Eyvah, kahve türlerinin nesli tükeniyor! Suçlu kim? (Biz)

Güncelleme Tarihi:

Eyvah, kahve türlerinin nesli tükeniyor Suçlu kim (Biz)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 25, 2021 13:51

Eğer bu haberi elinizde mis gibi kokan bir fincan kahve eşliğinde okuyorsanız, içeceğinizden güzel bir yudum daha alın ve fırsatınız varken kahvenizin tadını doyasıya çıkarın çünkü böyle giderse yakın zamanda bu eşsiz tada veda etmek zorunda kalabiliriz.

Haberin Devamı

İklim değişikliği, artan sıcaklıklar ve ormanların yok olması şu anki hızda devam ederse, kahve türlerinin çoğu 10 ila 20 yıl içinde yok olabilir. Yapılan araştırmalar vahşi doğada bulunan kahve türlerinin yüzde 60'ının neslinin tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olabileceğini söylüyor.

Londra’da bulunan ve dünyanın en büyük botanik ve mikolojik koleksiyonlarını barındıran Kew Bahçeleri'ndeki araştırmacılar da iklim değişikliği, ormanların gittikçe azalması, kuraklık ve bitki hastalıkları gibi nedenlerin kahvenin geleceğini riske attığı konusunda uyarıyor.

BAZI KAHVE TÜRLERİNİN 10 İLA 20 YIL İÇİNDE NESLİ TÜKENEBİLİR

Kew bünyesinde görev yapan kıdemli kahve araştırmacısı Aaron P. Davis, "Kahvenin hayatta kalması için bir orman ekosistemi gerekir” dedi ve ekledi: "Dünyada ormanların sayısı gittikçe azalırken yabani kahve türleri de bundan endişe verici oranda etkileniyor."

Haberin Devamı

Davis, kahve ağaçlarının çok özel doğal habitatlarda büyüdüğünü belirterek, iklim değişikliği nedeniyle yaşanan aşırı sıcaklıklar ve artan yağışların, kahvenin bir zamanlar yetiştiği yerlerde büyümesini imkansız hale getirebileceği konusunda duyduğu endişeyi dile getirdi.

Davis, insanlığın neden olduğu tüm bu tehditler göz önüne alındığında, bazı kahve türlerinin neslinin özellikle iklim değişikliğinin etkisiyle 10 ila 20 yıl içinde tükenebileceği konusunda uyardı.

KAHVENİN KALİTESİ DÜŞEBİLİR, FİYATI ARTABİLİR

David ve ekibinin Etiyopyalı bilim insanlarıyla birlikte yürüttüğü ve sonuçları Science Advances dergisinde yayımlanan bir çalışma, hükümetler ve ticari üreticilerinin bu kahve türlerini koruma çalışmalarını artırmadıkça ve daha fazla tohum stoklamadıkça daha az kahve mahsulü elde edileceğini gösterdi. Daha az kahve mahsulü de içtiğimiz her fincan kahvenin daha pahalıya mal olacağı ve tadının kötüleşeceği anlamına geliyor.

Eyvah, kahve türlerinin nesli tükeniyor Suçlu kim (Biz)

124 TÜR KAHVE BİTKİSİNİN YÜZDE 60'I TÜKENMEK ÜZERE

Haberin Devamı

Söz konusu araştırmada bilim insanları vahşi doğada yetişen 124 kahve türünü analiz etti ve 75 türün neslinin tükenme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu buldu.

124 türün yaklaşık 35'i, koruma altında olmayan alanlarda büyüyor. 13'ü kritik tehlike altında, 40'ı tehlike altında ve 22'si savunmasız olarak sınıflandırıldı. Araştırmacılar uzun vadede dünyanın kahve üretiminin geleceğini korumak için vahşi türlere ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Araştırmanın baş yazarlarından olan Davis, genel olarak, tüm kahve türlerinde yok olma riskinin çok yüksek olduğunu, (neredeyse yüzde 60) bunun bitkiler için normal tükenme riski seviyelerinin çok üzerinde olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Davis, "Eğer vahşi kahve yetişmeseydi bugün dünyada bu kadar çok kahve içiyor olamazdık. Tarihte kahve üretimine baktığınızda kahve mahsulü için vahşi kahveyi kullandığımızı görürsünüz" dedi.

Çalışmanın yazarlarından biri olan Eimear Nic Lughadha ise yaptığı açıklamada, değerlendirilen kahve türlerinden bazılarının 100 yıldan daha uzun süredir vahşi doğada görülmediğini ve bazılarının soyu tükenmiş olabileceğini söyledi. (Dünyadaki kahve türlerinin yüzde 28'i koruma alanları dışında yetişiyor ve ancak yarısı tohum bankalarında korunuyor.)

