Prof. Dr. Yıldız Dilek Ertürk
Prof. Dr. Yıldız Dilek Ertürk
Prof. Dr. Yıldız Dilek ErtürkYazarın Tüm Yazıları

Eyvallah dostum!

Gerçekten seven dostlarımız varsa yanımızdadırlar, her daim hissettirirler desteklerini. Diğerlerini ise biz dostumuz sanmışızdır.

Haberin Devamı

Sözde mi? Özde mi?

Dostlarını bulmak için, balon yolculuğu oyunu oyna...

İlk kurtarılacaklardan mısın? İlk atılacaklardan mı?

Ne demişler, “Aptal bir müttefiğin olacağına akıllı bir düşmanın olsun ...”

Kimseye dostum deme yanılırsın. Düşmanından eminsindir.

Bizi sevdiğini, önem verdiğini söyleyenin, sevgisini göstermesini bekleriz . Gün gelir, “Seni severim ama kusura bakma, sevdiğimi gösterecek davranışı sana yapamadım” diyorsa, lafta ise ‘Her zaman yanındayım’; bilelim ki sözde sevdi bizi, özde değil...

Gerçekten seven dostlarımız varsa yanımızdadırlar, her daim hissettirirler desteklerini. Diğerlerini ise biz dostumuz sanmışızdır. Belki biz bir şans vermişizdir onlara. Desteklemiş, yanında durmaya çaba sarfetmişizidir.

Bize derler ki ‘Sen benden destek istemedin ki, senin yanında olayım’. Sorarız “ Söylemem mi gerekir?” diye. ‘Sen beni anlamalısın. Eğer ben seninle varım diyorsan, desteğinde yanımda olmalı’ diye düşünürüz.

Haberin Devamı

"Yine ne varsa düşmanımda var" deriz bazen umutsuzca. Ne de olsa ondan bir beklentim yoktur. "O bile yapmaz dostunum dediğimin yaptığını" der şaşırırız. Dostum diyen belki de ilk güvenilmezimiz oluverir birdenbire...

"Seni seviyorum" diyene, biz de söyleyelim; " Evet ben de seni..."

"İyi ki varsın" diyene, biz de söyleyelim; "iyi ki sen de varsın..."

Eğer gerçekten dostumuzu düşmanımızı ayırt etmek istiyorsak, karşımızdakinin önceliklerine bakıp, davranışlarını okumaya çalışalım.

***

Arkadaşlarımızla bir balonla yolculuğa çıkacağımızı düşünelim. Arkadaşımız balona ilk binen kişi olsun. Balon gökyüzüne yükselirken yanına iki arkadaşını daha alma şansı var diyelim.

Bizi yanına alıyor mu?

Yoksa, gerekçeleri ile aşağıda mı bırakıyor ?

Ya da yanına alıp da, daha sonra ilk atılacaklar arasında aşağı mı atıyor?

(Aaa hiç istemezdim ama seni bırakmam lazım, yoksa havalanamıyoruz. )

Son dakikaya kadar bize kıyamadan yanında olmamızı istiyorsa, yola çıkarken ve düşerken...

Ya da bize önem verip açıklıyorsa gerekçelerini açıkça...

Haberin Devamı

İşte o kişiyi anlarız ki, dost bize. Anlarız ki çok yol aşmışızdır onunla.

En keyiflisi bu oyunu zaman zaman oynamak. Hiç beklenmedik bir anda oyunda ben de varım demek ve görmek. Kimler sen oyuna katıldığında yanındalar? Balonlarında bize yer ayırıyor veya daha çok yükselmek için ilk bizi aşağı atıyorlar.

***

Rakip olmak bile güzel ama dost görünüp de olmadığını hissettirmek kötü. Kandırılmak ve önemsenmediğini hissetmek ise acı bir duygu.

Bu bir yanıltmaca aslında tamamen algılama üzerine kurulmuş bir İLİZYON.

Var, yok. Sihir gibi... Dostumuz dedik ya da demedik.

Belki önem verdik, ama önemsenmedik.

