GeriSeyahat Ege’nin kuytularına gizlenmiş renkler diyarı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Ege’nin kuytularına gizlenmiş renkler diyarı

Ege’nin kuytularına gizlenmiş renkler diyarı

Rengârenk ahşap süslemeli taş evleri, karanfilli kahveleri ve şenlikli düğünleriyle ünlü Çomakdağ köyleri doğal dokusunu, mimarisini ve kültürünü koruyor. Buralı kadınlar kıyafetleri ve başlıklarındaki çiçeklerle her günü renkli bir festival havasında yaşıyor.

Bodrum’un kuzeyinde, Milas Ovası’na bir lolipop şekeri gibi sokulmuş Bafa Gölü’nün göz alıcı maviliği geride kaldığında güneşin ısıttığı toprak kokusu genizleri yakıyordu. Çomakdağ köylerini saklayan Beşparmak Dağları’nın testere gibi tepelerine doğru asfalt yol devamlı yükseliyor, devleşmiş zeytin ağaçları bitmek bilmiyordu. Günlük yaşamda giydikleri renk renk kıyafetleri, iki dal fesleğen ve kır çiçekleriyle süslü geleneksel başlıklarıyla nam salan Çomakdağ’ın kadınlarıyla böyle başlamıştı tanışmamız. Ege’nin kuytularına gizlenmiş bu renkler diyarında, her köşe başı, her söz ve her yüz, çiçekler zamanını anlatan bir hikâyeye dönüştü. Biz kulak verdik, o anlattı...

İkiztaş, Ketendere, Kızılağaç... Geleneksel mimarisini ve özgün kültürünü günümüze dek koruyan Çomakdağ’ın köyleri.

Ege’nin kuytularına gizlenmiş renkler diyarı

İkiztaş, Ketendere ve Kızılağaç... Çomakdağ’ın köylerinde bütün evlerin kapısı ziyaretçilere açık. Yokuşlu yoldan çıkarken hangi kapıda dursak o ev bizim evimiz.

AHŞAP SÜSLÜ TAŞ EVLER

Yeşile, mora, maviye boyanmış ahşap süslemeli kesme taş evleri, rengârenk giysili kadınları ve cümbüşü dillere destan düğünleriyle Çomakdağ’ın hangi köyüne giderseniz gidin manzara aynı: Sabah güneşi, ahşap pencerelerden bakan genç kızların, kadınların, ninelerin renk renk nakışlarını aydınlatır. Allı pullu işlemelerinde kuş ve çiçek figürleri dikkat çeker. Kırmızılı, mavili ve yeşilli motifler sanki oyalardan fırlayıp canlanacak gibidir. Çomakdağ’ın kadınları tüm hünerlerini üzerlerinde taşır sanki. Çünkü baştan ayağa kadar şaşırtıcı bir özenle ilmek ilmek dokunmuş gibidir yöre kadınının kıyafetleri. Giysilerde yakın zaman önceye kadar görülen ipeğin hâkimiyeti kaybolmuş, pamuklu dokumalar tercih edilir olmuş. Genç kızların başlarında kullandığı renkli yemeniler ise evli kadınlarda ‘çimperi’ denilen ipek başörtüsüne bırakmış yerini. Asırlardır yöreye özgü Ege kültürünü yaşatan köylerin kesme taştan güzelim evleri gökkuşağının binbir rengini buluşturan ünlü bir ressamın tuvali gibi... Kadınlar, doğanın tüm renklerini taşıyan giysileri, takıları ve başlarına koydukları çiçekleri, Çomakdağ evlerinin renkliliğiyle tam bir uyum içinde.

Ege’nin kuytularına gizlenmiş renkler diyarı

Taş evleri bezeyen ahşap süslemelerin konuları çiçek, bitki, kuş, at arabası tekerleği, bayrak, gökkuşağı ve mozaik gibi hayal gücünün bin bir çeşit ürünü. Çomakdağ’da evlerden önce duvarlarla çevrili bahçeye, yöredeki adıyla ‘hayat’a giriliyor, sonra da ahşap bir merdivenle üst kattaki önü açık, ahşap sundurmaya ulaşılıyor. Veranda olarak tanımladığımız bu alanın Çomakdağ köylerindeki adı ‘ayazlık’. Kadınların toplandığı, yemek hazırladığı, misafirlerini ağırladığı, dikiş diktiği, kanaviçe işlediği yer de burası. Boncuk oyası için renkli malzemeler, çeyizler için çiçekli dokumalar getiren bohçacı kadınların buyur edildiği mekân da...

Allı pullu basmalar giymiş köy kızlarının çeşme başlarında toprak testilerine su doldurma geleneği hâlâ yaşıyor. Yaşlıların köy kahvehanelerinde saatlerce yolu gözlemesi, meraklı çocukların uçurtma uçurması, yağmurdan sonra topluca yamaçlara, mantara gidilmesi de öyle.

KAPI ÖNLERİ ÖNEMLİ

Zamanın yarım asır önce donup kaldığı Çomakdağ’da uzun yürüyüşlere çıkmak, kent yorgunları için bir klasik. Taş döşeli köy sokaklarında yürürken herkes “Hoş geldiniz” diye sesleniyor. Bütün evlerin kapısı ziyaretçilere açık.

Yokuşlu köy yolundan çıkarken, hangi kapıda dursak o ev bizim evimiz. Kapı önleri önemli... Köy kadınlarının gelinlik genç kızlara, asker yolu gözleyenlere, gurbete çıkacaklara nasihatler verdiği yer kapı önleri.

Kadınların, hatta kız çocuklarının bile gün doğarken, ‘harım’a, yani tarlaya gitmesi âdetten. Zeytincilik, elbette en önemli geçim kaynağı. Bir zamanlar antik Karia uygarlığına hayat veren buz gibi kaynak suları, ısınmasın diye toprak testilerde saklanıyor. Yemek pişirmek için odun ateşinin kora dönüşmesi bekleniyor hâlâ, asırlardır olduğu gibi...

Ege’nin kuytularına gizlenmiş renkler diyarı

GELENEKSEL DÜĞÜNLERİNİ TURİZME AÇTILAR

Çomakdağ’ın bir başka rengi de düğünleri. İlk dakikasından son anına kadar adım adım ritüellerle ilerleyen düğünlerin dünya çapında tanıtımı için İngilizce ve Almanca yayın yapan internet siteleri bile kurulmuş. Damat evine bayrak dikilmesiyle başlayan düğüne köy halkının tamamı katılıyor. Gelin çeyizi, duruma göre minibüs ya da atlarla taşınıyor. Çeyiz getirenlere yemek verilmesi
âdetten... Düğün öncesi, gençlerin köy meydanında güreşe tutuşması, eğlencenin bir parçası. Gelinler, alınlığına sarı liraların dizildiği, gerdanından bir bağla bağlanan özel başlıklar giyiyor. Damadın türküler ve şakalaşmalar eşliğinde tıraş edilmesi, kına gecesi, kadınlı erkekli yerel danslar, takı töreni, gerdeğe uğurlama, topluca keşkek yenmesi düğün ritüellerinden bazıları.

False