhtu. Sonsuzluğa uğurladığımız kültür ve edebiyat emekçisi Deniz Kavukçuoğlu’nun ardından...

Haberin Devamı

Eğitimi, bilgisi, birikimi, görgüsü, alışkanlıkları, habitusu ile kelimenin tam anlamıyla bir entelektüeldi Deniz Kavukçuoğlu. Şair bir anne ve mühendis babanın ilk oğlu olarak Cumhuriyet aydını bir ailede yetişti. İstanbul’un eski iki semti, Cihangir ve Moda’nın çokkültürlü yaşamı Deniz Kavukçuoğlu’nun kişiliğini, hayata bakışını anlamlandıran kökleriydi. Neredeyse 80 yıllık yaşamında da köklerine sıkı sıkıya bağlı kaldı.

KİTAP FUARLARI ONUNLA BÜYÜDÜ
Doğup büyüdüğü ve âşığı olduğu İstanbul’u, üniversite eğitimi almak üzere 1963 yılında terk ederken geri döneceğini düşünse de işler öyle gitmedi. Almanya’da evlendi, bir süre sonra oğulları Toprak ve ardından Emek’in doğumlarıyla çok genç yaşta baba oldu. Almanya’nın önemli üniversitelerinden Tübingen’de Ernst Bloch’un öğrencisi olarak felsefe eğitimi aldı. Ardından Nürnberg Üniversitesi’nde işletme eğitimine devam etti. Avrupa işçi hareketleri tarihi derslerine katılmış olması daha sonra yazacağı ‘Almanya’da Sosyal Demokrasi’ cildine ilham oldu. Etkileyici bir eğitim yaşamından sonra Almanya’nın önemli şirketlerinde uzun yıllar yönetici pozisyonunda çalıştı.

Haberin Devamı

’68 kuşağının uslanmaz neferi olarak siyaset her zaman yaşamının bir parçası oldu. 12 Mart’ın hışmına uğrayan pek çok yoldaşı gibi o da kendi payına düşeni aldı. Vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra 22 yıl boyunca ‘vatan hasreti’ni ancak Ege’nin diğer kıyısından memleketine bakarak gidermeye çalıştı. Cebinde taşıdığı bu ‘yurtsuzluk’ duygusunu sağaltmanın bir yoluydu belki de yazdığı onlarca kitap. Sevdiği ve uzak kaldığı her detayı zihninde canlandırdı, belleğinde korudu ve sözlere döktü. Anı, deneme, öykü, inceleme-araştırma türlerinde 20’ye yakın kitap yazdı. Ant dergisi, Aydınlık ve Yeni Ortam’da yayımladığı yazılarına Milliyet ve daha sonra Cumhuriyet eklendi. Çok sevdiği Cumhuriyet gazetesinde İlhan Selçuk’un daveti üzerine köşe yazarlığı görevini 22 yıl aksatmadan sürdürdü. Müzik, özellikle caz hep tutkunu olduğu başka bir uğraştı onun için. Bir dönem bunu radyo programcılığına da taşıdı. Hatta son zamanlarında bir caz tarihi kitabı üzerine çalışıyordu, neredeyse tamamlamıştı.
Deniz Kavukçuoğlu, tüm yaşamı boyunca taşıdığı ’68 ruhundan hep onur duymuştur. Her ne kadar Almanya’da yaşam kurmuş olsa da dönmek hep aklındadır. 22 yılın ardından, 90’ların başında döndüğünde evde olmak ona iyi gelecekti. TÜYAP Fuarcılık’ın 1982 yılında temelini attığı kitap fuarında, kurucusu ve her zaman vefalı dostu Bülent Ünal’ın teklifi üzerine yönetici olarak çalışmaya başladı. Aslında bu teklifle tam da gönlünce bir işe girişmiş olur. Çok sevdiği kitaplarla uzun soluklu bir yolun başlangıcıdır bu.

Haberin Devamı

1993 yılından itibaren İstanbul Kitap Fuarları başta olmak üzere Anadolu’da düzenlenen tüm kitap fuarlarının ve ilk yıllarında Ümit İyem ile birlikte Sanat Fuarları’nın yönetimini üstlendi. Kitap fuarları onunla birlikte büyüdü. Fuar koridorları okurlarla ve sayısız eylemle, öğrenci protestosuyla şenlenirken Deniz Kavukçuoğlu en öndeydi. Yayıncıların kitapları toplatılırken fuar yöneticisi ‘Deniz Bey’ oradadır, yanlarındadır. Pek çok yazarın ilk kitaplarının ilk imza günlerinde ‘Deniz Ağabey’ yine oradadır. Fuar çıkışlarının uzun sohbetlerinde, müziğin ve sohbetin eksik olmadığı ‘Deniz Kavukçuoğlu Masalarında’, açılışlarda, kapanış alkışlarında neşesiyle daima en öndeydi.
Yenilikçiliği ve vizyonerliğiyle çıtayı daima yukarıda tuttu Deniz Kavukçuoğlu. Önce hayaller kurulur, sonra amaca dönüşürdü onda. Tepebaşı’nın küçük salonlarından Beylikdüzü’nün binlerce metrekarelik uluslararası fuarlarına da bu vizyonerliği önayak oldu. Kitap fuarları, sadece bir fuar olmaktan çıkıp bir kültür şenliğine dönüştüğünde de bunda Deniz Kavukçuoğlu’nun emeği büyüktü. Bunu, en yakından, 16 yıl boyunca deneyimlediğim için hep şanslı saydım kendimi. Vefat haberini paylaştığımızda arayan yayıncı dostlarının deyişiyle, bir devir onunla birlikte kapanmış oldu.

Haberin Devamı

HEP İNANDIĞI GİBİ YAŞADI
Bir şekilde yolunun kesiştiği insanların yaşamlarına dokundu Deniz Kavukçuoğlu, ama yazılarıyla ama sohbetiyle ama dostluğuyla... Yüce gönüllü bir olgunlukla kurdu ilişkilerini. Herkesle paylaşabileceği sözleri, kurabileceği dostlukları oldu. Özel, kalender biri olarak hep inandığı gibi yaşadı, dolaysız, içten, yalın... Üstelik bugünlerde eşine zor rastlanan bir özenle. Velhasıl, az rastlanır güzellikte bir ruhtu Deniz Kavukçuoğlu.
80’inci yaşına birkaç ay kala, 30 Mayıs’ta kaybettik Deniz Kavukçuoğlu’nu. Şimdi bana “Bir cümle içinde tarif et” deseler, onu en iyi anlatan cümle “İnadına yaşamak, inadına mücadele etmek” olurdu. Dört eliyle sarılmak yaşama, her anından keyif almak, durmadan üretmek ama bir o kadar da yaşadığını hissederek yaşamak. Şimdilik bırakıp gitse de biliyorum en neşelisinden, güneşli bir sofrada yine buluşacağız.

BAKMADAN GEÇME!