Prof. Dr. Naci Görür'den Hürriyet'e özel açıklamalar: Deprem siyaset üstü bir mesele

Güncelleme Tarihi:

Prof. Dr. Naci Görürden Hürriyete özel açıklamalar: Deprem siyaset üstü bir mesele
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2024 07:00

Çifte felaketin yıldönümünde Adıyaman ve Malatya’daydım. Deprem uzmanı Naci Görür’le aynı uçakta yolculuk ettik. Yol boyu ben sordum, Naci Hoca cevapladı. Çok şey söyledi ama bence en önemlisi şuydu: “Siyaseten ve toplumsal olarak zihniyet değiştirmediğimiz sürece acının adresi değişir, yaşanılan acılar değişmez.”

Haberin Devamı

1. Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerin birinci yıldönümünde Adıyaman ve Malatya’daydım. 11 ili etkileyen ve 53 binden fazla insanımızı hayattan koparan depremler olmadan 3 gün önce, “Doğu Anadolu Fay Hattı’nın Çelikhan- Erkenek- Maraş kesiminden endişe ediyoruz…” diyerek sosyal medya hesabından uyaran, Türkiye’nin en önemli biliminsanlarından Prof. Dr. Naci Görür ile aynı uçaktaydık. Yol boyunca ben sordum, o cevapladı. Çok şey söyledi ama bence en önemlisi şuydu: “Siyaseten ve toplumsal olarak zihniyet değiştirmediğimiz sürece acının adresi değişir, yaşanılan acılar değişmez.”

SESİMİ DUYAN YOK

* Kahramanmaraş merkezli depremlerden önce, hatta 1999 depremlerinden bugüne… Hep uyardınız. Bunca uyarıya rağmen kaybımız neden bu kadar fazla?
Çünkü bizi dinleyen, sesimizi duyan yok! Tüm uyarılar yapılmasına rağmen ne merkezi ne yerel yönetimler yeterince önlem aldı ne de halkımız bu işi ciddiye alıp, talepte bulundu. İşte bu sebeple düşündüğümüzden fazla kayıp verdik. Oysa bilgi toplumlarında bu ve benzeri büyüklükte depremler genelde daha az hasarla atlatılır. Örneğin, bir ay önce Japonya’da 7.6’lık bir deprem oldu. Kaç kişi öldü? Yaklaşık 200. Biz kaç kişiyi kaybettik? 60 bine yakın.

Prof. Dr. Naci Görürden Hürriyete özel açıklamalar: Deprem siyaset üstü bir mesele


Haberin Devamı

ZİHNİYET DEĞİŞMEDİ

Allah Japonları daha mı çok seviyor da az can aldı? Japonya gibi bilgi toplumları depremi anlayınca, teknolojinin de gelişmesi ile hemen önlemini almış, yöreye göre şehir planlaması ve yöreye göre ev inşa etmiş. Ama biz, Türk milleti olarak 21. yüzyılda bunu hâlâ idrak edememişiz. Problem bu. ‘Ama hocam bizim yaşadığımız farklı bir felaketti, deprem alttan bir vurdu ki…’ demek, ‘Kader böyleymiş’ demek kendimizi kandırmaktır. İyi- kötü tartışırız ama Allah razı olsun, deprem stratejisi, ilk kez AK Parti hükümeti zamanında, 2011 Van depremi sonrası, Kentsel Dönüşüm Yasası ile değişti. Ondan önce strateji, ‘Hele bir olsun, kalan kalsın da çizmeleri giyer sonrasına bakarız’dı. Gerçi yasaya ve bunca acılara rağmen zihniyetin değiştiğini söylemek hâlâ pek mümkün değil.

Haberin Devamı

BANA BİR ŞEY OLMAZ DEME

Çok bağırdım, hep bağırıyorum ama istenilen ölçüde aktif çalışma hâlâ yok! Oysa depremle yaşamak ancak güvenli yapılar ve de partiler üstü siyasetle mümkündür. Hayat-memat meselesidir. Halkımız da artık ‘Bana bir şey olmaz’ demesin. Sana bal gibi de bir şey olur.

2. ÇALAKALEM EV YAPILMAZ

* 11 ili etkileyen depremlerin ardından bölgede başlayan çalışmalar doğru ve yeterli mi?

