Kontrolü tamamen Türkiye'de

Güncelleme Tarihi:

Kontrolü tamamen Türkiyede
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2019 08:00

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Rusya’dan teslimatına başlanan S-400 savunma sistemiyle ilgili olarak “Kontrolü tamamen bize aittir. Silahlı Kuvvetlerimiz tamamen bu kontrolü elinde tutacaktır. Biz, S-400’lerle barışı ve kendi milli güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz” dedi. Gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri, bazı yazar ve akademisyenlerle dün İstanbul Vahdettin Köşkü’nde bir araya gelen Erdoğan özetle şu mesajları verdi:

Haberin Devamı

TARİHİMİZİN EN ÖNEMLİ ANLAŞMASI

 Türkiye F-35 parçalarının üretimi dahil proje ortağı. F-35 ile S-400’ün bir arada kullanılması için bir strateji var mı?

S-400 bir hava savunma sistemidir. F-35 bir taarruz silahıdır. Biz oradaki 9 ortak ülkeden biriyiz. Hatta üretimine katılan ülkeyiz. S-400 farklı, F-35 farklı. Biz burada ödemelerimizi en sağlıklı şekilde yapan ülkeyiz. 1.4 milyar dolar şu ana kadar ödeme yaptık. Şu anda ben Başkan Sayın Trump’ın altındakilerle vesaire aynı düşüncede olduğuna inanmıyorum. Bunu da en son Osaka’da tüm dünya basınının önünde çok açık, net söyledi. Bunun dışında da herhangi bir şeyi tespit etmiş değiliz. Temenni ederim ki F-35 konusunda farklı bir istikamette gelişme olmaz. Şimdi zaman zaman bazı yaptırımlardan filan bahsediliyor. Bu konuda da Sayın Trump’tan aldığım izlenimlerden de hareketle söylüyorum, böyle bir durumu, mesela CAATSA ile ilgili imzayı Trump 2017’de attı. CAATSA’nın kapsamı içinde Türkiye yok. İçinde F-35’le ilgili de bir şey söz konusu değil. Onun için bu oyunlara gelmeden, biz devletlerarası ciddiyetle adımımızı atıyoruz. Ben bir sıkıntı doğacağına inanmıyorum. Yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz.

Haberin Devamı

Amerikan yönetimi ile son birkaç gün içinde temas oldu mu? ABD’den haftaya bir heyet gelecek. Heyetle Fırat’ın doğusu dahil bu meseleler görüşülecek mi? Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bölge tezi bir kez daha dile getirilecek mi?

Konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanımız, Amerikan Savunma Bakan Vekili ile görüştü. Önümüzdeki hafta bir heyet gönderecekler. Muhataplarıyla burada görüşmeleri yapacaklar. Bu arada gerek Sayın Bulton’la İbrahim Bey (Kalın) gerekse bu arada gelişme ile birlikte Sayın Trump’la da bir görüşme söz konusu olabilir.

S-400’lerde atılacak füzeler de Rusya’dan mı gelecek, burada mı üretilecek? Ayrıca, aktive edildiğinde Ruslar onu görecek mi? Sadece Türkiye’nin kontrolünde mi olacak, yoksa Ruslar da görecek mi? 

Rusya ile bağlantılı olan konularda biz bütün hassasiyetlerimizi kendileriyle konuştuk. Anlaşmalar hassasiyetler içerisinde yapıldı. Süreklilik tabii ki olacak. Çünkü, burada ortak üretim dediğimiz olayın altında ne yatıyor? Bu yatıyor. Sayın Putin’le yaptığım görüşmelerde hep ortak üretim üzerinde hassasiyetle durduk. Hatta hatta belki biz bu sürecin arkasından S-500 olayını da yine Rusya ile yapma durumu söz konusu. Çok daha ileri süreci düşünmek durumundayız. Zira etrafımızda bizler için tehdit oluşturan bazı ülkeler varsa, bizler de tedbirimizi almak durumundayız. 

