Bu seri hiç bitmesin!

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarılı takımı, hücum yaparken; “Yönetim istifa” diye bağırabilen bir taraftar, nasıl olur?

Haberin Devamı

Bir başkan; “Gökhan 9 senede iki kez şampiyon oldu diye eleştirerek, o dönemde, kendisinin başkan, Gökhan’ın ise sadece bir sağbek olduğunu nasıl unutur?

 

İlk maç; bu serinin uzun süreceğini, bizlere bir basketbol şöleni sunacağını belli etmişti…

Nitekim öyle oldu. Seri 1-1 oldu ve Kadıköy’e taşındı.

Bugün Efes’in…

Efes, yazılmalı…

Efes, eski Efes” değil demiştik…

Ahmet Çakı ile geri geldiler…

Geç kalmamış olsalar, Berlin’de iki takımımız vardı…

Sürekli tam sahada baskı yaparak hataya zorladılar…

Hızlı hücum ettiler. Çok yüzdeli attılar…

Tüm oyuncuları arzuluydu…

Bir de hakemlerimiz, 17 sayılık fark, 10 sayıya düşmüşken; “Ben de oynayacağım” diye abuk sabuk teknik faul vermeseler, tadından yemeyecek bir maç izleyecektik…

 

***

Haberin Devamı

Cedi, Milli takımımız adına hepimizi mutlu etti.

Doğuş, Fenerbahçeli oyun kuruculara, sahayı dar etti… Bir de boş şutları korkusuz atmaya başlasa, vazgeçilmez olacak. Ben Doğuş’un yerinde olsam, boş bulduğum her saniye şut çalışırım. Hem o kazanır hem Milli takımımız.

Birkan, süre aldıkça hakkını veriyor…

“Furkan’ı bekliyoruz” demiştim… Bugün bir küçük adım attı. Yarın daha da büyüyecek… Kendine çok güvenen bir koçu var değerlendirmeli…

Saldırgan savunması, hızlı oyunu, yüzdeli şutları, arzusu ve inancı ile bugün maç Efes’indi ve kazandı…

Finali hak etmişlerdi, hakkını verdiler…

Bu seri bize daha çok daha güzel maçlar sunacak…

 

****

Fenerbahçe için bugün yazılacak pek fazla bir şey yok…

Yenildiler ama bırakmadılar…

Onları bırakanlar vardı(!)

Belki de hiç tutmamışlardı(?)

Yazmak lazım;

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarılı takımı -Şampiyonlar liginde final oynayan takım- hücum yaparken;

“Yönetim istifa” diye bağırabilen bir taraftar, nasıl olur?

Kendine, “Fenerbahçeliyim” diyen bir gurup, nasıl olurda;

“Yönetimin gitmesi için takımının mağlubiyetini” isteyebilir?

Bir yıl boyunca yüzlerini hep güldüren bir oyuncu gurubunu, nasıl bu işe alet edebilir?

Haberin Devamı

Onların nasıl yüzüne bakarlar?

Kazandıklarına, nasıl alkışlarlar?

Bu sorular sorulmalı…

 

***

“Başkanım; Vedalaşma zamanıdır” diye yazmıştım…

Gerçekten bir değişimin zamanının geldiğine inanıyorum…

Yönetimin sürekli hata içinde olduğunu düşünüyorum…

Sürekli rakip ve düşmanlar yaratarak geleceği ıskaladıklarını hissediyorum…

Hırsları ve kızgınlıkları, hata üstüne hata yaptırıyor…

Bire bir çözülmesi gereken sorunlar, basın önünde tartışılıyor…

Gökhan eleştirilirken, “9 yılda iki şampiyonluk kazandı” diye küçük düşürülmeye çalışılıyor…

Oysa Gökhan o takımda bir sağ bek;

O dokuz yılı eleştiren ise o kulübün başkanı…

O dokuz yılın gerçek sorumlusu olduğu bile unutuluyor…

Haberin Devamı

Ancak bu kısır döngü beni de döndürüyor…

Hayat beni, Dünya’nın en karakterli takımı, terini sahada akıtırken, kendi derdinde olanlarla aynı yere koyuyor…

Yaşam sınavını veriyor…

Sözde şike davasının sonucu uzadıkça, doğruları söylemek zorlaşıyor…

Zorluklar, kafaları karıştırıyor.

Sap ile samanı işini iyi yapmayanlar da karıştırıyor…

Tıpkı güncel politikada olduğu gibi, “işini beceremeyenler”, yeni düşmanlar yaratıyor…

Aklıselim insanları taraf olmaya zorluyor…

 

***

 

Tarih, Fenerbahçe ile sabrımızı sınıyor…

Kimsenin kuşkusu olması; zorluklar, güzeli doğurur…

Fenerbahçe’de, ülkemizde;

Ne; Takım sahada şampiyonluk maçı oynarken, kendi hesabını görmeye çalışanlara,

Haberin Devamı

Ne de, mazideki başarıları anlatarak, sürekli düşman edebiyatı yaparak, bugünü ve yarını ıskalayanlara bırakılmayacak kadar büyüktür…

Doğru yol bulunur…


2016 yılı Şeref Kürsüsü

Benim tablomda zirvede yer alan; Fenerbahçe ve Galatasaray, bu yılın en fazla eleştiri toplayan iki takımı oldu(!)

“Kaderin cilvesi” diyelim…

Eleştirelim ancak, olaya, bir de bu açıdan bakalım…

 

Avrupa’da, kulüpler bazında 2015-2016 sezonu tamamlandı…

Milli maçlar başlamadan, her yıl geleneksel olarak yaptığım gibi; Ülkemizde ve Avrupa’da en fazla ilgi çeken, futbol, basketbol ve voleybolu kulüpler bazında inceledim…

Önce bir tabloya bakalım;

Bu seri hiç bitmesin

Futbolda, kürsüde yer alamadığımızı biliyoruz… Basketbolda bu yıl ses getirdik. Kadın voleybolunda her yıl olduğu gibi bu yılda, liderliğimizi sürdürdük.

Haberin Devamı

Elbette bunlar kulüpler bazındaki bir analiz… Sonuçları, sektöre ayrılan sermaye, önemli ölçüde etkiliyor… Kulüplerin başarılarının, Milli takımlarımıza nasıl yansıyacağı çok önemlidir. Önümüzdeki yaz aylarında bunu göreceğiz… Sonuçlar geldiğinde daha sağlıklı analizler yapma fırsatı bulacağız…

 

Ülke bazında bir başarı sıralaması yapabilmek için kendime göre katsayılar verdim.

Örneğin izlenme oranlarına göre; Futbola 4, Basketbol Erkeklere 2, Kadın basketbol ve voleybola1, kat sayısını verdim.

Yazının sonunda yaptığım varsayımları görebilirsiniz. Bunlar benim sübjektif öngörülerim, sizlerin önerilerinizi de beklerim.

Elde ettiğim tablo aşağıda;
Bu seri hiç bitmesin

Ülkemiz, 2016 yılını üçüncü sırada tamamlamış… Elbette mükemmel bir sonuç. Takımlarımız, bütün bir yıl bize, heyecan vermişler…

Gurur duyduk…

Ancak kısa süreli bir parlak bir dönem mi yaşıyoruz?

Bu başarı ülkemizde sporun sevilmesini sağlıyor mu?

Daha çok gencimiz özenerek spor yapmaya başlıyor mu?

 

Yazarın Tüm Yazıları