Eyvah, kahve türlerinin nesli tükeniyor Suçlu kim (Biz)

Dünyada her gün 2 milyardan fincandan fazla kahve tüketiliyor. Kahvenin 100'den farklı türü doğal olarak ormanlarda yetişiyor ancak bizim tükettiğimiz kahveler bunlardan sadece ikisi...

Haberin Devamı

Küresel ticaret, her ikisi de nesli tükenmekte olan yabani türler arasında listelenen Arabica ve Robusta'ya dayanıyor. Ancak tüketim için kullanılmayan ve daha az yaygın olan kahve türlerinin korunması ve muhafazası, istikrar ve çeşitlilik sağladığı için hayati önem taşıyor. Üstelik bunlar bazı mahsullerde görülen hastalıklara karşı genetik bir panzehir görevi görebilir. Bu nedenle bilim insanları vahşi olarak yetişen kahve türlerinde yaşanan kayıpların endişe verici olduğunu düşünüyor.

Vahşi Arabica kahvesi, kahve tarlaları için tohum olarak kullanılıyor ve kendi başına da ekilebiliyor. Etiyopya ve Güney Sudan'da doğal olarak yetişen Arabica, milyarlarca dolarlık endüstrinin yüzde 60'ını oluştururken, Robusta 40'ını oluşturuyor.

Haberin Devamı

Eyvah, kahve türlerinin nesli tükeniyor Suçlu kim (Biz)

Tükettiğimiz kahveler sadece Arabica veya Robusta'dan ya da bunların ikisinin karışımından elde ediliyor. Çekirdek türü ve üzerinde yetiştirildiği yükseklik kahvenin tadını belirliyor. Arabica, daha tatlı ve hafif bir tada sahip olduğu için dünyada en yaygın olan ve aranan çekirdek türü. Robusta ise Arabica’ya göre daha düşük kaliteli kabul ediliyor çünkü keskin bir tadı var ve daha acı.

Global Change Biology dergisinde yayımlanan başka bir çalışma da Arabica kahvesinin, iklim değişikliği göz önünde bulundurularak resmi olarak tehdit altındaki listeye girdiğini ortaya koydu. Afrika'nın en büyük kahve üreticisi olan Etiyopya'da, Arabica kahvesinin doğal nüfusu 2080’e kadar yüzde 85 oranında düşebilir ve kahve tarımı için kullanılan arazinin yüzde 60'ı yüzyılın sonunda yok olabilir. Yerel kahve endüstrisinin 15 milyon kadar insanı istihdam ettiği ülke için bu çok büyük bir kayıp anlamına geliyor.

Eyvah, kahve türlerinin nesli tükeniyor Suçlu kim (Biz)

ÜÇTE BİRİ KORUMA ALANLARININ DIŞINDA

Bu çalışmada araştırmacılar, Etiyopya'daki 40 yıllık iklim verilerini inceledi ve vahşi Arabica'nın üçte birinin koruma altındaki alanların dışında yetiştirildiğini buldu. Diğer bitkilerle karşılaştırıldığında bu türü canlı tutmanın daha zor ve daha pahalı olduğu da bir gerçek. Bu nedenle, kahvenin doğal ortamını korumaya odaklanmak çok önemli. Ancak çalışma, mevcut koruma çabalarının bile türleri korumak için yeterli olmadığını gösteriyor.

Davis, "Yapılması gereken ilk şey, onları vahşi doğada korumak, bu nedenle korunan alanların yönetimini iyileştirmemiz gerekiyor. Ayrıca yeni korunan alanlar belirlememiz gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

"Bir kahve içicisi olarak kısa vadede endişelenmenize gerek yok" diyen Davis şöyle devam ediyor: "Söylediğimiz, uzun vadede bu temel kaynakları korumak için şimdi harekete geçmezsek kahve çiftçiliği için çok parlak bir geleceğimiz olmayacağıdır."

Kahve Uzmanı Yunus Çakmak ve ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Moleküler Bitki Besleme Laboratuvarı’nda görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Seçkin Eroğlu’na tüm dünyayı endişelendiren bu durumla ilgili sorularımızı yönelttik.

