Zor zamanlar

Silivri’deki deplasman mağlubiyeti sonrasında, İzmir’de oynayacağımız 3 maç için “kritik viraj” tanımını yapmıştım. O kritik virajda 2 galibiyeti alan Altay, virajdan çıkış maçına çıkarken, ne yalan söyleyeyim, içimde bir korku vardı. Rakip, grubun kalburüstü ekiplerindendi ve ilk 11’den 3 ismin (1 savunma, 1 orta saha ve 1 forvet) sakatlık sebebiyle kadroda olmayacağı netleştiğinde, endişelerim büyüdü. Savunmanın göbeğine Murat Türkkan’ı, orta sahanın göbeğine Maksut’u, hücuma da Muharrem Ozan’ı yerleştirmişti Cüneyt Hoca.

Haberin Devamı

Bugsaş takımı orta sahanın solundan serbest vuruş kullanırken savunmamızın önce sağı, sonra tamamı uyuyunca ilk golü yemek kaçınılmaz olmuştu. Bu golün de bir 14. dakika golü olarak kayıtlara geçtiğini söylemeyi unutmayalım. Gelen gol benim keyfimi iyice kaçırsa da, 26 ve 36. dakikalarda gelen iki gol sıkıntımı hafifletmiş ve maça dair umutlarımı yeşertmeye yetmişti. (Muharrem Ozan’ın ikinci goldeki çabasına şapka çıkardım.) İlk devre 2-1 üstünlükle biterken, sezon başından beri durgun olan Furkan’ın geçen hafta başlayan yükselişinin devam edişine sevinmemek elde değildi. 2 sezon öncenin dinamosu, geçen sezonun da en kritik anlarının sihirbazı Furkan, nasıl sevinmeyelim?

İkinci yarının başında kazanılan penaltı, takımın öldürücü baskısının ve Hüsamettin’in çalışkanlığının ödülüydü ama ikinci golün ayağı Maksut’un berbat vuruşuyla kaçınca bir çuval incirin berbat olduğu hissine kapıldık. Ne var ki adalet çabuk tecelli etti ve kaçan penaltıdan bir kaç dakika sonra rakip savunmanın büyük hatası ve Furkan’ın zekasıyla skor 3-1’e geldi. Hiç bir maç 55. dakikada bitmez bunu biliyoruz, ama bu dakikaya üstelik geriden gelerek 3-1 önde giren takımın da kendi sahasında maçı tutamaması akıl alır gibi değil. Nitekim, önce Egemen’in inanılmaz hatası, sonra da İskender Alın’ın savunmayı göbekten delip geçmesiyle maç 3-3’e geldiğinde, kolaya dönecek maçın elimizden kaçmasını hiç birimizin aklı almadı.

Haberin Devamı

Kalan 20 dakikada çaba olsa da beceri azdı ve maçın berabere bitmesi kaçınılmazdı. Maç sonunda sahadaki oyuna ve özellikle Cüneyt Hoca’nın oyuncu değişikliklerine yüksek perdeden eleştiriler vardı.

Samimi olarak söylemek gerekirse, Cüneyt Hoca’nın işinin oldukça zor ve sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. Transfer döneminde oyuncu seçiminde ciddi hatalar olduğu aşikar. Hücumda Uluç alternatifsiz, beceri ve tecrübe açısından yakınından bile geçebilecek kimse yok. Orta sahada ise dikine oynanamadığı dakikalarda büyük sıkıntı baş gösteriyor. Savunma ise bir türlü huzura be istikrara kavuşamadı, özellikle sol bekte Serkan’ın çok aksadığını, İbrahim Öztürk’ün ise geç uyum sağladığını gördük. Tüm takım kadrosu ve oyun düzeni olarak baktığımızda, grubun ortalamasının üzerinde olsak da ikinciliğin altını dolduracak kadar dinamik, zengin ve üretken bir takım olmadığımızı düşünüyorum. Kısıtlı bir kadroyla uzun ve çok zorlu bir maraton koşmaya çalışıyor hoca. Dolayısıyla, şu anda elde edilen grup ikinciliği Cüneyt Hoca’nın ve bu kadronun (yapılan tüm hatalara rağmen) büyük başarısı olarak değerlendirilmeli bence, çünkü bazı maçlarda takke hafiften sıyrıldığında bile kel görünüyor alttan. Eksiksiz ve ideal dizilişle sahaya çıkıldığında ne kadar tehlikeli isek, bazen sakatlık veya cezalılarla, bazen de hocanın tercihleriyle ideal 11’den uzaklaştığımızda olmadık işlere açık hale geliyoruz.

Haberin Devamı

Netice itibariyle 14. haftayı 2 puan farkla 2. sırada geçtik. Lig maratonu uzun ve her türlü iyi-kötü sürprize açık. Bu aşamada verilecek yıkıcı tepkilerin takıma katkıda bulunmayacağı ise aşikar. Yönetime, teknik direktöre ve oyunculara inanmak, güvenmek işin tek çıkar yolu. Maddi ve manevi sebeplerle bir üst lige çıkmak zorunluluğu, bizi diğer takımlardan ayıran en önemli özellik. “Bu sene olmazsa seneye” demek, başkaları için mümkün olabilir ama henüz kefeni yırtamamış Altay için söz konusu bile değil. Oyuncu, teknik direktör ve taraftar olarak bu zorunluluğu baskıya değil motivasyona çevirmek, hatalarımızı da en aza indirmek ve performansımızı zirveye çıkarmak durumundayız. Hepimiz bunu başarırsak, ancak o zaman başarıya ulaşacağız, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları