Tüm futbolcuları satsak borçları ödeyemiyoruz!

Uğur Meleke yazdı.

Haberin Devamı

Bundan sadece 10 yıl önce, 2009’da tüm Süper Lig kulüplerinin toplam borcu 825 milyon liraymış. Bugün 18 kulübün toplam borcu 9,5 milyar lira. Döviz bazında 10 yıl önce toplam borç 532 milyon dolarken, bugün 1 milyar 730 milyon dolar. Eğer bir 10 yıl daha beklersek ve borç aynı hızla büyürse 2029’da yaklaşık 6 milyar dolara ulaşacak bu yük. Ve bu, 10 yıl içinde 4 büyükler dahil hemen hemen tüm kulüplerin kapısına kilit vurulması demek...

Süper Lig’in finansal olarak ne tür bir batakta olduğunu şöyle bir veriyle de açıklayabiliriz: 18 Süper Lig kulübü, şu anda tüm futbolcularını satsalar yaklaşık 650 milyon dolar bonservis geliri elde edebilirler. Yani bugün Süper Lig’e kilit vursak ederi yaklaşık bu. Futbol kulüplerinin bugün elindeki en önemli “asset (varlık)” sporcular. Ve elimizdeki sporcu varlığının 3 katı kadar borçluyuz. Bilançoda 650 milyonluk sporcu var; 1,730 milyarlık borç... Allah aşkına nasıl çıkılacak bu açmazdan? Elbette futbol kulüplerinin kötü yönetilmesinin sorumlusu vatandaş değil. Dolayısıyla bunun bedelini de vatandaş ödememeli. Benim bu “yerli finansal fair-play” adımından da anladığım bu değil zaten. Sistem, kulüplerin tüm gelirlerinin bir kısmına el koyuyor. “Senin borçlarını regüle ediyorum, vadelerini yeniden yapılandırıyorum; ancak gelirlerinin de bir kısmıyla yalnızca bu borçları ödeyeceğim” diyor sistem. “Sen kulübünü artık sadece benim izin verdiğim gelir payıyla çevirmek zorundasın, zira deniz bitti”. Bakınız, Süper Lig kulüplerinin yıllık toplam geliri zaten 4,1 milyar lira... Siz her yıl bunun mesela 2,8 milyar lirasını borçlara ayırırsanız, mevcut borcu pekala 6-7 sene içinde bitirebilirsiniz. Vatandaşın parasına filan ihtiyaç yok. Kulüplere iltimasa gerek yok. Gelirleri başkanların cebine değil borçlara aktarın, yeterli. Ve TFF ile TBB’nin de yaptığı bu.

Haberin Devamı

BAŞKANLAR DA SORUMLU OLMALI

Daha önce de dile getirmiştim: 2018 sonu itibariyle Türkiye’nin net dış borcu 303 milyar dolar... Bu dış borcun içinde F.Bahçe’nin Leicester’a ya da G.Saray’ın Nice’e olan borcu da var. Ve Türk futbolu gelirlerinden çok harcamaya devam ettiği sürece bu borç azalmayacak, büyüyecek. Süper Lig hâlâ bir futbolcuya ortalama 840 bin dolar maaş ödüyor. Bu rakam, bizi dünyanın en fazla maaş ödeyen 8’inci futbol ligi yapıyor. Yıllık yayın geliri 500 milyon dolar olan bir ligin, futbolcularına 400 milyon doların üzerinde maaş ödemesi akıl almaz! Bu garip düzenin değişmesi için TFF’nin ve iktisatçıların bu işin içine daha yetkili biçimde girmeleri şarttı. Keşke bu noktaya gelinmeseydi, spor kulüpleri yasası yıllar önce çıksaydı ve tüm kulüp başkanlarını borçlardan mesul hâle getirseydi... Ama olmadı, yapılmadı. Ve bir noktada bu gidişata dur demek şart. Umarım bu “yerli finansal fair-play” adımına paralel olarak şu devrim de yapılır: Kulüp başkanları, görev süresince yapılan borçlanmadan tam sorumlu hâle getirilmeliler. Bir başkan kulübü yüz milyonlarca lira borçlandırıp, ceketini alıp gidememeli. Bunun önü kesilmeli artık.

Yazarın Tüm Yazıları