Güzellikle bir direniş hattı oluşturabilirsiniz

Güncelleme Tarihi:

Güzellikle bir direniş hattı oluşturabilirsiniz
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2017 14:15

35 yıldır genç sanatçıları destekleyen Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi, Akbank Sanat’ta açıldı. Bu yıl ‘Güzelliğin Yavaş Oku/ Zamanın Şimşeği’ temasıyla düzenlenen yarışma ve sergiyi küratörü Hasan Bülent Kahraman’la konuştuk.

Haberin Devamı

35. yılını kutlayan Günümüz Sanatçıları sergisini çok önemsediğinizi biliyorum. Hatta yanılmıyorsam Resim Heykel Müzeleri Derneği tarafından düzenlenen serginin Akbank Sanat çatısı altında ve para ödülleriyle birlikte devam etmesine aracılık etmiştiniz. Bu serginin önemini nasıl özetlersiniz?

Günümüz Sanatçıları sergisinin Akbank Sanat’a taşınmasındaki rolümü hatırlattığınız için teşekkürler. Ama bu benim özel olarak yaptığım bir şey değil. O tarihlerde de Akbank Sanat Danışma Kurulu üyesiydim ve Günümüz Sanatçıları sergisini düzenleyen kurum olan Resim Heykel Müzeleri Derneği’ni, hepsinin kurucusu Leyla Belli’yi tanıyordum. Ona, emeğine, girişimciliğine, yaratıcılığına olan hayranlığım ve zaman zaman Günümüz Sanatçıları ile sürdürdüğüm ilişki bu konu karşıma geldiğinde beni yönlendirdi. Ama o kadar. Bu işin onuru elbette Akbank Sanat üst yönetiminindir. Zaten o yönetimin duyarlılığı olmasa bugün yaptığımız işlerin hiçbirini yapamazdık.

Haberin Devamı

Güzellikle bir direniş hattı oluşturabilirsiniz

                                                                      Melih Gömeç

Şimdi açılan serginin önemi sadece kendisinden kaynaklanmıyor. Bu tarihin bir parçası olmasından kaynaklanıyor. Düşünün ki, Günümüz Sanatçıları sergilerinin 35. yılını kutluyoruz. Bu başlı başına bir tarih demek. Türkiye’de bir benzeri daha yok. Bu gerçekten de Leyla Belli’nin gayretiyle oluşmuş ve şimdi Akbank Sanat’ın taşıdığı bir bayraktır. Sergi her zaman olduğu gibi sanat yaşamının başında olan ama çok etkili işler üreten sanatçıların yapıtlarını özgün bir kavram etrafında bir araya getiriyor. İçerikli, biçimsel açıdan yenilikçi, çok yaratıcı bir sergi var karşımızda.

Serginin bu yılki teması ‘Güzelliğin Yavaş Oku/ Zamanın Şimşeği’. Güzelliğin insana yavaş yavaş nüfuz etmesini mi anlamalıyız bu temadan, biraz açabilir misiniz?

Evet, Nietzsche’den alıntıladım bu kavramı. Öyle diyor: Güzelliğin yavaş oku/ zamanın şimşeği. Güzelliğin bize yavaş yavaş nüfuz etmesi gerektiğini belirtiyor. Bu günümüz dünyasının zamanla yaşadığı büyük rekabete ve zamanın bizi tüketmesine verilmiş müthiş bir cevap. Bu konuyu düşünüyorum. Bir önceki sergim Akbank Sanat’ta ‘Rastlantının Sanatı/ Sanat Rastlantısı’ adını taşıyordu. Virilio’dan hareketle kurmuştum o kavramı. Gene zaman ve hız etrafında dolaşıyordum. Dolayısıyla bu sergi zaman konusuna getirilmiş bir sorgulamadır. Bu serginin ilk katmanıdır. Burada Avrupa bilincinin en özgün isimlerinden biri olan Milan Kundera’nın ‘Yavaşlık’ isimli romanını da anımsatmak gerekir. İkinci katman güzellik. Gene daha önce Akbank Sanat’ta düzenlediğim bir sergiye de ‘Özerk ve Çok Güzel’ adını vermiştim. Özerklik politik bir kavramdı ve elbette siyasal olanı işaret ediyordu. ‘Çok güzel’ de güncel sanatın güzelle/estetikle olan ilişkisini vurguluyordu. Bu konuda iki saptamam var. Birincisi insanlar estetiği ve güzelliği apolitik bir kavram sanıyor. Politikanın şiddetini içinde barındırmadığı kanısını taşıyorlar. Tamamen yanlış. İkisi de kesinlikle ve sonuna kadar politik kavramlardır. Çünkü estetikle ve onun bir alt veya iç unsuru olan güzellikle bir direniş hattı oluşturabilirsiniz. Zaten böyle de olmuştur. Şimdiki dünyada ise güzelliğe ve onun politik duruşuna daha fazla ihtiyacımız var. Asıl sorun da bu alanların terk edilmesinden kaynaklanıyor.