Haberin Devamı

S-400’lerin yazılımı ile ilgili durum nedir? Bir gün Rusya ile muhtemel sorunda bu savunma sistemini Rusya’ya karşı da kullanabilecek miyiz?

Kontrolü tamamen bize aittir. Silahlı Kuvvetlerimiz tamamen bu kontrolü elinde tutacaktır. Yazılım konuları filan bunların hepsi de ortak üretimle ilgili süreçtir. O süreçte bu adımlar atılacaktır. 100 kadar arkadaşımızı oraya gönderdik. Eğitimlerini aldılar. Kendileri de eğitmen oldular. Onlar da burada ekip yetiştirecekler.  

S-400 konusunun iç siyaset meselesi haline getirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İki özel kavramım var, milli-yerli... Bu ülkede milli, yerli duruş sergileyenler var. Ama bu millikten ve yerlilikten de uzak olanlar var. Gazi’nin (Atatürk) geçmişte söylediği gibi, bunlar ihanet şebekeleridir. Bunların ismi Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin’dir. Ama haindir. Ben inanıyorum ki tarihimizin en önemli anlaşması, S-400 anlaşmasıdır. Çünkü bu, bir pazar olma mantığı değildir. Aynı zamanda ortak olma ve üretime beraber geçme sürecidir.

Haberin Devamı

SAVUNMADA EN GÜÇLÜ ADIM OLACAK

18 yıl önce savunma sanayiinde yerli üretimin payı yüzde 20 iken bugün yüzde 70’e dayandık. Bunu da yeterli bulmadık. Diyoruz ki bu savunma hattımızı çok daha güçlü hale getirelim. S-400, savunmadaki en güçlü adımımız olacak.

S-400’lerle birlikte Türkiye düşmana korku verecektir. Füzelerle ilgili de basında rivayetler var ‘S-400’ler bunu vurur, şunu vuramaz’ gibi. S-400’ün vuramadığı yoktur. Uçak, bina... Eğer karşı taraf bize karşı uçak kullanma, füze kullanma niyetinde değillerse onlar için tehdit olması söz konusu değil. Bu arada Rusya’nın yanı sıra Fransa ile İtalya ile de birçok anlaşmalarımız var. İtalya ile de Fransa işi ağırdan alıyorlar. İngilizlerle savaş uçağı konusunda attığımız adım var. Onlar da işi ağırdan alıyor. Biz savunma sanayiinde kendimize yeter hale geleceğiz. Kimseye dikleşmeye merakımız yok. Ama ülkemizin itibarına da gölge düşürmeyiz.

Haberin Devamı

KIBRIS’TA GERGİNLİK

Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge konusu...

Yavuz ve Barbaros orada. Bütün Deniz, Hava Kuvvetlerimizle, İHA ve SİHA’larla bu adımı atıyoruz. Orada koparılan kıyametler bizi ilgilendirmiyor. Kuzey Kıbrıs’ta bizim soydaşlarımız var. Burada 3 tane garantör ülke var. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere... Biz de garantör ülke olarak söz söyleme hakkına sahibiz. Bir de Avrupa Birliği bu süreçte yer almış ama maalesef üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiştir. BM de yerine getirmemiştir. Avrupa Birliği yaptırım uygulayacakmış. Ne ise yaptırımın, yap. Siz bir defa Kuzey Kıbrıs’taki Türkler’in haklarını savunmadınız, verdiğiniz sözleri de yerine getirmediniz. Siz tek taraflı hareket ederken biz eyvallah mı edeceğiz? Buradaki duruşumuz da diktir, sonuna kadar bunu koruyacağız.”

Haberin Devamı

NATO’YA GÜÇ KATAR

S-400’ü almamız NATO’nun geleceğini nasıl etkileyecek?

NATO’yu aslında güçlü etkiler. NATO’nun bundan memnun olması lazım. Bugüne kadar NATO’nun en güçlü ayağı eğer 3-5 ülke varsa bunun biri Türkiye’dir. ABD’den sonra diyebilirim ki iki veya üçüncü sırada en sağlıklı ödeme yapan ülke de Türkiye’dir. Avrupa’nın meşhur zenginleri bizim gibi ödeme yapmıyor. S-400’ler, savunma noktasında da güçlü olmamız kime güç katar? Aynı zamanda NATO’ya güç katacaktır.

