Son dakika haberler: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan akademisyenlerle 'müsilaj' toplantısı.. İşte acil önlem planı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2021 10:14

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Denizi'nde görülen müsilaj (deniz salyası) meselesinin çözümü için Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından oluşturulan akademik heyetin katılımıyla düzenlenen toplantıya başkanlık etti.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantıda, denizlerdeki müsilaj sorununun çözümüne yönelik bilimsel yöntemler masaya yatırıldı. Toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, YÖK Başkanı Yekta Saraç başkanlığındaki uzman akademik heyetin müsilaj konusundaki bilimsel araştırmalarını ve çözüm önerilerini tek tek dinledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada, Hükümet olarak son günlerde Marmara Denizi'nde ortaya çıkan müsilaj sorununu ilk andan itibaren yakın takibe aldıklarını belirterek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, TÜBİTAK'ı ve diğer ilgili kurumları hemen harekete geçirdiklerini ifade etti.

Denizdeki gelişmeler mercek altına alınırken, karada da tüm atık su ve katı atık tesislerinde denetimlere hız verdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yine birkaç gün önce bilim insanlarımızın, kurum temsilcilerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın ve belediye yetkililerinin katılımıyla geniş kapsamlı bir istişare toplantısı Kocaeli'nde düzenlendi. Marmara Denizi Koruma Eylem Planımızı da milletimizle paylaştık. Deniz temizliğine ilişkin genelgemizi de Marmara'daki illerimize gönderdik. Salı günü itibariyle birçok farklı bölgede karadan ve denizden temizlik çalışmalarına başlandı" dedi.

Haberin Devamı

Son dakika haberler: Cumhurbaşkanı Erdoğandan akademisyenlerle müsilaj toplantısı.. İşte acil önlem planı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu öncülüğünde yapılacak katkıların da sorunun çözümü konusunda büyük bir önem taşıdığına inandığını ifade ederek, müsilaj meselesini ve denizlerdeki kirliliği ortadan kaldırmak için bilimin ve bilim insanlarının tavsiyelerinin kendilerine yol gösterici olacağını kaydetti.

Toplantıda, müsilaj sorunu ve çözümü üzerine uzman akademik heyet tarafından oluşturulan bilimsel değerlendirme raporu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunuldu.

YÖK tarafından alanında uzman bilim insanlarının katılımıyla düzenlenen ve müsilaj sorununun çözümüne yönelik akademik çalışmaların değerlendirildiği toplantının sonuç bildirgesi de yayımlandı.

Haberin Devamı

Son dakika haberler: Cumhurbaşkanı Erdoğandan akademisyenlerle müsilaj toplantısı.. İşte acil önlem planı

SONUÇ BİLDİRGESİNDE KİRLİLİĞE YOL AÇAN SEBEPLER YER ALDI

YÖK tarafından oluşturulan akademik heyetin düzenlediği toplantının sonuç bildirgesinde, insan kaynaklı tehditlerin yoğunluğunun ve dağılımının şu anda insanlık tarihinde görülmemiş seviyelere ulaştığı vurgulanarak, Marmara Denizi'nde son yıllarda gerek insan kaynaklı gerek doğal birtakım baskıların olduğu belirtildi. Bu baskılara ise artan sıcaklık, oksijen azalması, okyanus asitlenmesi, karasal girdiler, aşırı avlanma, kirlilik, istilacı türler ve gemicilik faaliyetlerinin neden olduğu vurgulandı. Özellikle, yüksek deniz suyu sıcaklığı, rüzgarsız ve sakin hava koşullarında ve yüksek karasal girdiler müsilaj yapıyı görme olasılığını arttırdığı belirtilen sonuç bildirgesinde "Marmara Denizi'nin bir iç deniz olması, dar geçitli boğazlar ile diğer denizlerle bağlantısının kısıtlı olması, bölgedeki artan nüfus yoğunluğu, yeterli düzeyde arıtılmayan ve deşarjları kısmen kontrolsüz yürütülen evsel ve endüstriyel atıklara maruz kalması, deniz tarama ve boşaltma faaliyetleri ile kıyı dolgu alanlarına bağlı habitat kaybı, aşırı ve kontrolsüz avcılık ve iklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının artması gibi nedenlerle bu tek hücreli canlılar kendileri için değişen ortam koşullarına tepki göstermeye başlamış, normalden fazla veya hızlı şekilde hücre içi organik yapıdaki sıvılarını boşaltma yoluna gitmişlerdir" denildi.