Bir kahve uzmanı olarak bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yunus Çakmak, “İklim değişikliği sadece kahveyi değil dünyada buğdaydan pamuğa varana kadar her şey etkileyen bir şeydir. Dünyadaki en gözde iki ürün petrol ve kahvedir. Ancak şunu açıkça söylemek gerekir ki dünyanın kahvenin soyunun tükenmesi tehlikesi ile karşı karşıya olması düşünülemez” diyor ve nesli tükenen hayvanlar nasıl koruma altına alınıyorsa, belirli kahve türlerinin de koruma altına alınabileceğini söylüyor.

Peki nasıl yapılabilir?

Çakmak, bu konudaki fikrini şöyle ifade ediyor.

“Çok belirgin tatlara sahip olan çekirdek cinslerini korumaya almak gerekecek. Çünkü sürekli yeni tatlar çıkıyor ancak belirgin tatlara sahip çıkmak sektörde önem arz ediyor. Dünyada yeni yetiştirme metotları keşfediliyor. Daha dar alanlarda büyük üretimi hedefleyen ürünler çıkıyor. Bu yeni metotların kahve için de uygulanabileceğini ve hibrit tohumların (aynı tür bitkinin iki farklı çeşidinin çaprazlanması sonucu elde edilen tohum) çıkacağını düşünüyorum.

Kahve ağaçları gerçekten tehlikede mi?

1900’lü yılların başında kahve ağaçlarında ‘kahve pası’ diye bir hastalık görüldüğünü hatırlatan Yunus Çakmak, “Dünyadaki kahve türlerinin yüzde 90’ı tehlikeye girdi. Zor dönemler yaşansa da ilacı bulundu ve kahve çeşitlerinin yok olma tehlikesi ortadan kaldırıldı. Dünyada dönem dönem kahve ağaçları için bu tarz sorunlar karşımıza çıkacaktır” diyor ve üreticinin hiçbir zaman iyi kahvenin yok olmasına izin vermeyeceğini umuyor.

Daha az kahve mahsulü, kahve fincanlarının daha pahalıya mal olacağı ve tadının daha kötü hale geleceği anlamına mı geliyor? Kahvenin azalması tadının da bozulmasına neden olur mu?

Çakmak, yakın zamanda nitelikli kahvenin lüks bir içecek olacağını, bu sebeple fiyatının artmasının da muhtemel olduğunu söylüyor. “Öte yandan zaten kahve azalırsa fiyatı da artacaktır. Ancak kahvenin azalmasının tadının bozulmasına neden olabileceğini düşünmüyorum. Mesela benim elimde 10 çeşit kahve varsa 7 tanesini en iyi şekilde muhafaza ederim. Tarla sahipleri de aynı böyle yapacaklardır” diyor ve ekliyor.

“Mesela dünyada en bilinen kahve çekirdekleri Arabica ve Robusta’dır. Bunların dışında da pek çok tür vardır ancak para kazanmak için ağırlıklı olarak bu iki çeşide yatırım yapılıyor. Her zaman da çiftçinin en büyük hedefi bu iki türü korumak olacaktır. Nitelikli kahveciler olarak bizim de hedefimiz kaliteli kahveleri ve yeni yöntemleri ayakta tutmaktır. Son olarak, dünyada kahve yetiştirme adına Çin’de büyük çalışmalar söz konusu. Ülkemizde de Antalya’da kahve yetiştirme denemeleri yapılıyor.”

Bu konuda Dr. Öğretim Üyesi Seçkin Eroğlu da aynı fikirde. Kahvenin geleceği ile ilgili bakın o neler söylüyor...

“Dünyada koşullar değiştikçe tarımsal bitkiler de ona göre ıslah edilmek zorundadır, bu ıslah işleminde de yabani akrabalardan yararlanılır. Bahsi geçen çalışma kahve bitkisinin yabani akrabalarının soylarının tükenme tehlikesi altında olduğunu gösteriyor. Eğer bu olursa o zaman bugünkü kahve bitkimizi ıslah etmek için olanaklarımız daralacaktır” diyen Eroğlu bu durumu bir örnekle açıklıyor:

“Diyelim ki havalar daha sıcak seyretmeye başladı. Bir ıslahçının yapacağı ilk şey ticari türle çiftleştireceği sıcağa karşı dayanıklı bir akraba aramak olur. Afrika’ya gider, yabani kahve bitkilerini toplar, hepsini sera ortamında sıcağa maruz bırakıp en dayanıklı olanı tespit eder. İşte bu araştırmada bahsedilen tehlike altında olan bu yabani türlerdir. Bunlar kaybolursa ticari türleri daha dayanıklı hale getirebilecek yabani türlerde bulunan genler de kaybolacaktır."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!