Koalisyonda sancılar artıyor

Güncelleme Tarihi:

Koalisyonda sancılar artıyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 29, 2016 15:58

Hiç şüphesiz her ülkede köklü partiler de politika sahnelerine yeni çıkan partiler de hedefledikleri politikaları hayata geçirebilmek için tek başına iktidar olmak ister.

Haberin Devamı

Bu, Almanya’da da böyledir.

Ama 23 Mayıs 1949 tarihinde Anayasa’nın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde seçmen hiçbir zaman hiçbir partiye tek başına iktidar olma imkanı da şansı da vermedi.
Almanya’da ‘kardeş partiler’ olarak bilinen Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU), 1957 yılındaki genel seçimlerde mutlak çoğunluğu elde ettikleri halde Almanya Partisi (DP) ile koalisyon hükümeti kurmuştur.
O seçimlerden bu yana ‘kardeş partiler’ de hiçbir zaman mutlak çoğunluğu elde edememiştir.
CDU/CSU yıllarca Hür Demokrat Parti (FDP) ortaklık etmiştir.
1966-1969 yılları arasında da ilk kez CDU/CSU ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) ‘büyük koalisyon hükümeti’ oluşturmuştur.
Liberaller olarak bilinen FDP, 1969-1982 yılları arasında SPD, 1982-1998 yılları arasında da CDU/CSU ile ortaklık etmiştir.
1998-2005 yılları arasında SPD-Yeşiller iktidarda kalmış, 2005-2009 yılları arasında da CDU/CSU ile SPD ikinci kez ‘büyük okalisyon hükümeti’ kurmuştur.
2013 yılından beri CDU/CSU ile SPD yeniden ortaklık etmektedir.

* * *

Haberin Devamı

Evet, iktidar ortaklığı hiçbir zaman ‘aşk evliliği’ değildir.
Bir yerde ‘mecburi evlilik’ gibidir.
Başka ‘çıkış yolu’ bulamadıkları için CDU/CSU ve SPD bir araya gelmiştir.
Zaman zaman bazı alanlarda görüş ayrılıkları yaşansa da genelde ortaklar sağduyulu davranıp bir ‘çıkış yolu’ bulmaktadır.
Ancak son dönemlerde ‘sığınmacı krizi’ yüzünden koalisyonda yaşanan sancılar artmaya başlamıştır.
Aynı zamanda CDU Genel Başkanı olan Başbakan Angela Merkel’in sığınmacılara Almanya’nın kapılarını açması, önce ‘kardeş parti’ CSU’yu rahatsız etmiştir.
Tabanın homurdanmaya başlaması üzerine CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer, Almanya’nın sığınmacılar için bir ‘üst sınır’ belirlemesini gündeme getirmiştir.
Her ne kadar Başbakan Merkel, bu yöndeki öneriye hiç sıcak bakmasa da, CDU ile CSU arasında bir ‘kardeş kavgası’ başlamıştır.
‘Küçük kardeş’ CSU daha da ileri gitmeyi kafaya koymuştur.
CSU’lu Bavyera Eyalet İçişleri Bakanı Joachim Hermann Avusturya gibi Almanya’nın da günlük sığınmacı kontenjanı saptamasını gündeme getirmiştir.
Hatta Almanya’ya geçmelerine izin verilecek sığınmacı sayısının günde 500-600’yü geçmemesini bile telaffuz etmiştir.

* * *

Haberin Devamı

İşte Almanya’da ‘kardeş kavgası’ devam ederken, devreye ‘diğer ortak’ SPD girdi.
Aynı zamanda SPD Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı olan Federal Ekonomi ve Enerji Bakanı Sigmar Gabriel, hem sığınmacıların uyumu hem de dar gelirli yerli halka destek için ‘yeni bir sosyal proje’ uygulamasını gündeme getirdi.
Gabriel, “Yerli halk ‘Onlara (sığınmaıclara) var da bize yok mu?’ diyor. Bu da toplumsal bütünlük duygusunun azalmasına yol açacaktır. Şayet CDU için dengeli bütçe toplumsal bütünlükten önemliyse, yaşanacak radikalleşmelerden onlar da sorumlu olacaklardır” diyerek tavır koydu.
Başbakan Angela Merkel, tezinde hâlâ ırsar ediyor.
‘Üst sınır’ önerisinin insani olmadığını söylüyor.
Tabi yasal olmadığını da.
Merkel, ‘yeni sosyal projeye’ gerek olmadığını da söylüyor.
Yani ortağa bir yerde “Saçmalama” diyor.
Ama koalisyonda sancılar da artıyor.
13 Mart’ta Baden-Württemberg, Rheinland-Pfalz ve Saksonya Anhalt’ta yapılacak Eyalet Parlemnotusu seçimlerinde CDU ile SPD’nin önemli ölçüde oy kaybına uğraması halinde bu sancıların daha da artacağı kesindir.
İşte o zaman Merkel’in işi daha da zorlaşacaktır.
Tabi Gabriel’in de...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!