‘Seçimi kazanmak istiyorum’

2001 yılında Hamburg İçişleri Bakanlığı yaptı.
2002-2004 yıllarında da SPD Genel Sekreterliği.
2007-2009 yılları arasında Federal Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı yaptı.
2011-2018 yıllarında da Hamburg Eyalet Başbakanlığı.
2017 yılındaki genel seçimlere SPD’nin başbakan adayı olarak katılan ve hezimete uğrayan dönemin Genel Başkanı Martin Schulz istifa edince, geçici olarak yerine geçti.
Ama koltuğa yapışıp kalmamak için aday olmadı ve birkaç ay sonraki olağanüstü kurultayda Andrea Nahles SPD Genel Başkanı seçildi.
2019 yılındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde SPD’nin büyük ölçüde oy kaybetmesi üzerine Nahles de istifa etti.
Olaf Scholz’a genel başkanlığa aday olması önerildi.
Ancak Federal Maliye Bakanı olarak çok zamana ihtiyacı olduğu için aday olmayacağını ilan etti.
Ama kısa bir süre sonra fikir değiştirip, Brandenburg Eyalet Parlamentosu milletvekili Klara Geywitz’le birlikte SPD Eş Başkanı adayı oldu.
SPD’li delegelerin oylarıyla ilk turu kazandılar da.
Ancak ikinci turda yarışı rakip adaylar Saskia Esken ile Norbert Walter-Borjans önde bitirip koltuğa oturdu.
O akşam birçok medya mensubu gibi ben de SPD Genel merkezi Willy Brandt Evi’ndeydim.
Olaf Scholz’un yüzünden düşen bin parçaydı.
Zamanla şansı açıldı ve yüzü de güldü.
Çünkü SPD’nin Eş Başkanları Esken ile Walter-Borjans 2021 yılındaki genel seçimler için Scholz’u başbakan adayı gösterdi.
Takvimler 10 Ağustos 2020’yi gösteriyordu.
O gün de Willy Brandt Evi’ndeydik.
Olaf Scholz’un yüzünde güller açmıştı.
Kürsüye çıkıp eş şaşkanlara teşekkür ettikten sonra, “Ben kazanmak istiyorum” dedi.
“Kendimize güveniyoruz, yüzde 20’nin çok üzerinde oy alacağız” dedi.
Yani Almanya’nın başbakanı olmak istiyordu.İçişleri Bakanı Hors Seehofer, Başbakan Angela Merkel, Maliye Bakanı Olaf Scholz, Ahmet Külahçı

 26 Eylül’de yapılacak genel seçimlere yaklaşık 7.5 ay kaldığı halde, diğer partiler daha başbakan adaylarını belirlemedi.
Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) başbakan adayını muhtemelen ilkbaharda ilan edecek.
Bu yarışı CDU’nun yeni Genel Başkanı olan Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Başbakanı Armin Laschet ile Bavyera Eyalet Başkanı ve CSU lideri Markus Söder’den biri kazanacak.
Yeşiller’de de başbakan adayı yarışı eş başkanlar Annalena Baerbock ile Robert Habeck arasında geçecek.
Hiç şansları olmadığı halde sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) de seçimlere kendilerinin başbakan adayı ile katılacak.
Dünya genelinde olduğu gibi Covid-19 belası Almanya’da da ortalığı kasıp kavururken Olaf Scholz, partisinin seçim programını ilan etti.
Öncelik iklim korunması, dijitalleşme, mobilite ve sağlık.
Bir dönemler iklim korunması Almanya’da Yeşiller’in tekelindeydi.
Ama artık bu tüm partilerin gündeminde.
Yine de bunu çok açık bir biçimde diğer partilerden önce telaffuz ederek SPD’yi güçlendirmek istiyor Olaf Scholz.
“Benim bir gelecek planım var, Avrupa’yı güçlendirmek istiyorum” diyor.
“SPD olarak biz başbakanlık istiyoruz. Toplumumuzu ileri taşımak istiyoruz” diyor.
CDU/CSU ile değil, tercihinin Yeşiller’le koalisyon olduğunu söylüyor.
Scholz’un bu hedefine ulaşması hiç de kolay olmayacaktır.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, şu anda SPD’nin oy oranı yüzde 12 ile 15 arasında değişmektedir.
CDU/CSU’nun yüzde 35, Yeşiller’in yüzde 21, AfD’nin yüzde 10, Sol Parti ile Hür Demokrat Parti’nin (FDP) yüzde 6 civarında oy alması bekleniyor.
Bu veriler ışığında Olaf Scholz’un başbakan olması tamamen hayaldir.
2018 yılı mart ayında CDU/CSU ile SPD’nin büyük koalisyonu sürdürme kararını alan Başbakan Angela Merkel, dönemin CSU lideri Horst Seehofer ve SPD’nin geçici lideri Olaf Scholz, ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısından sonra merdivenlerden inerken kendisini kutladığımda, “Göreceksiniz çok iyi şeyler yapacağız” demişti.
Acaba “Bu çok iyi şeyler” arasında başbakan olma hayalinin gerçekleşmesi de var mıydı?
Göreceğiz...