Kusursuz değilim ama benden bir tane daha yok

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2022 10:41

Kadınların hayatları boyunca özgüvenle yoluna devam etmesi sağlıklı bir toplum için çok önemli. Bu amaç için Veet 2019 yılında 'Anti Prenses' kampanyası ile kadınların içine sokulmaya çalışıldığı kalıpları ve kadınlara karşı olan ön yargıları yıkmaya yönelik çalışmalar yapmıştı. Şimdi ise kampanya bir adım daha ilerleyerek 'Anti Prenses Sınıfları' kuruldu ve bu sınıflarda eğitim başladı. Bu eğitimlerde ‘özgüven’, ‘hayır diyebilmek’ gibi çok önemli konular işleniyor. Ancak ilk dersin konusu da çok önemli! Son zamanlarda en çok tartışılan kavramlardan, sosyal medya filtreleri… Koruncukköy Bolluca’daki derslerden birine katıldım, gençlerin açık görüşlülüğüne ve farkındalığına hayran kaldım.

‘Anti Prenses Sınıfı’ndaki eğitimler farkındalık yaratıyor

Uzman Psikolog Fundem Ece, Anti Prenses Sınıfı’ndaki eğitime ‘özgüven’ dersiyle başlıyor. Önce “Sosyal medya hesabı olanlar el kaldırsın” diyor, bütün eller yukarı kalkıyor. Sonra “Acaba kimler fotoğraflarında filtre kullanıyor?” sorusu geliyor ve Fundem Ece, filtrelerin aynılaştırdığı, yalnızlaştırdığı, hatta gerçeği yansıtmayan bir dünyaya karşı aralıksız özentinin insanları bunalıma sürüklediğini anlatıyor, kendimizi nasıl sosyal medyanın olmamızı istediği kişiye çevirdiğimizi bir bir anlatıyor ve söz dönüp dolaşıp aynı konuya geliyor: “Kendimi filtresizce seviyorum, sosyal medyanın güzellik algısına boyun eğmiyorum!” Gençlerilk dersin yararını görmüş olacaklar ki bir anda hepsi sohbete katılıyor… İçlerinden biri “Artık cep telefonları bile kameralarına otomatik filtre uyguluyor” diyor, bir başkası “Herkes gibi olmak istemiyorum, kendim olmak istiyorum” diyor, “Herkes birbirine benzerse hayatın hiçbir tadı olmaz” diyor. Yorumlar peşi sıra geliyor. Bu farkındalık içimi açıyor.

‘Sınır koyabilmek’ ve ‘hayır’ diyebilmek çok önemli

Hem dünyada hem de Türkiye’de kadınlar çok ciddi sosyal kalıplara maruz bırakılıyor. Bunlar davranışsal kalıplar, güzellik kalıpları veya hayat tercihleriyle ilgili kalıplar olabiliyor. ‘Anti prenses’ kavramı, toplumun dayattığı ‘prenses’ rolüne karşın geliştirilmiş bir kavram. Anti prenses, kendine güvenen, kendini olduğu gibi seven ve hayatta kendi tercihlerini yapmaktan korkmayan genç kızlar ve kadınları ifade ediyor. Öte yandan ‘birey’ olabilmek ‘hayır’ diyebilmekle başlıyor. Standart kalıpların olmadığı, tercih etme özgürlüğünün olduğu ve kişisel özgürlüklere önem verilen bir dünya yaratmak istiyorsak ‘hayır’ demeyi bilmeliyiz. Aksi halde toplumsal baskıların yarattığı basmakalıp karakterler olmanın ötesine geçemiyoruz. Öte yandan her birey, her insan biricik. Ancak bazen biricik olduğumuzu unutuyoruz ve başkaları gibi olmaya çalışıyoruz. Sosyal medya da bu düşünceyi artıran etkenlerden biri. Bu nedenle ‘Anti Prenses Sınıfları’nda‘özgüven’, ‘hayır’ diyebilme ve kendini olduğu gibi kabul edip sevme konuları işleniyor. İlk derste görüp deneyimlediğim kadarıyla anladım ki, bu eğitimler ilk anından itibaren büyük bir farkındalık yaratıyor. Tüm topluma yayılmasını diliyorum.

Kadınlar hayatları boyunca özgüvenle ilerleyebilmeli

Reckitt Sağlık İş Birimi Pazarlama Direktörü Neslihan Kama “Veet bu proje kapsamında, Koruncukköy’lerde yaşayan genç kızların üniversite hayallerinin gerçekleşebilmesi için eğitimdesteğinde bulundu. Ayrıca yaptığı destekler ile toplamda 250’ye yakın genç kızın eğitim hayatına ve kişisel bakım ihtiyacına katkıda bulunmuş olacak. En önemli amaçlarımızdan biri kadınların hayatları boyunca özgüvenle ilerleyebilmeleri. Özellikle konu vücutları ve kişisel bakımları olduğunda utanmadan, kalıplara sıkışmadan kendi kararlarını verebilmeleri için onları her alanda destekliyoruz.2023 ve sonrasında da misyonumuzla paralel olarak daha fazla genç kıza ulaşacak projelerle bu desteğimize devam edeceğiz” diyor.

Farkında olurlarsa özgüven sahibi olurlar

Koruncuk Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Çiğdem Göksel ise “Koruncuklarımızın öncelikle kendilerini oldukları gibi kabul etmelerini, kendilerine güvenmelerini ve yaşamları boyunca karşılaştıkları tüm güçlüklerde bir kurtarıcıya, bir ‘prense’ ihtiyaçlarının olmadığını, bunun için en önemli motivasyonlarının da kendi akıllarını bilgiye dayalı olarak kullanmaları olduğunu öğrenmelerine destek olacak bir eğitim bu!Koruncukköy’deki çocuklarımız bu eğitimlere çok hızlı uyum sağladılar ve eğitimleri çok sevdiler. Kızlarımızın yoluna özgüvenle devam edebilmesi için farkındalıklarının artması çok önemli. Çünkü eğer fark ederlerse, değerlerine ve kendi benliklerine sahip çıkabilirler. Kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslamak yerine ‘Ben ne yapabilirim? Hangi yönlerimi geliştirmek istiyorum? Hayat ağacının hangi dalından tutabilirim?’ diye düşünür ve yoluna özgüvenle devam edebilirler. Çünkü her insanın ışıl ışıl parlayan yönleri var. O ışıltıları söndürmek yerine ortaya çıkarmak gerekiyor. Çünkü bizi aydınlatacak olan o ışıltılardır” diyor.



İlandır

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!