Haberin Devamı

Son saptamam şu: Bu derecede politik olan güncel sanatın özde çok lirik ve estetik bir çekirdeği mevcut. Fakat onu saklıyor. Ondan mahcubiyet duyuyor. Halbuki, belirttiğim gibi, daha fazla öne çıkarması gerekiyor onu. Sergi bu çağrıları ve sorguları kapsıyor.

Bu yılki başvuruları göz önünde bulundurduğunuzda Türkiye plastik sanatıyla ilgili nasıl bir resim çıkıyor ortaya?
Çelişkili bir resim çıkıyor. Bu da güzel bir şey. Çünkü iyi yapıtlar, kötü yapıtlarla yan yana. Yenilikçi yaklaşımlarla eskil tutumlar iç içe. Gene de bütün olarak bakıldığında müthiş bir çaba var. Dünyanın en özgün işlerinin üretildiğini düşünüyorum Türkiye’de. Daha fazlası her zaman yapılabilir. Zengin, verimli, üretken bir ortam söz konusu. Üstelik Türkiye kültürel ve siyasal açıdan çok bereketli bir alan - hatta çoğu zaman istemediğimiz kadar. Gene de kavramsal ifade sınırlarının daha zorlanması gerektiği kanısındayım. Muhakkak ki en büyük sorun bilgi. Bizim yeni diye sunduğumuzun çok eski bir şey olabileceğini bilmemiz. Yani bilgi ve kültür. Bir de güncel sanat ucuzluğa çok açık bir alandır. Bu tehlikenin bilincinde olmak gerek.

Haberin Devamı

Bu yıl birinci, ikinci, üçüncü seçmediniz, beş sanatçıyı birden ödüllendirdiniz. Neden?
Birincisi yok serginin. Beş ödül verdik. Hiyerarşik bir sıralama yapmadık. Onu sevmiyorum. Nedeni açık: Bu beş yapıtı seçmekte bile zorlandık. Sergiye seçilmiş olmak zaten bir başarı ve ‘seçilmişlik’ durumu. Bir de yapıtları ayrıca sıralamak zordan da zor. Gene de, seçimi kavramla kurduğu ilişkiden öte, kendisini ifade edişi, yenilikçiliği, biçim arayışları, kendisini taşıması gibi faktörlerle tayin ettik.

Güzellikle bir direniş hattı oluşturabilirsiniz

Sergide 16 sanatçı var
Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi Yarışması’na bu yıl 435 sanatçı başvurdu. Prof. Hasan Bülent Kahraman, Resim Heykel Müzeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gönül Nuhoğlu ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı’dan oluşan jüri, 30 bin liralık ödülü Alper Raif İpek, Ege Su Kısaoğlu/Utku Taşyürek, Melih Gömeç, Önder Bekel ve Tarık Ceddi arasında paylaştırdı. Ayrıca Ahmet Kavas, Alp Şeker, Ayşe Meltem Yıldız, Bedia Ekiz, Berkay Tuncay, Leman Sevda Darıcıoğlu, Mehveş Leliç, Murat Sezer, Mustafa Sevinç ve Sidar Bakı’nın eserleri de sergilenmeye hak kazandı. Sergi, 27 Mayıs’a kadar Akbank Sanat’ta görülebilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!