ORTA YOLU BULMASI GEREKEN TRUMP’TIR 

S-400 sürecinde Trump’la, ABD ile bir orta yol bulunabilir mi? Nasıl alternatifler üretilebilir?

Orta yolun en önemlisi F-35. Ortağız ya... 9 ülke var, biri biziz. 1.4 milyar dolar da ödeme yaptık. Taksitlerimizde hiç aksama olmadı. Biz bu konularda dürüst tüccarız. Siz illa bizim S-400 almamamızı istiyorsanız, biz alternatifli çalışmak istiyoruz. Verin bize Patriot... Sizden de Patriot alalım. O da olsun, o da olsun bizde. Çünkü elimizde alternatiflerimizin olması lazım. Bunun karşısında bize alternatif getirmiyorlar. Türkiye uçak alımında ABD ve İngiltere’nin ardından 3’üncü sırada bulunuyor. Biz F-35’te plana sadık kaldık. Karşımızdakilerin de aynı sadakati göstermesi gerekir.

Şimdi özellikle bu CAATSA’yı önümüze sürüyorlar. Başkan Trump’ın CAATSA yaptırımlarından feragat etme ya da erteleme yetkisi var. Tablo böyle olduğuna göre zaten orta yolu bulması gereken Sayın Trump’ın kendisidir. Biz beraber dostça oturduğumuz zaman o sözlerinde açık ve net, ben de öyleyim. Bunu kendisi de söylüyor. Dolayısıyla kapsamlı bir savunma işbirliğini de yapabiliriz. Buna da Trump bugüne kadar hep olumlu baktı. 100 milyar dolarlık ticaret hacmini konuşurken biz bu dedikodularla mı uğraşacağız? Üstelik biz stratejik ortağız. Ortaklığın gereğini yapalım. Orta yol bu.

Güney Kıbrıs Rum kesimine silah ambargosunu kaldırmayı öngören yasa ABD’de onaylandı. Bu öneriyi getiren de Türkiye’ye F-35’lerle ilgili kısıtlama öneren senatördü. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu zat, Türkiye düşmanı olan bir zattır. Böyle bir zatın senatoya getirmiş olduğu bu teklif Türkiye ile ABD ilişkilerini adeta bozmaya yönelik hesapsız bir tekliftir. Ben inanıyorum ki Sayın Trump bu oyuna gelmeyecektir. Bu oyunu da bozması gereken Trump’ın buradaki taktikleri olacaktır. Bozması gerekir diye düşünüyorum.

Bir senatörün yaklaşımları ABD-Türkiye ilişkilerini asla bozmamalı.

TÜRKİYE’YE NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ VERİLMELİ

Suriye başta olmak üzere bölgedeki çatışmalar ve krizlerden kaçan 4.5 milyona yakın insanın Türkiye’de sükunetle barındırılıyor olması dahi başlı başına bir başarı. Aslında Türkiye’ye tamamen kendi fedakarlığı ile yürüttüğü bu sığınmacı politikası sebebiyle Nobel Barış Ödülü verilmesi gerekir. Biz bu gayretleri, herhangi bir karşılık beklediğimiz için değil sadece insanlığımız ve kültürümüz gereği ortaya koyduk, aynı şekilde devam edeceğiz. Dünyada bunun bir başka örneği yok. ‘Nobel’ dediğiniz zaman ‘adalet’ diyorlar. Türkiye’den başka bunu dünyada yapan bir başka ülke var mı? Yok. (İdlib) Rejimin daha önce Halep, Hama, Dera gibi yerlerde yaptığı katliamların, İdlib’de de tekrarlanmasının önüne geçmek için Rusya ve İran ile üçlü bir mekanizma oluşturduk. Sahada Rusya ile yoğun işbirliği halinde İdlib’deki durumu stabil hale getirdik. Her ne kadar rejim sürekli ateşkesi ihlal ediyor olsa da İdlib’in güvenliğini sağlama konusunda Rusya ile anlayış birliğini koruyoruz.

