Beyin hücrelerini ölümden döndürüyor

Güncelleme Tarihi:

Beyin  hücrelerini  ölümden döndürüyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2022 07:00

ABD’de çalışmalarını sürdüren Doç. Dr. Hande Özdinler, Amerikalı bir doktorla birlikte yaptığı keşifle ölüm sürecine girmiş beyin hücrelerini canlandırdı. Doç. Dr. Özdinler, ALS’den parkinson’a birçok hastalığı iyileştirme umudu taşıyan buluşunu ve ilaç geliştirme çalışmalarını anlattı.

Haberin Devamı

ALS hastalarına müjde! ABD’de, Northwestern Üniversitesi’nde çalışmalarına devam eden Doç. Dr. Hande Özdinler, ölüm moduna giren beyin hücrelerini hayata döndürmeyi başardı. Yaptığı bu keşifle ALS hastalarının derdine derman olacak NU-9 adlı ilacın çalışmalarına da başlandı. Ödüllü biliminsanıyla konunun detaylarını konuştuk.

* Ölü beyin hücresini canlandırmak ne demek hocam?
Beyin çok kompleks bir yapı ve her hücre aynı anda, aynı sağlık düzeyinde olmuyor. Nörodejeneratif (sinir hücrelerinin ilerleyici kaybı) hastalıklarda, mesela alzheimer’da hippocampus nöronları en başta rahatsız olurken ALS’de beyindeki üst motor nöronlar rahatsızlanıyor. Bunu anlayıp o hücrenin hayatını kolaylaştırırsak rahat ediyor. Eğer yapmazsak sıkıntı devam ediyor, bir gün “Ben artık işimi yapamam, ne haliniz varsa görün” diyor. ‘Apoptosis’ ilan ediyor. Bir başka deyişle, intihar etmeye karar veriyor!

* Tek hücre değil, sanırım...
Bunun gibi binlerce hücre aynı anda “Ben öleceğim” diyor. Ölmenin de farklı çeşitleri var. Bazısı içine kapanıyor, hiç kimseye zarar vermiyor; bazısı patlıyor, herkesi zehirliyor; bazısı da ölürken her tarafa “Ben öldüm, sen de öl” diyor. İşte hücreler karar verip ölmeye başladıklarında; 60’ıncı gün, hücrelerin büyük bir kısmı zaten ölmüş oluyor, kortekste (beyin kabuğu) ölüm başlıyor. Daha önce bu aşamadan dönüş yoktu. Şimdi biz bu aşamada, Dr. Richard Silverman ile bulduğumuz ilacı, yani NU-9’u vermeye başlıyoruz. 60 gün veriyoruz ve hücreler ölecekken birden “Ölmeye aslında gerek yok, problem çözüldü” diyor. Yani onları ölüm modundan geri çevirmeyi ve hayata bağlamayı başardık. Bunu yaptıktan sonra hücreler, mitokondrileri sağlam olduğu için ATP (hücre içinde enerji birimi) üretiyorlar, stresleri azalıyor, hücrelerin yapıları bozulmamış oluyor.

*Peki, ölümden dönen, sağlıklı hale gelen hücre böyle mi devam ediyor?
İlacı sürekli vermemiz lazım. İlacı vermezsek eski, hastalıklı haline geliyor.

* Bir beyin hücresini hayata döndürmek nasıl bir süreçti?
Önce problemin ne olduğunu anlamak lazım. Bunun için beyinde, bu ölen nöronları ‘florasan’ (bir hücre inceleme yöntemi) yaptık. Böylece beyinde ölen hücreleri görmeye ve onların ilaçlara verdikleri tepkileri anlamaya başladık. Bu, ilaç geliştirme konusunda yepyeni bir açılım sağladı ve beyinde ölen motor nöronları için dünyada keşfedilen ilk molekülü bu sayede bulduk. Dr. Richard Silverman dünyanın yetiştirdiği en önemli tıbbi kimyager. Biz hastalıkların ismine değil, mekanizmalarına uygun ilaç buluyoruz. Böylece bu geliştirdiğimiz ilaç sadece bir hastalığa değil, birçok hastalığa fayda sağlayabiliyor.

Haberin Devamı

Beyin  hücrelerini  ölümden döndürüyor

Doç. Dr. Hande Özdinler

Haberin Devamı

* Yaptığınız şey ‘hücreyi bitkisel hayattan çıkarmak’ mı?
Biz, ölüme giden yolu durduruyoruz. O zaman ALS hastalarında tekrar nefes alma, yutkunma, el, bacak kullanma olabilir. Klinik çalışmalarda başarılı olursak NU-9 sadece ALS için değil, diğer hastalıklar için de faydalı olacak. Çünkü temel problemi çözüyor, problemi ortak olan hastalıklara da çözüm olacak.

* Alzheimer’a mı?
Alzheimer’da da protein agregasyonu var; sorunun bir bölümü çözülebilir yani. Mitokondri bozukluğu, parkinson’un neredeyse yüzde 50’sinde var. Onda da etkili olabilir. Zaten gelecekte kişiye özel ilaçlar olacak. Türkiye’de dünyayla, ABD ve Avrupa ile entegre bir klinik çalışma platformu oluşturmak istiyoruz. 5-10 yıl sonra birçok ilaç çıkacak. Türkiye eğer bu çalışmaların içine girmezse bu sefer bu ilaçları çok pahalı satacaklar.

Haberin Devamı

Bilim, ilaç, çözüm üreten bir ülke...

* Bu ilaç geliştirme çalışmalarının parçası olmak için ne yapmalı?
Türkiye’de akreditasyon merkezi kurmamız lazım. Şimdi bütün verileri topluyorum. Sağlık Bakanlığı’nın da bundan haberi var, görüşmemiz olacak. ALS Derneği’yle de görüşüyoruz. Bir ALS kliniği olmalı. İstanbul’dan çok daha küçük olan Şikago’da bile üç tane ALS kliniği var. Türkiye 80 milyon ve çok nörodejeneratif hastalık var ama bir tane bile klinik yok. Türkiye’nin bu çalışmaların bir parçası olması gerek. Bir vatandaş ve biliminsanı olarak ülkeme yapabileceğim en iyi şey bu.

* İlacın geliştirilme süreci ne aşamada?
Şu anda ilaç şirketi var ve biz toksik çalışmaları bitirdikten sonra Northwestern Üniversitesi’nde faz 1 çalışması yapılacak. Gelecek sene başlayabiliriz. Faz 2’ye geçtiğimizde gönül ister ki Türkiye’de de bu merkez kurulmuş, akreditasyon almış olsun. O zaman kendi klinik çalışmasını da başlatabilir. Türkiye de bilim, ilaç ve çözüm üreten bir ülke olsun.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!