Sonuç olarak mağdurum!

Güncelleme Tarihi:

Sonuç olarak mağdurum
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2023 07:00

Hem görenlerle aynı parayı veriyorum film platformuna hem de istediğim hizmeti alamıyorum. Boş zamanımı boşa harcamak istemiyorum.

Haberin Devamı

İnsanlar boş zamanlarında neler yapıyor? Mevsim kış olunca sinemaya, tiyatroya, operaya gidilebilir. AVM gezileri olabilir mesela... Yani kapalı yerler daha çok. Buralarda nasıl gezeceğimiz bile uzmanlar tarafından düşünülüp tasarlanıyor, ona göre inşa ediliyor.

En çok nereden geçeriz, hesaplanıyor. Neyi ne kadar kullanırız, alırız; ne kadar zaman harcarız. Hep düşünülüyor önceden. Sonuç olarak bu alışveriş ve gezme bir işe dönüşüyor. Bizim boş zaman, sosyal hayat dediğimiz şey başkalarının iş hayatı haline geliyor.

Peki, evden çıkmadan ne yapıyoruz? Uzmanlar yine bizim için çalışıyor. Neyi, ne kadar izliyor, takip ediyoruz, bunlar hep bir süzgeçten geçiriliyor. Neyi, ne kadar izleyeceğimize yine başkaları karar veriyor. Hatta neyi okuyacağımıza bile. Ülke şartları gereği, dışarıda hayat çok pahalı olunca, mecbur ev eğlenceleri öne çıkıyor. Televizyon, sosyal medya veya film platformları gibi. Ben de takıldım bir film platformuna. ‘Bir-iki dizi, film bakayım’ dedim kendime. Hem ailece hem bireysel olarak ne izleyebilirim diye bir plan yaptım.

Haberin Devamı

Tabii görmeden, yani kör olarak film izlemek biraz farklı oluyor. Mesela oyuncuların konuşmadığı, ortam seslerinin olmadığı sahneleri anlayamıyorsunuz. ‘Acaba ekranda ne oluyor’ diye düşünüyor insan. Bu gibi durumları betimleme yoluyla çözüyoruz fakat betimleme de diğer erişilebilirlik kanalları gibi geri gidiyor gelişeceği yerde. 15 yıl önceki betimlemeler şimdikilerden iyiydi. Eskiden bu işi yapan tek bir yer vardı. Geç geliyordu filmler ama güzel işlenmiş oluyordu. Şimdilerde birden çok fazla yapan yer var fakat kalite yükseleceğine düşüyor. Mesela ‘Pera Palas’ta Gece Yarısı’ isimli dizide betimlemeler, görüntüden önde gidiyor. Kör olmama rağmen resmen filmi herkesten daha önce izliyorum. Sonra ‘Terzi’ dizisine başladık. O başta iyiydi ama bu defa da betimleyici her oyuncu konuşmadan önce onun lafa girdiğini söylüyor. Oysa ben filmi izliyorsam sesleri de tanıyorum zaten. Hangi sesin hangi karaktere ait olduğunu biliyorum ilk 10 dakika içinde. Betimleyici “Dimitri odaya girdi ve söze başladı” diyor. E ben tanıyorum Dimitri’nin sesini. Benim bütün hayatım bunun üstüne kurulu zaten, herkesi sesinden tanıyorum. Bunu düşünemiyor olmaları komik geldi bana. Bir de ben izlerken betimlemede sadece hareketleri istiyorum, onun dışında başka bir şeye gerek yok. İngilizce betimlenmiş film de izledim birkaç tane, anlayabildiğim kadar çok farklı bir sistemleri var. Sadece hareketler ve ortamlar hakkında bilgi geliyor. Bir de dümdüz okuyorlar betimlemeleri, hiçbir duyguya girmeden. Tam istediğim bu aslında. Birkaç film şirketini aradım ama dönüş yapmadılar, e-posta yoluyla ulaşmayı deneyeceğim. Yine birileri bizim adımıza kararlar vermiş ve “Böyle olsun” diye yapmış, yazmış ve dev film platformları da önemsememiş gibi hissettirdi bana. Görmeyen birinin kullanacağı bir yapıyı yine görmeyen insanların denetlemesi gerekiyor kanımca. Ödeme yaparken hiç fark etmiyor ama; ben de görüyormuş gibi aynı ödemeyi yapıyorum, oysa bana verilen hizmet memnun etmiyor ve hem de eksik hizmet alıyorum. Çünkü istediğim filmi izleme hakkım da yok, onlar hangisini betimlerse onu izleyebiliyorum. Sonuç olarak mağdurum; boş zamanlarımı boşa harcamak istemiyorum, hele üstüne bir de para vererek hiç!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!