Adres belli

Aynı Riekerink ile başlamamak gerektiği gibi. Ancak yönetimin vasat altındaki isimlerle çalışma sevdası geçmişten ders alma bilgeliğinin önüne geçti ve mutsuz sezonlar birbirini takip etti. Bu sezona umutlu girildi, çok büyük isimlere çok büyük paralar harcanarak transferler yapıldı. Bu da taraftarda doğal olarak beklentilerin yükselmesine neden oldu. Ama yola Tudor ile devam edilince sezon içinde yaşanan hayal kırıklığı da büyük oldu.

Bundan sonra ileriye bakma, hataları telafi etme zamanı. Galatasaray gibi büyük kulüpler büyük düşünürler, hedefleri büyük olur. Bu yolda da büyük hocalarla, büyük futbolcularla çalışırlar. G.Saray'ın acemi antrenörlerle vakit kaybetmeye daha fazla tahammülü yok. Zaman kişisel ihtirasları, şahsi çıkarları, egolarını bırakıp Galatasaray çatısı altında birleşme, kenetlenme ve aydınlık günlere, pırıltılı zaferlere geri dönme günüdür! Bu takımın başına acilen, devre arası beklenmeden Fatih Terim getirilmelidir. Eğer Fatih Hoca getirilemiyorsa ondan daha büyük bir isme ihtiyacınız var ki gelecek isim üzerinde yaşanacak olası tartışmaların miktarı azalsın.

Cumartesi akşamına dönüp Yeni Malatyaspor maçına değinecek olursak bir Tudor fantezisinin daha duvara tosladığına şahit olduk. Galatasaray sahaya üçlü savunma dizilişiyle başladı. Temelde üçlü savunma oynamanın mantığı ikinci ve üçüncü bölgede bir kişi fazla olabilmeyi amaçlamaktır. Ancak bunun için üç iyi stoper ile birlikte iki de çok iyi kanat beklerine ihtiyacınız vardır. Elimizdeki kadroyu düşündüğümüzde G.Saray'ın iki tane bile iyi stoperi yokken Tudor'un bu düzeni denemekte ısrar etmesi intiharla eşdeğer.

Üçlünün solunda Ahmet Çalık, ortasında Denayer, sağında Maicon'u görünce eminim tüm G.Saraylılar bir "Eyvah" demiş, rakipler de ellerinin hevesle ovuşturmuştur. En azından formsuz da olsa tecrübeli Maicon'u ortada kullanıp diğer ikilinin hatalarını kapatmayı deneyebilirdi.

Mariano da forma giymediği için kanatlardan alınan verim çok düşük oldu. G.Saray alıştığımız üzere sürekli sağdan hücum etti ama aradığı pozisyonlar ve arzu ettiği sonuca ulaşamadı.

Kısacası sahada hiç bir şey Tudor'un istediği gibi gitmedi. Hangi maçta yolunda gitti diye düşünebilirsiniz haklı olarak. Tudor'a göre Akhisar maçında yaptığı değişiklik maçı 0-2'den 4-2'ye getirmişti. Dün de şansını denedi ve tutmadı. Ardaki fark neydi derseniz, cep basit. Akhisar maçında rakibin 10 kişi kalması ve taraftarın takıma desteğiydi. Malatya'da oyun 11'e 11 devam edince G.Saray beklenen reaksiyonu veremedi.

Artık Galatasaray avansını tüketti. 8 puan öndeyken yapılan uyarılara kulak asmayan yönetim muhtemelen bu haftayı ligde 3. sırada tamamlayacak. Artık herkesin önceki hatalarından ders alması ve Galatasaray için egolarını bir kenara bırakıp canla başla çalışmasının zamanı geldi.

Fatih Terim boştayken, G.Saray'da bu haldeyken başka bir teknik direktör arayışına girmek anlamsız olacaktır. Şu an hem Fatih Terim'in Galatasaray'a hem de Galatasaray'ın Fatih Terim'e ihtiyacı var. Ama bunlardan daha çok Başkan Dursun Özbek ve ekibinin görevde kalabilmek için Fatih Terim'e ve onun getireceği şampiyonluğa ihtiyacı var.

Futbolda özelinden çıkıp basketbol ve voleybol gibi branşları da dikkate alırsak G.Saray’da sistemli ve istikrarlı bir başarısızlık var. Kan değişikliğinin sadece futbolla sınırlı kalmaması, diğer branşlarla beraber daha üst mercilere de sıçraması kaçınılmaz gibi duruyor.