İşte bir aldatmaca, biz yarattık bunu da. Değer vermek için, dost demek için çok acele etmemek gerek aslında.

Haberin Devamı

Yoksa şapkadan çıkan tavşanın biranda kaybolması gibi kaybolur, dostum dediklerimiz...

Büyük ilizyon...

Zihnimizde değerler, inançlar şekillenir. Aynı özeni ve yakınlığı dostum diye düşündüğümüz kişiden bekleriz farkında olmadan. Aslında bizim için de bir yanılgıdır bu...Farzedilen benzerlik yanılgısı...

Bizim verdiğimiz önemin yarısı bile yok davranışlarında, bize karşı . En kötüsü de belki düşman diye konumlandırdığımız kişiyle aynı yönde ilerliyor.

Sorarsak der ki: ‘Onu sevmem’... Ama onun gibi davranıyorsun. Neden?

Korktun mu ? Senin de canını mı acıtır? Gücünü mü sevdin? Neyi tercih ettin onda?

Bana söylesene, değer mi hiç koşulsuz sana dostluk vereni, çıkarın için yarı yolda bırakmaya?

Değer tabii ki... Değer...

Haberin Devamı

İlizyonda değerler yoktur. Anlamlar ve geçici görüntüler vardır. Bizim gördüm, duydum, hissettim dediklerimiz vardır.

"Eyvallah’ diyeceğiz o zaman, o anda. ‘Eyvallah dostum. Sen de yerini aldın benim için. Ama sen de dürüst ol. Düşmanım kadar dürüst ol. Selam verme bana. Düşmanımdan eminin selam vermez bana, ama sen dostum... Benden yine de bir merhaba sana... Ama sadece merhaba"

***

Öğrenmek bitmiyor yaşamımızda. Defalarca aynı hatayı bir daha yapmak gerekiyor . Ders çıkarana kadar. Dostumuza sahip çıkıp defalarca şans vermek ona, küsmek, "kırıldım sana" demek ve affedebilmek yeniden. Belki de başka isimle sana gelen yine dost sanacağımız, görüntü ile tekrar benzer bir yaşantı yaşamak... Ne oluyorsa aslında bizim içimizde, bizim seçimimizde oluyor. Yaşayarak öğreniyoruz; dostumuzu, düşmanımızı. Atasözleri boşuna yazılmamış aslında ne demişler...

Haberin Devamı

“Dostuna sahip çık küsmesin, dostunu iyi seç küstüğü zaman arkandan yaygara yapmasın…”

Nazım Hikmet dosta küsmenin bile bir anlamı olduğunu söyler “KÜSMEK NEDİR BİLİR MİSİN?” isimli şiirinde,

KÜSMEK nedir bilir misin?..
Küsmek DÜRÜST'LÜKTÜR.
Çocukçadır ve ondan dolayı SAF'TIR..
YALANSIZ'DIR.
Küsmek; SENİ SEVİYORUM'dur...
Vazgeçememektir.
Beni anlatır KÜSMEK.
KIZDIM ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur.
KÜSMEK; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir.
KÜSMEK, sevdiğini SÖYLE demektir... Hadi ANLA demektir...
KÜSMEK; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır...

Yani, diyeceğim o ki:
BEN SANA KÜSTÜM !..

***

Önem vermektir küsmek, incinmektir, saflıktır…En güzel yanı da tekrar barışmaktır. ‘Ben sana niye küsmüştüm’ diye sorarak. İyi bir iletişim için, tartışabilmek gereklidir, eğer tarıtışarak yol alabiliyorsa ilişkilerimiz.

Konuşalım, küselim, tartışalım, barışalım, affedelim, ama kendimize karşı dürüst ve ne yaptığımızın farkında olarak davranalım. Artılar ve eksiler…Her şey düşüncede başlar, duygularla yönetilir, davranışla sonuçlanır.

Davranışlar ve sonuçları… Sonuçta nasıl davrandığımızla kendimizi ortaya koyuyoruz.

Bakın bakalım sizin balonunuzda kimler var yanınızda… 

Yazarın Tüm Yazıları