Haberin Devamı

'ATIK SU BOŞALTIMLARI MARMARA'NIN KİRLETİCİ YÜKÜNÜ ARTTIRMAKTA'

Müsilajın, deniz dibine inerek orada yaşayan canlıların yaşamını sınırlandırdığı söylenen bildirgede, "Marmara Denizi gibi yarı kapalı denizlerde sürekli olarak yapılan atık su boşaltımları kirletici yükünü arttırmakta ve bu durum aşırı üretime sebep olabilmektedir. Özellikle azot ve fosforca zengin besin elementi girdisi, durgun hava şartları ve sıcaklık artışıyla birlikte tek hücreli canlıların sayısını ve müsilaja yol açan hücre içi salgısını aşırı arttırmaktadır. Çeşitli kirleticilerle zengin müsilaj, deniz dibine inerek bentik fauna ve floranın yapısını bozmakta ve orada yaşayan canlıların yaşamını sınırlandırmaktadır. Oluşan müsilajlı kitle içerisinde ağır metallerin de birikebilme oranı oldukça yüksektir. Ayrıca Marmara Denizi alt sularının oksijence oldukça fakir olduğu düşünüldüğünde, organik maddece çok zengin bu malzemenin bakteriyel tüketim ile oksijenin daha da azalmasına neden olacağı bilinmektedir. Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünün Marmara Denizi'nin etrafındaki büyük illerde yaşaması, endüstriyel faaliyetlerin önemli bir bölümünün bu bölgede bulunması, Karadeniz ülkelerinin deniz taşımacılığında Marmara Denizini kullanması, az da olsa turizm amaçlı kullanılması Marmara Denizinin sosyo-ekonomik önemini de arttırmaktadır. Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile birlikte Türk Boğazlar Sistemi'ni (TBS) oluşturan Marmara Denizi'nde özellikle son yıllarda artan deniz trafiği ve İstanbul Boğazı üzerinden gelen Karadeniz kökenli kirleticiler bu baskıyı daha da arttırmaktadır" açıklaması yapıldı.

Haberin Devamı

Bildirgenin devamında, son 10 yılda Marmara Denizi'nin su sıcaklığının arttığı söylenerek, "Diğer yandan, küresel ısınmanın etkisiyle özellikle son 10 yılda Marmara Denizi yüzey ve alt tabaka sularının sıcaklığı daha hızlı artmaktadır. Deniz canlılarının stres sonucu oluşturdukları müsilaj gibi aşırı doğa olaylarının küresel ısınma ile 1950'li yıllardan itibaren diğer denizlerde olduğu gibi Marmara Denizinde de giderek artan sıklıkla oluştuğu gözlenmektedir. Bu sorunların doğru anlaşılabilmesi için birçok farklı disiplinde uzman bilim insanının gerek gözlem gerekse öngörü kabiliyeti olan modellerle bu sorunlara yaklaşması gerekmektedir. Müsilaj gibi öngörülmesi zor problemler üzerine denizlerin oşinografisi (fizik, kimya, ekolojik dinamikler) doğru anlaşılmadan çözüm önerisi sunmak/geliştirmek mümkün değildir. Örneğin Marmara denizinde uzun süredir insan kaynaklı karasal girdilerden (besin tuzları, ağır metaller) ve iklim sebebi ile denizde sıcaklık artışı ve akıntı sistemlerinde değişimlerden dolayı oksijen azalması artarak sürmekte ve bununla birlikte biyoçeşitlilik kaybı da deniz ekosistemini savunmasız bırakmaktadır ve müsilaj, zararlı alg artışı, deniz anası istilası, toplu balık ölümleri gibi olayların yaşanması esasında kaçınılmaz olmuştur" denildi.

