Başka zaman diliminde yaşamış gibi

Analar, tahtlar ve bahtlar üstüne bi deyim vardır. “Analar taht yapar, baht yapamaz” filan gibi.

Haberin Devamı

Benim annem de, her anne gibi, ben daha karnındayken başlamış tahtıma ve bahtıma yatırım yapmaya.

 

Gamzeli olayım istemiş çok mesela. O kadar makbul bi şey midir gamze sahibi olmak, annem neden bu kadar takmış, neden bu kadar çok istemiş gamzeli olmamı hiç bilmiyorum ama çok istemiş işte. O kadar istemiş ki, o vakitler, daha gamzeli bi kimse olmadığından oturmuş dokuz ay Necmettin Erbakan’a bakmış.

 

Ne kadar sarışın olunabilirse o kadar sarışın bi çocuktum ben. Ama annem yaz gelir gelmez, zaten sapsarı olan kafama bi kavanoz papatya suyunu döker, saçlarımı güneşte tarardı. O papatya suları alnımdan süzülür akar gelir kaşlarıma yapışırdı. Sonra Andreas Beck gibi dolanırdım bütün kış ortalıkta.

 

Haberin Devamı

Sonuç ortada: Böyle yüzümde gülünecek ne kadar kas varsa onları zorlaya zorlaya güldüğümde anca beliriyor gamzelerim. “Gençliğimi pazarlıksız ve hızla geçtiğimden/ Bugünler saçlarımla birlikte şiir yazmayı da kısa kestiğimden” renginin menginin filan pek bi önemi yok.

 

Ama annem yılmaz. Beni dünyaya getirdiği 1976 yazını, karnı burnunda Montreal Olimpiyatları’nı izleme derdinde geçirmiş. Hâlâ anlatılan, anlatıla anlatıla bitirilemeyen, unutulmaz bi olimpiyatmış 1976 Montreal Yaz Olimpiyatları.

 

Montreal’i böyle eşsiz kılan, böyle unutulmaz yapan, skor tabelalarını filan çaresiz bırakan çok büyük bir sporcudur.

 

Jüri üyelerinin bugüne kadar hiç vermedikleri tam puanı tereddütsüz verdikleri bir sporcu.

 

Tüm zamanların en büyük sporcularından biri olarak kabul edilen bir sporcu: Nadia Comaneci.

 

TAÇSIZ KRAL PELE, BEKENBAUER, KALECİ MAYER, NADYA KOMENAÇİ!

 

Haberin Devamı

Jimnastik sporunun, o ana kadar tam puanı karşılayabilecek herhangi bir performans görmediği ve görülebilmesinin de olasılık dışı görüldüğü günlerde, jüri üyeleri Nadia Comaneci’yi seyrettikten sonra; hayret, hayranlık ve biraz da çaresizlik içinde çakarlar on puanı. Ancak jimnastik kamuoyu gibi skor tabelası da buna hazır değildir. “10” tam puan tabelaya “1.0” olarak yansır.

Başka zaman diliminde yaşamış gibi

Nadia Comaneci, geçtiğimiz günlerde 1976 Yaz Olimpiyatları’nın 40. yıldönümü için Montreal’deydi. Henüz 14 yaşındayken jimnastik sporunun tarihini baştan yazan kız çocuğu, kırk yıl sonra o salona bakıp, o başarılara, o yıllara bakıp  “Bana sanki başka bir zaman diliminde yaşanmış gibi geliyor” dedi o günler için. 

Haberin Devamı

Başka zaman diliminde yaşamış gibi

Bana da aynı öyle geliyor. Geride bırakmak üzere olduğum kırk yıla, -bak hâlâ “üzere” diyorum şurda bi iki hafta kalmışken-, sizi nasıl, ne zaman geçirdim diye bakıyorum öyle. Başka zaman diliminde yaşamışım gibi.

 

BAHT OYUNLARI

 

Ben, o kız çocuğunun, şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış jüri üyelerinden 10 üstünden 10 puan aldığı vakitler doğmuşum. Annem onu izlemiş sonra gitmiş beni doğurmuş. Sanıyorum tam o günlerde benim tahtımın da inşasını tamamlamış. Sporla aramdaki kopmaz bağları o günlerde kurmuş.

 

Şimdi büyük bir heyecanla 2016 Rio Olimpiyatları’nı bekliyorum. Kırkıncı yaşımın onuncu olimpiyatı. Bakın bu “kırk” lafı benim canımı çok sıkıyor. Uzatmayalım şimdi burada bunu, tadımız kaçmasın. Annemden devraldığım taht ve baht oyunlarına ben de oğlum için erken başladımdı onu anlatıp bitireyim.

 

Haberin Devamı

Hekim olmasını çok istediğim oğlumun göbek bağını bin bir törenle gidip Hacettepe Tıp Fakültesi’nin bahçesine gömmüştüm. Sonuç ortada: Veteriner Fakültesi’nin bahçesinden zar zor çıkarıyorum. “Keçi sevicem, köpeklere bakıcam, kedi besliycem, büyüyünce de veteriner olcam ben” diyor.

 

İngilizce tıp istediğim anlaşılsın diye İngilizce notla gömmüştüm göbeği, orada bi hata oldu zahir.

Yazarın Tüm Yazıları