FETÖ İLE MÜCADELENİN BİTTİĞİ KANAATİNDE DEĞİLİZ

15 Temmuz konusunda hala bizi anlamak istemeyenler var. Çok yakın bazı dostlar bile bakıyorsunuz, ‘İşte bunların üzerine bu şekilde gitmek doğru mudur, değil midir?’ diyenler oluyor. Benim 251 şehidim ve 2 bin 193 gazim var. Onlara hesabı nasıl veririz? Buranın da tek muhatabı yargıdır. Yargı, bu değerlendirmelerini yapıp, ilk derecesinde de zaten kararlar verilmeye başlandı, veriliyor. Ama FETÖ ile mücadelede biz bu işin bittiği kanaatinde değiliz. Zaten olmadık. Çünkü adeta metastaz yapmış bir kanser mikrobu gibi. Bunun kesinlikle kesilip alınması lazım. Bununla ilgili de gün geçmiyor ki, televizyonlarda ‘Şu kadar FETÖ’cü gözaltına alındı. Şu kadarı tutuklandı’ haberleri dönüyor. Devam ediyor, devam edecek. Demek ki, himmet toplantıları devam ediyor ki, bunlar yakalanıyor. Bu toplantılar olmasa, bunlar yakalanmaz. Yakalandıklarına göre, rahat durmuyorlar. Hala çalışıyorlar. Dolayısıyla bizim de devlet olarak bunlar üzerindeki çalışmalarımızı, Emniyet Teşkilatı, Silahlı Kuvvetlerimiz, bütün bakanlıklar, hepsi kararlılıkla bunu devam ettireceğiz. Tabii, bunların arkasında hangi güçlerin olduğunu da sizler de tahmin ediyorsunuz. Çünkü, biz her ülkeden bunları istiyoruz. Başta Amerika olmak üzere ‘Bunları verin’ diyoruz. Tabii, bizi anlamak istemiyorlar.

Kontrolü tamamen Türkiyede

Erdoğan toplantıda S-400 tanıtım filminin gösterilmesinin ardından konuştu. Toplantıya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı.

SAVAŞ DEĞİL BARIŞ VE GÜVENLİK AMAÇLI

Ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi tedarikinin tamamen kendi toprakları içinde ve bölgesinde barışı koruma amaçlı olduğunu göstermektedir. Biz, S-400’leri alarak savaşa hazırlanmıyoruz. Barışı ve kendi milli güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz. Savunma sanayimizi geliştirmeye yönelik diğer tüm atılımlarımızın da amacı budur. Bir şairimizin dediği gibi ‘Bu mesel ile bulur cümle düvel fevzü fela, hazır ol cenge eğer ister isen sulhü sela.’ Evet bizim tüm hazırlıklarımızın gayesi şu anda barışı korumaktır.

Tüm dünyanın göz bebeği bir coğrafyanın tam kalbinde bulunuyoruz. Kıyıdaki, köşedeki ülkelere yapılanlar şayet siyasi, ekonomik, askeri olarak yeteri kadar güçlü olmazsak, bizim başımıza geleceklerin küçük bir örneğidir.

(Genel yayın yönetmenlerine) Sizlerden S-400 meselesini de, diğer milli güvenlik önceliklerimizi de bu anlayışla değerlendirmenizi ve özellikle halkımızı bu noktada bilinçlendirmeye aracı olmanızı istiyorum. Zira siyasette bile şu anda S-400 konusunda maalesef adeta Amerika’nın temsilcileri gibi gayret edenler var. Onları savunanlar var. Bu şekilde parlamentomuzun içerisinde hangi düşünceler nasıl tezahür ediyor, hepsi ortada. Bu keyfi değildir, zorunluluktur. İnşallah 2020’nin nisan ayına kadar tamamıyla bu işi bitirmiş olacağız ve çok daha öz güvenle yolumuza devam edeceğiz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!