Hessen, Almanya’ya kötülük yapıyor

KARABÖRKLÜ, “Türkçeye bu önergede şaşırtıcı bir şekilde yer verilmeyişi bizleri büyük üzüntüye sevk etmiştir. Bu bizim kabul edebileceğimiz bir tutum değildir ve Hessen hükümetinin bu tutumunun Türk toplumuna dönük dışlama gayretlerinin ve politikasının somut bir göstergesi, son halkası olarak kabul ediyoruz” dedi. Türkiye’den işçi göçünün 60’ıncı yılında Türklerin Almanya’da en büyük kültürel azınlığı oluşturduğuna dikkati çeken Karabörklü, şunları söyledi: “Hessen’de yaşayan 400 bin Türk’ün talepleri göz ardı edilemez. Türkçe’nin parlamentoya verilen önerinin içeriğinde yer almaması bizim açımızdan olduğu kadar, çoğulcu toplum değerleri ve mevcut hükümetin yürürlüğe koyduğu Hessen Uyum Programı’nın ruhuna da aykırıdır. Bu nedenle Hessen’deki Türk toplumunun ezici çoğunluğunu temsil eden inisiyatif platformu bünyesindeki Türk sivil toplum örgütleri olarak buna sessiz kalmamız söz konusu olamaz.”

‘20 BİN İMZA TOPLANDI’
Üç yıl önce Türkçenin seçmeli yabancı dil olarak okul sisteminde yer alması talebiyle Hessen’de yaşayan Türk toplumunun geniş kesimlerince desteklenen bir imza kampanyası düzenlendiğini kaydeden Karabörklü, 20 bin imzayı Hessen Meclisi’ne sunduklarını ve Türk toplumunun talebini güçlü ve açık bir şekilde dile getirdiklerini söyledi. Karabörklü, ‘Uyum Programı’na da katılıp talebi yinelediklerini, Hessen Türk Toplumu, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Hessen, Türk-Alman Sağlık Vakfı, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Hessen Birliği’nin de bu programa katkıda bulunduklarını belirtti.

‘EN BÜYÜK SORUMLULUK YEŞİLLER’İN’
Türkçenin okul sisteminden dışlanmasına yönelik politik tutuma karşı güçlü bir yanıt vermek gerektiğini ifade eden Karabörklü, şöyle devam etti: “Kamuoyu baskısı oluşturmalı ve Türkçemizin diğer diller gibi Hessen’deki okul müfredatına ikinci ve üçüncü seçmeli yabancı dil olarak girmesini sağlamak zorundayız. Bunu başarmayı, çocuklarımıza olan sorumluluk ve onlara olan borcumuz kadar, kendimize olan saygının da gereği olarak değerlendiriyoruz. Hessen eyalet hükümeti bu tutumu ile aslında Hessen ve Almanya’ya en büyük kötülüğü yapıyor. Burada doğup büyüyen, bu ülkenin geleceğini oluşturacak gençlerimizi dışlaması sonucu, bu gençlerin ülkeye olan aidiyet duygularını aşındırmakta ve onları kaybetmektedir. Burada en büyük sorumluluk Yeşiller’indir. Yeşiller, on yılardır savunduğu çoğulcu değerlerle bire bir ters uygulama içindedir.”