Dün tepelerdeydi, bugün yerlerde
Güncelleme Tarihi:
Almanya’da 27 Eylül 2009 tarihinde yapılan genel seçim öncesiydi. Diğer partiler gibi Hür Demokrat Parti (FDP) de seçim öncesi bir dizi vaatlerde bulundu. “Orta sınıfı güçlendireceğiz”, “Sosyal piyasa ekonomisi yoluyla daha fazla özgürlük, daha fazla adalet” sözü verdi. Gelir düzeyine göre vergi oranını yüzde 10, yüzde 25 ve yüzde 35’e düşürme sözü verdi. Ve seçimlerde toplam oyların yüzde 14.8’ini alarak Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile 11 yıl aradan sonra yeniden koalisyon hükümetini kurup iktidara ortak oldu.
Ama vaatlerinin çoğunu yerine getiremedi.
Orta sınıfın vergi yükünü azaltamadı ama otel konaklamalarında Katma Değer Vergisi’nin (KDV) yüzde 19’dan yüzde 7’ye düşürülmesini sağladı.
Ancak kısa bir süre sonra milyarder bir otelcinin hem FDP’ye hem de CSU’ya büyük miktarda bağışta bulunduğu ortaya çıkınca halk küplere bindi.
FDP seçmenleri de.
Nitekim 4 yıl sonra 22 Eylül 2013 tarihinde yapılan genel seçimlerde seçmenler FDP’yi cezalandırdı.
Toplam oyların ancak yüzde 4.8’ini alan FDP, yüzde 5 barajını aşamadığı için Federal Meclis’e giremedi.
Bu, FDP’nin de Almanya’nın da tarihinde bir ilkti.
YEŞİLLER İÇİN DE GEÇERLİ
Evet...
Dün tepelerde olan FDP birden yerlerdeydi.
FDP, 2017’de yeniden Federal Meclis’e girdi ve 26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 11.5’ini alarak Sosyal Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller’le ‘trafik lambası koalisyonu’nu kurup yeniden iktidara ortak oldu.
Tabii Kovid-19 belası bitmeden Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaş nedeniyle FDP’nin son seçimler öncesi verdiği vaatler de birer birer suya düşmeye başladı.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre FDP’ye destek de azaldı.
Aynı şey Yeşiller için de geçerli.
Geçen yıl yapılan genel seçimler öncesi CDU/CSU kamuoyu yoklamalarında aylarca ilk sıradaydı.
Yeşiller’li Annalena Baerbock’un başbakan adaylığı açıklanır açıklanmaz geçen yıl nisan ayında yüzde 28’le parti birden ilk sıraya fırladı.
Ama bu durum uzun sürmedi.
Annalena Baerbock’un ‘Şimdi. Biz Ülkemizi Nasıl Da Değiştireceğiz’ adlı kitabında kaynak belirtmeden internetten, Politik Eğitim Federal Merkezi’nin yayınlarından ve aralarında haftalık Der Spiegel dergisinin de bulunduğu bazı dergilerden alıntı yaptığı, yani intihal suçlamaları üzerine Yeşiller dibe vurdu.
Bunun üzerine CDU/CSU yeniden yükselişe geçti.
Ancak ‘kardeş partiler’ olarak bilinen CDU ile CSU arasında CDU Genel Başkanı Armin Laschet’in mi yoksa CSU Lideri Markus Söder’in mi başbakan adayı olacağı yüzünden çıkan ‘kardeş kavgası’nın kazananı SPD oldu.
26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerden SPD yüzde 25.7’yle ‘en güçlü parti’ olarak çıktı.
CDU yüzde 24.1, Yeşiller yüzde 14.8, FDP yüzde 11.5, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) yüzde 10.3 oy aldı.
Sol Parti yüzde 4.9’la yüzde 5 barajına takıldığı halde, 3 adayları seçim bölgelerinde en fazla oy alarak direkt seçildiği için Federal Meclis’e girdi.
Ve SPD’li Olaf Scholz, Yeşiller ve FDP ile koalisyon hükümetini kurarak başbakanlık koltuğuna oturdu.
ENERJİ KRİZİ ÇÖKERTTİ
O dönemde Yeşiller Eş Başkanı olan Annalena Baerbock Federal Dışişleri Bakanı, Robert Habeck de Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı oldu.
Baerbock ile Habeck ikilisi birden halkın gözünde yükselişe geçti.
Almanya’da en sevilen politikacılar arasında en ön sıralara yükseldiler.
Ancak enerji krizi Habeck’i çökertti.
Almanya’da faaliyette bulunan son 3 nükleer santralın da bu yıl sonunda kapatılmasında ısrar etmesi, Habeck’i bitirdi.
Daha birkaç hafta öncesine kadar ‘geleceğin başbakanı’ gözüyle bakılan Habeck, halkın gözünden iyice düştü.
Yani daha dün tepedeyken, bugün yerlerde sürünmeye başladı.
Kazanan ise Annalena Baerbock oldu.
Baerbock, şu anda Almanya’da en sevilen ve en çok güvenilen politikacılar sıralamasında en başa yerleşmiş durumda.
Ama ne zamana kadar?