Maalesef tüm çalışmaların doğru ve yeterli olduğunu söyleyemem. Bölgede yaşayanları depreme karşı bilinçlendirmek, daha güçlü yapılar inşa etmek ve bu yapıları fay hattı üzerinden ziyade zemini daha güçlü bölgelerde yapmak üzerine değil de yine ‘Kısa zamanda gereğini yaparız’ mantığıyla yola çıktık. Yanlış anlaşılmasın depremzedeyi aç, susuz, evsiz bırakmamak çok ulvidir ama Adıyaman’dan Hatay ve hatta Bingöl- Karlıova’ya kadar Malatya- Elâzığ üzerinden giden hattın levha sınırı olduğu gerçeğini atladık.

Haberin Devamı

* Nedir o gerçek? Açar mısınız?

Dünya’nın yüzeyi birbirine geçen parçalardan oluşmakta. Bunlara levha denir ve bu levhalar hareket ettikçe sınırlarında depremler olur. Bingöl Karlıova’dan Hatay’a kadar, Türkiye sınırlarını konuşacak olursak 600 km. levha sınırıdır. Arap-Anadolu-güneyde de Afrika levhası. Bu levhaların arasından geçen sınıra Doğu Anadolu Fayı diyoruz. Bu faylar da kafalarına göre deprem üretmez. Yedi ve üzeri için belirli miktarda kuvvet veya stres birikmesi lazım. İşte biliminsanları ne zaman burada yeterli stres birikeceği ve deprem olacağını öngörebilir. Gel gör ki uyarılarımız siyasilerin bir kulağından girdi, ötekinden çıktı. Halk desen hiç umursamadı. Bu bölgelerin deprem üretmeye devam edeceği ise bir gerçek. Burası levha sınırı olduğuna göre burada öyle çalakalem yapılaşmaya gitmek doğru değildir. Burası özel bir bölgedir. Özel bölgelerde kentleşme de özel olur.

Haberin Devamı

YAP-SATÇI ZİHNİYETLE OLMAZ

* Örneğin...

O bölgede kullanacağın mimari planlama farklı olur. Mesela, 3-4 kata izin verilir veya perde beton ya da çelik ile yapılar yap dersin, yapıya deprem izolatörü konulmasını zorunlu tutarsın. Yani ‘yap-sat’çı müteahhitlere verip, işi alelacele yaptırmak olmaz. Olursa ne olur? Belli süre için problemi çözersin ama gelecek nesillere aynı sorunu havale edersin. 100 yıl sonra yine aynı felaketi yaşarsın. Bana hep ‘Ne zaman olacak?’ diye soruluyor. Bir kere bu ne zaman sorusunu bırakacağız, belki yarın belki yarından da yakın… Zamanı ile uğraşmak yerine probleme odaklanmalı.

3. MARMARA’DA İLLAKİ BİR DEPREM OLACAK

* Marmara için uyarınız ne?

Haberin Devamı

Bugün mü yarın mı bilemeyiz ama deprem illaki olacak. Marmara Denizi’nin oluşum nedeni Kuzey Anadolu fayı bir kere. İstanbul tarihine bakarsanız depremleri ve yıkımları görürsünüz. Rastgele deprem olmaz. Belli bir stres birikmesi lazım. Kuzey Anadolu fayı özelinde bu, ortalama 250 yıla tekabül ediyor. 3 nesil demek. Yani arada hiç deprem görmeyen kuşaklar var. Biz şanssız nesiliz. Bir yandan şanslıyız, bilim ve teknoloji gelişti. Eğer bu imkânlarla İstanbul’u depreme hazırlarsak büyük depremi minimum hasar ile atlatırız.

* Peki ama nasıl?

Bir kenti karakterize eden 6 bileşen vardır: Yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem- çevre, ekonomi.

Bu 6 bileşeni deprem dirençli yaparsak sorun çözülür. Önlem alırsan İstanbul, aslan gibi bekler depremi. Ben de korkuyorum ama silkelenip ayağa kalkmak lazım. Korkmak çare değil.

'UMUT KENT'TE GENÇLERLE BULUŞMA

Prof. Dr. Naci Görür, Koç Holding ve topluluk şirketlerinin AFAD koordinasyonunda hayata geçirdiği Adıyaman Umut Kent’te, SKYÇD tarafından koordine edilen Gelecek Hayalim Merkezi’nde gençlerle buluştu.

Prof. Dr. Naci Görürden Hürriyete özel açıklamalar: Deprem siyaset üstü bir mesele


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!