İklim krizinin doğru bilinen yanlışları

Güncelleme Tarihi:

İklim krizinin doğru bilinen yanlışları
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2021 07:00

İklim krizinin sonuçlarını iyiden iyiye hissetmeye başladık. Tüm bilimsel veriler, yaşanan felaketlere karşın bunların daha iyi günlerimiz olduğunu gösteriyor. Peki, bu sert ve acımasız süreçle nasıl baş edeceğiz? Neyi, ne kadar doğru biliyoruz? Gelin doğru bildiğimiz yanlışlara bir göz atalım.

Haberin Devamı

YANLIŞ

‘İklim krizine neden olan sadece fosil yakıtlar, petrol-kömür biterse dert de biter.’

DOĞRU

Fosil yakıtlar kadar tarım ve hayvancılık endüstrisi, tüketim bağımlılığı gibi birçok konu var.

“Soruna bir parça üzerinden değil, bütün olarak bakmalı. Evet, 18’inci yüzyıl sonlarından itibaren fosil yakıtların kullanılması çok ciddi bir sorun. Fosil yakıtlar kadar etkili olan tarım ve hayvancılık endüstrisi, tüketim bağımlılığı gibi birçok konu var. Unutmamak gerekiyor ki biyolojik çeşitlilik kaybının da en önemli nedenlerinden biri tüketime dayalı yaşam biçimi. Çözüm topyekûn bu sisteme karşı olmaktan geçiyor ve geç kalmış değiliz.” (Ömer Madra-İklim aktivisti)

YANLIŞ

‘1.5-2 derece ısınsa ne olur ki? Dayanırız...’

DOĞRU

Dayanamayız.

“Şu anda Sanayi Devrimi’ne göre 1.2 derecelik bir artış var. Tüm dünyanın yıllık küresel ortalaması bu. Yerelde yansımaları çok farklı. Örneğin yüzey sıcaklığı yıllık ortalama 2 derece artarsa bunun Türkiye’deki karşılığı 4 dereceye ulaşacak. Ekstrem koşullarda 5-10 kata kadar çıkabilir. Bu durumun insan sağlığı ve konforu üzerinde çok büyük etkisi var.” (Prof. Dr. Murat Türkeş, Boğaziçi Üni. İklim Değişikliği ve Politikaları Uyg. ve Araş. Merk.)

Haberin Devamı

YANLIŞ

‘Yeni bir teknolojiyle karbon işini çözeriz.’ 

DOĞRU

Teknoloji bu problemin hiçbir zaman çözümü olamaz. 

“Çünkü problemin kaynağında enerji var. Havadan karbon emebilecek teknoloji var ama onu emip yeraltına gömmek için çok fazla enerji gerekiyor. Yerin altındakini çıkarıp yakarak karbon saldık... Çözüm basit: Kullanmamak…” (Prof. Dr. Levent Kurnaz)

YANLIŞ

‘Ben ne yapabilirim ki! Sorunu çözse çözse siyasetçiler çözer!’

DOĞRU

İklim krizi siyasilere bırakılmayacak kadar önemli ve hayati bir konu.

“Herkesin yapabileceği bir şeyler var. Greta Thunberg, bir kişinin neler yapabileceğine dair çok güzel bir örnek. 15 yaşında tek başına başladı iklim grevine. Tarihin en büyük protesto hareketlerinden biri oldu bu. Çocukların geleceklerini korumak için başlattığı hareket büyük bir taban hareketine dönüştü. Bu taban hareketinin bir parçası olup geri dönülmez noktadan önce bu işin üstesinden hep birlikte gelebiliriz.” (Ömer Madra)

Haberin Devamı

YANLIŞ

‘Canlılar da bir yer ısındıysa başka bir yere geçsin canım!’

DOĞRU

Hiçbir canlı kafasına göre bir yere gitmez.

“Canlıların yaşamını içinde bulunduğu şartlar belirler, orada olmasının nedenleri vardır. Örneğin meyve yarasası Afrika’dan Tarsus’a kadar geliyor. Ama Tarsus’un yakınındaki Niğde’ye gidemiyor. Çünkü burada donar ve yeterli meyve yoktur. İklim değişikliği nedeniyle canlılar dünyasında büyük bir kaosun yaşanmaya başladığını söyleyebiliriz. Birçoğunun yok olmasıyla sonuçlanacak bir kaos bu.” (Prof. Dr. Ahmet Karataş-Niğde Üniversitesi, Biyoloji Bölümü)

YANLIŞ

‘Anadolu’daki göllerin kurumasının tek nedeni iklim değişikliği’

DOĞRU

Göllerin kurumasının nedeni 1960’lardan bu yana yürütülen yanlış su ve tarım politikaları.