Haberin Devamı

'MARMARA DENİZİ, DIŞ ETKENLERE KARŞI KORUMASIZ HALE GELMİŞTİR'

Marmara Denizi'nin ekolojik dayanıklılığını yitirdiği aktarılan bildirgede "Marmara Denizi'nde yapılacak faaliyetlerin tamamının planlanmasında deniz ekosisteminin sağlıklı olması birinci planda tutularak bütün paydaşların yararına olması gözetilmelidir. Marmara Denizi ekolojisi dayanıklılığını yitirmiştir ve dış etkenlere karşı korumasız bir hale gelmiştir. Müsilajın ötesinde Marmara Denizi'nde şu anda zararlı alg, deniz anası aşırı artışları, hidrogen sülfür oluşumu gibi riskler de bulunmaktadır. Dolayısıyla Marmara Denizi'nin sağlığına yönelik bütüncül yaklaşımlara benimsenmelidir" ifadelerine yer verildi.

ACİL YAPILMASI GEREKENLER

Bildirgede, Marmara Denizi'nde oluşan müsilajı temizlemek için acil olarak; Marmara Denizi'nin tüm çevresinin belli bir plan dahilinde 'koruma bölgesi' olarak ilan edilmesi gerektiği, Balıkçılık sektörünün yaşadığı güçlüklerin ivedilikle takip edilmesi, Boğazda meydana gelebilecek kazalara karşı eylem planlarının oluşturulması, gemilerin dümen kilitlenmesi, pervane kırılması gibi sorunlar uluslararası gemicilik ticaretini etkileyebileceği, atık suların arıtıldıktan sonra denize geri verilmemesi ve sulamada kullanılmasının sağlanması, karasal kökenli girdilerin, ileri biyolojik arıtımdan geçirildikten sonra derin deşarj yapılması, müsilajın zamansal ve mekânsal dağılımının belirlenerek, Marmara kıyılarındaki hareketli platformlarla reaktif oksijen dozlamasının araştırılması, mevcut arıtma tesislerinin ileri arıtım teknolojileri ile entegrasyonu sağlanması ve konu ile ilgili bir 'İzleme Komitesi'nin kurulması gerektiği ifade edildi.

Bildirgenin devamında ise alınacak diğer tedbirler şöyle sıralandı:

- 100/2000 YÖK Doktora Programlarında Denizcilik ve Su Çalışmaları alanlarının bursiyer sayıları arttırılmalıdır.

- Bu alanlar, proje çağrılarında öncelikli kapsamına alınmalıdır.

- Araştırmaların daha geniş olarak fonlanması temin edilmelidir.

- Marmara Denizi'ne özel çalıştaylar düzenlenmeli, akademisyen ve öğrencilerin düzenli bir araya gelmesine imkan verilmelidir.

- Araştırmalarda kullanılan gemilerin oldukça eski oluşu sebebiyle, Deniz Araştırmaları ile ilgili gemi ve alt yapıları desteklenmelidir.

- Deniz Bilim yüksek lisans ve doktora eğitimi, farkındalık/topluma hizmet çalışmaları ve uluslarasılaşmayı da içeren bütünleşik bir Deniz Bilim Yükseköğretim Stratejisi ile Türkiye denizlerinin sağlıklı, dayanıklı ve mavi ekonomik kalkınmayı da destekleyici bir işlevi olması sağlanmalıdır.

- Hem sağlıklı bir Marmara'ya ulaşmak için yeni nesil akademisyenleri yetiştirmek, hem de mavi ekonomiye geçişi desteklemek için gereken profesyonel insan ihtiyacı, yüksek lisans, doktora post-doktora eğitimini destekleyici politikaların geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası değişim programlarının öğrenci ve akademisyenlikte desteklenmesi yoluyla karşılanmalıdır.

- Küresel ısınmanın önümüzdeki yıllarda daha fazla olacağı göz önüne alınarak model, tahminler ve senaryolara göre diğer bütün faaliyetler hakkında önlemler özel tedbirler alınmalıdır.

- Denizlerimizin korunması konusunda okullarda farkındalık çalışmaları ve vatandaşı bilgilendirme çalışmalarını yapan üniversitelerimizin sayıları arttırılmalıdır.

- Marmara'ya komşu belediyeler daha fazla sorumluluk üstlenmeli, özellikle arıtma ve atık konusunda yeni düzenlemeleri ve denetlemeleri devreye sokmalıdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!