Dünyanın en zengin ve ünlü insanlarının evlenmeleri kadar boşanmaları da büyük olay oluyor. İşin doğrusu, bu kadar göz önünde insanlar söz konusuysa eğer, bundan normal bir durum da olmaz. Hafızanızı zorladığınızda, servetleri göz kamaştıran Hollywood yıldızlarının ya da en az onlar kadar spot ışıkları altında yaşayan iş insanlarının boşandıkları eşlerine dudak uçuklatan tazminatlar ödediğini hatırlarsınız.
#Jeff BezosO, Hollywood'un en çok kazanan, en nüfuzlu isimlerinden biri. Yüz milyonlarca dolarlık bir servetin sahibi. Yani uzun yıllar süren çalışmalarının karşılığı olarak elde ettiği bu servetle, ömrünün geri kalanını hiç çalışmadan bile geçirebilir. Sadece Hollywood'daki çalışmaları değil, kurduğu iş de bu serveti her dakika "katlıyor." Üstelik bu durum yıllardır böyle.
#Brad PittRusya'nın Ukrayna’yı işgalinde binlerce sivil hayatını kaybederken, on binlercesi de yaralandı. Rusya'nın ağır bombardımanı altındaki şehirlerde, bu insani acıya ek bir trajedi daha yaşanıyor: Bir ülkenin kültürü yok ediliyor, buna Rusya'nın kültürü de dahil!
#RusyaBalyoz davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, 2011 yılında tutuklandığında Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanı’ydı. Geçen yıl haziran ayında beraat etti. Balyoz kumpası yaşanmasaydı bugün koramiral rütbesinde saha komutanı ya da kurmay başkanı olması muhtemeldi. 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirirken Silahlı Kuvvetler’in bugüne kadar Gülencilerle mücadeledeki aczini, ‘yeni Roma’ dediği Atlantik yapıdan korkuyla açıklıyor. İğnesi hükümete, çuvaldızı Genelkurmay’a...
#Cansu ÇamlıbelHep geç kalıyorum sizden gelenleri yayımlamakta. Okumuyorum zannetmeyin, MUHAKKAK okuyorum. Varsa cevap da veriyorum. Ama klavye sorunu belimi büküyor. Türkçe harflere çevirmek o kadar el tutuyor ki, hep sonraya bırakıyorum. Geç de olsa Osman Bey’in yüzümü kızartan fıkrasını, Yeliz’in ve Eda’nın yurt dışındaki tanıtımımızla ilgili şikayetlerini, Gülay’ın okul anılarını, Burcu’nun eğitimle ilgili dokunaklı hikayesini, Murat’ın Rusya’da işittiklerini ve nihayet Pınar’ın gönderdiği ‘Kanada Günlüğü’nü ancak bugün sizlerle paylaşabiliyorum...