Haberin Devamı

“İklim göl ve sulak alanlar üzerindeki etkisini arttıracak ama bugün göllerin kuruması değil kurutulmasıyla karşı karşıyayız. Şimdiye kadar yüzde 100 kuraklık nedeniyle bir göl kurumadı. Örneğin Manisa’daki Marmara Gölü daha geçtiğimiz hafta kurudu. Göle su taşıyan iki kanal da barajlarla kesildi. Göl bu yüzden kuru. Türkiye’nin geri kalanında da durum aynı.” (Doğa Derneği Başkanı Dicle Tuba Kılıç)

YANLIŞ

‘İklim değişikliği kimsenin umurunda değil, insanlar ne demek olduğunu bilmiyor.’

DOĞRU

10 kişiden 7’si endişeli.

“İklim Haber ve KONDA’nın gerçekleştirdiği ve geçen kasım ayında açıklanan ‘Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2020’ araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de her 2 kişiden 1’i iklim krizinin virüsten daha büyük bir kriz olduğunu düşünürken, her 10 kişiden 7’si iklim değişikliği için endişeli olduğunu belirtiyor. Toplumun yüzde 75’i iklim değişikliğine karşı yeşil alanların korunması gerektiğini öne sürüyor. Her 4 kişiden 3’ü ekonomik kalkınma için ormanların kesilmesine karşı çıkıyor.” (KONDA-İklim Haber araştırması)

Haberin Devamı

YANLIŞ

‘Bize bir şey olmaz!’

DOĞRU

İçinde bulunduğumuz koşullarda artık nerede olursanız olun herkese her şey olabilir.

“Bundan 15 gün önce bana sorsaydınız Türkiye’de herkesin taşınması gereken en uygun ve korunaklı yerin Kastamonu olduğunu söyleyebilirdim. Neler olduğunu gördük. İklim değişikliğinin sonuçlarını her şeyiyle yaşıyoruz. Şuna emin olun ki iklim olaylarından biri olmazsa öbürü bulunduğumuz yere dokunacaktır. Bana bir şey olmaz demek anlamsız bir şey.” (Prof. Dr. Levent Kurnaz-Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi)

YANLIŞ

‘Selin, yangının iklimle ilgisi yok, bunlar daha önce de vardı, şimdi de var, doğal süreçler bunlar.’

Haberin Devamı

DOĞRU

Eskiden de sel, yangın ve kuraklık yaşanıyordu ama günümüzde sıklığı, süresi ve şiddeti arttı.

“Meteorolojik parametreler rekor üstüne rekor kırıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2018’de 840, 2019’da 935 ve 2020’de de 984 aşırı hava olayları yaşanmış. Hepsi de rekor rakamlar bunlar. 2001-2010 yılları arasında yıllık ortalama 309 aşrı hava olayı olurken 2011-2020 arasında bu rakam 614’e çıktı. Yani 10’ar yıllık dönemlerde afetler kendini 2’ye katlıyor.” (Prof. Dr. Doğanay Tolunay- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı)

YANLIŞ

‘Yaşasın! Tropik iklim oluyoruz, tropikal meyveler yiyeceğiz…’

DOĞRU

Evet, tropik bir iklim oluyoruz ama tropikal iklim Türkiye’ye bereket değil felaket getirir.

“Türkiye’de sıcaklık rejimi, tropikal iklim koşullarına yaklaşmış durumda. Kışın etkisi azalıyor. Baharlar daha ılık geçiyor. Bütün bunlar ‘serin ve soğuk’, bir de ‘sıcak ve ılık’ döneminin olduğu, iki mevsimli bir iklim anlamına geliyor. Bu değişiklik Türkiye’nin yüzde 70’ine yakınının çölleşmeyle karşı karşıya kalması, ekolojik ve biyolojik olarak da çok daha az üretken olması demek. Bugün ürettiklerimizin birçoğunu belki de üretemeyeceğiz.” (Prof. Dr. Murat Türkeş)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!