Üniversiteli bile oldu

Güncelleme Tarihi:

Üniversiteli bile oldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2015 08:37

Dün, Anneler Günü’ydü...Bütün annelerin Anneler Günü...

Haberin Devamı

Benim için ise dün yine ‘annesiz’ bir Anneler Günü’ydü.
Henüz 55’ine bile girmeden yıllar önce kaybettiğim annemin Anneler Günü’nü kutlamak için dün sabah erkenden kalkıp, köşe başındaki çiçekçiye gittim ve bir gül aldım.
Kırmızı bir gül...
Bir gül...
Çünkü annem benim biricik gülümdü...
Gönlümün, kalbimin tek gülü...
Kırmızı gülü vazoya koydum ve uzun uzun annemi düşündüm...

* * *

Henüz 16’sında evlenmiş.
Belki de evlendirilmiş.
17’sindeyken beni dünyaya getirip, genç kızlığını bile doya doya yaşayamadan anne olmuş.

Üniversiteli bile oldu
Daha sonraki yıllarda 4 kız ve 3 erkek çocuk daha dünyaya getirmiş.
Erkek çocuklarından birini küçük yaşta bir kaza sonucu kaybetmiş.
Aklına nerede ve ne zaman gelirse gelsin, hep kaybettiğimiz erkek kardeşimin yasını tutardı annem.
Liseyi bitirdikten sonra ben yüksek öğrenim görmek için Fransa’nın yolunu tutarken de annemin nasıl gizli gizli gözyaşı döktüğünü gördüm.
Tek başına ‘gurbete’ giden oğlunun ardından yıllarca ağladığını da kardeşlerimden ve yakınlarımızdan duydum.
Ağlardı, çünkü o bir anneydi...
Ailenin ilk çocuğu bendim...
Diğer kardeşlerim de büyümeye başlamışlardı.
Evlilik yaşları gelenler bile vardı.
Ama Anadolu’da genelde büyük evlat evlenmeden küçükleri evlendirilmezdi.
Türkiye’ye her tatile gidişimde veya her telefon açtığımda, “Ne zaman evleneceksin? Kazık kadar oldun. Yeter artık, evlen!” derdi annem.
Ben ise her seferinde evlenmeyi daha düşünmediğimi ve diğer kardeşlerime sıramı verdiğimi söylerdim.
Nitekim öyle de oldu.
Kardeşlerimin hepsi zamanla evlendi.
Çocukları bile oldu.
Annem-babam torun sahibi oldular.
Ama annemin aklı hep bendeydi.

* * *

Fakülteyi bitirmiş, Hürriyet’te işe başlamıştım.
Yıllardır çalışıyordum da.
Yaşım 40’a dayanmıştı.
Ama hâlâ bekardım.
Anadoluluların söylemiyle ‘evde kalmıştım’...
Annem telefonda, “Bak en küçük kardeşin bile evlendi. Sen hâlâ bekarsın. Ben senin de çoluk çocuk sahibi olmanı istiyorum. Ben senin çocuğunu, torunumu kucağıma almak istiyorum” derdi.
Hatta, “İstersen bir ecnebiyle (Alman, Fransız, İtalyan...) bile evlen. Yeter ki evlen!” diyordu telefonda.

* * *

80’li yılların ikinci yarısında annemle babam hacca giderken, o dönemde kız arkadaşım olan şu andaki eşimle onları uğurlamaya gitmiştik.
Karşısında gördüğü bu tabloya çok sevinmişti annem.
Ama “Kız arkadaşım” deyince de, belli etmese de bozulmuştu.
Çünkü Anadolu’da ‘kız arkadaş’ bilinmezdi o zamanlar.
Annem düğünümüzü göremedi.
Bizleri erken terk edip gitti.
Torunu Berk Ömer’i de göremedi.
Kucağına alamadı torununu.
Ama torunu büyüdü.
Üniversiteli bile oldu.

* * *

İşte, dünkü Anneler Günü’nde annemi düşündüm uzun uzun.
O’nu ne kadar çok özlediğimi de...
Bütün annelerin Anneler Günü’nü yürekten kutlarım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!